Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, miras bırakanın 1/2 pay maliki bulunduğu 1939 tarih ve 2 ile tapuda kayıtlı taşınmazın tamamına kayıt maliklerinin tüm mirasçılarının paylarını haricen temlik alarak sahip olduğunu, ancak davalıların dikme kızılağaç ormanını kesip yerine çaylık yapmak suretiyle tahmini 3 dönümlük kısma müdahale ederek taşınmazlarına elattıklarını ileri sürüp; elatmalarının önlenmesini istemiştir.
Davalı Osman, çekişmeli taşınmaza ilişkin Nisan 1347 tarih ve 237 sıra nolu tapu kaydının bulunduğunu; diğer davalılar ise taraf taşınmazlarının ortak sınırının, babaları tarafından dikilen ceviz ağacı olup, kendi yerlerini kullandıklarını belirterek; davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın Dairece "... davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine Medeni Kanunun 81.maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığıyla davanın sürdürülmesi..." gereğine değinilerek bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; dava konusu taşınmazın davacının dayandığı tapu kaydı kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı A... O... Ö... ve O... Ö... vekili tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği dava değeri yönünden reddedilip gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, tapu kaydına dayalı elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile fen bilirkişilerinin 4.4.2006 tarihli ropar ve krokilerinde çekişmeli olarak belirledikleri B ve C harfleri ile gösterilen yerlere davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının dayandığı Ekim 1939 tarih 2 nolu tapu kaydının miktarının 3676 m2 olduğu, davalıların dayandığı Nisan 1327 tarih 237 sayılı tapu kaydının ise 2164 m2 miktarında iken tedavüllerinde 3072 m2 olarak belirtildiği; davacının miras bırakanın paydaşı olduğu kaydın batı ve güney sınırlarında, davalıların dayandığı kaydın paydaşlarından öksüz oğlu A..."in işaret edildiği, yine davalıların dayanağı tapu kaydında batı sınırında da davacının kök murisinin gösterildiği görülmektedir.
Bu durdumda tarafların dayandıkları tapu kayıtları yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız kişilerden seçilecek yerel bilirkişi yada bilirkişiler ve tarafların gösterecekleri tanıklar aracılığı ile bilgi alınması tapu kaydının gereği şekilde yerine uygulanması, uyuşmazlığın ortak sınırının saptanmasından kaynaklandığının anlaşılması halinde özellikle ortak sınır belirlenmeli; belirleme sırasında ayrıca, sınıra ilişkindir denebilecek işaret ve belgelerden; taşınmazların konumlarından ve fiziki toprak yapılarına bakılarak niteliklerinden yararlanılmalıdır.Bunun yanısıra, uzunca süredir devam edegelen kullanım şeklide karine olarak değerlendirilmelidir.
Yukarıda değinilen ilke ve olgular doğrultusunda yapılan eksiksiz bir soruşturmaya karşın; ortak sınırın saptanması imkanı bulunamamış ise,sabit ve çekişmesiz öteki sınırlardan bağlantıları kesilmeden tapu kayıtlarına, miktarlarına eşit kapsam tayin edilmeli; tayin edilecek miktarlar, davacının,tapu miktarından az,davalının daha fazla yer kullandığını ortaya koyduğu takdirde;davacının tapu miktarı, tapusunun miktarından aşağıya düşmemesi kaydıyla davalının taşınmazından tamamlanmalıdır.Tamamlama işlemi sonrası artan kısım olursa veya her iki tarafın tapu miktarlarından fazla yer kullandıkları anlaşılırsa; fazla kısım,kayıt miktarlarına oranlanarak ortak sınır belli edilmeli ve yapılan uygulama, Tapu Fen Memuru yada Kadastro Mühendisi sıfatını taşıyan uzman bilirkişiye düzenlettirilecek olan krokiye, denetime ve infazı sağlamaya elverişli bir biçimde yansıtılmalıdır.
Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle araştırma, inceleme ve uygulama yapılması, tapu kayıtlarının kapsamlarının belirlenmesi, varsa ortak sınırın açıklığa kavuşturulması, çekişmeli bölümlerin öteden beri halen kimin kullanımında olduğunun saptanması, uzman bilirkişilere keşfi izlemeye imkan verecek biçimde rapor ve buna bağlı infazda kolaylık sağlayacak şekilde kroki düzenlettirilmesi, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, yetersiz araştırmaya dayalı yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalılar A...O... Ö... ile O... Ö..."ün temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.