8. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/3283 Karar No: 2012/541 Karar Tarihi: 06.02.2011
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/3283 Esas 2012/541 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2011/3283 E. , 2012/541 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 01.02.2011 gün ve 449/95 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, miras yoluyla intikal, taksim ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak Hazine adına kayıtlı bulunan 915 ada 10 parselin tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine temsilcisi yargılama oturumlarında davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, kazanma koşulları davacı lehine oluştuğundan davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Arsa niteliğindeki 3198 m2 yüzölçüme sahip 915 ada 10 parselin, 30 yıldan fazla süre ile ..."ın işgalinde olduğu, Toprak Tevzi Komisyonu tarafından sınırlandırılan 465 mera parseli kapsamında kaldığı, Belediyece, imar planı içerisine alınması nedeniyle mera niteliğini kaybettiği açıklanarak 05.05.1995 tarihinde Hazine adına tespit edilmiş, tutanağın 11.07.1995 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydı oluşmuştur. Taşınmaz başında dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, taşınmazın öncesi mera niteliğinde ise de 1979 yılında davacı tarafından üzerine ev yapıldığı, 80 yıldan fazla süredir davacı ve miras bırakan babası tarafından kullanıldığı, taşınmazın çevresinde mera bulunmadığı bildirilmiş; ziraatçı uzman bilirkişi, taşınmazın ev ve arsa niteliğinde olduğunu, çevre taşınmazların mera bitki örtüsüne sahip olduğunu ve halen arsa niteliğinde kullanıldığını açıklamış ise de, taşınmaz 4753 sayılı Kanun uyarınca Toprak Tevzi Komisyonu tarafından 1961 yılında düzenlenen mera paftasına göre mera niteliğinde sınırlandırılan 465 parsel kapsamında kalmakta, mera norm kararında anılan kanun uyarınca mera olarak tahsis edilmiştir. Yerel bilirkişi ve tanıklar, öncesinin mera niteliğindeki yerlerden olduğu bildirildiğine, ziraatçı uzman bilirkişi tarafından çevresinin mera bitki örtüsüne sahip olduğu açıklandığına ve dava konusu taşınmaz ve çevresi 4753 sayılı Kanun uyarınca Toprak Tevzi Komisyonu tarafından 1961 yılında kadim meradan mera olarak tahsis edildiğine, yetkili organlar tarafından usulüne uygun olarak mera niteliği kaldırılmadığına göre belediye imar planı içerisine alınmış olması taşınmazın kadim mera niteliğini ortadan kaldırmayacağı gibi zilyetlikle kazanılmasını mümkün hale getirmez. Meralar, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup özel mülkiyete konu olamayacakları gibi süresi neye ulaşırsa ulaşsın zilyetlik ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla da iktisap edilemezler. Mahkemece açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yasal ve yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.