Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2019/8210
Karar No: 2020/6940
Karar Tarihi: 24.12.2020

Danıştay 10. Daire 2019/8210 Esas 2020/6940 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/8210
Karar No : 2020/6940

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ...
2- ...
3- ...
4- ...
5- ...
6- ...
VEKİLLERİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. V. …

İSTEMİN_KONUSU : ... Bölge İdari Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, davacılar tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, Şırnak ili, ... ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sürecinde yakınları olan ...'ın yaşamını yitirdiğinden bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık davacılardan müteveffanın yengesi ... için 200,00 TL maddi, 60.000,00 TL manevi; yeğenleri ..., ... , ..., ..., ...'ın herbiri için ayrı ayrı 20.000,00'er TL manevi olmak üzere toplam 200,00 TL maddi, 160.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:… sayılı kararıyla; davacılar tarafından, yakınları olan ...'ın ölümünün en geç 21/01/2016 tarihinde öğrenilmiş olduğunun açık olduğu, bölgede uygulanan sokağa çıkma yasağının ise 02/03/2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 05.00-19.30 saatleri arasında kaldırıldığının anlaşıldığı, 2577 sayılı Kanun'un 13. maddesi uyarınca yasağın kısmen kaldırıldığı 02/03/2016 tarihinden itibaren bir yıl içerisinde davalı idareye tazminat başvurusunda bulunulması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 07/03/2017 tarihinde İçişleri Bakanlığı kayıtlarına giren dilekçe ile tazminat ödenmesi istemiyle başvuruda bulunulduğu görüldüğünden işbu davanın 2577 sayılı Kanun'un 13. maddesi gereğince süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu .... İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacılar tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, sokağa çıkma yasağının uygulandığı dönemdeki zor koşullar gözetilmeksizin adalete erişimi tartışmanın ve davaları süreaşımı nedeniyle reddetmenin onarımı güç bir şekilde adalete güveni sarsacağı, adalete erişimin adil yargılanma hakkının temelini oluşturduğu, savcılık tarafından yürütülen soruşturma dosyasında failin henüz belli olmadığı belirtildiğinden eylemin idariliğinin henüz ortada olmadığı, bu nedenle davanın esasının görülmesi gerektiği, idareye ön başvurunun 02/03/2017 tarihinde iadeli taahhütlü posta ile yapıldığı, bu halde idareye başvuru tarihinin, başvurunun idare kayıtlarına girdiği tarih olarak alınmayıp dilekçenin postaneye verildiği tarihin başvuru tarihi olarak alınması gerektiği, bu durumda da davanın süresi içinde açıldığının görüleceği, Danıştay içtihatları, AİHM kararları ve hukuka aykırı olduğu iddialarıyla temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacıların temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Davacıların yakınının ölümüne ilişkin olayda eylemin idariliğine yönelik olumlu veya olumsuz herhangi bir tespitin yapılmadığı, bir başka deyişle zararı meydana getirdiği iddia edilen olaya ilişkin olarak yürütülen ceza soruşturmasının halen davacılar açısından eylemin idariliğinin dava açma süresinin geçtiğini ortaya koyacak şekilde kesinlik kazanmadığı anlaşıldığından, İdare Mahkemesinin davacıların zararlarını sokağa çıkma yasağının kısmen kaldırıldığı tarih itibariyle öğrendiği gerekçesiyle eylemin idariliği hususunu dikkate almadan bir diğer anlatımla zararın; zararı doğuran idari eylemin idariliği ile öğrenilmiş olması hususunu gözönüne almadan vermiş olduğu, süre aşımı yönünden davanın reddi yolundaki kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:


İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Davacılar tarafından, Şırnak ili, ... ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sürecinde yakınları olan ...'ın yaşamını yitirdiğinden bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık davacılardan müteveffanın yengesi ... için 200,00 TL maddi, 60.000,00 TL manevi; yeğenleri ..., ... , ..., ..., ...'ın herbiri için ayrı ayrı 20.000,00'er TL manevi olmak üzere toplam 200,00 TL maddi, 160.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari eylemleri öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve herhalde idari eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği hükme bağlanmıştır.
Maddede yer alan tam yargı davaları, idari eylem nedeniyle uğranılan zararın tazminini ifade etmektedir. Bu nedenle, tam yargı davasının açılabilmesi için eylemin idariliğinin ve yol açtığı zararın ortaya çıkması zorunludur.
İdari eylem, idarenin işlevi sırasında bir hareketi, bir davranışı, bir tutumu veya hareketsizliği; idari karar ve işlemle ilgisi olmayan, başka bir deyişle öncesinde, temelinde bir idari karar veya işlem olmayan salt maddi tasarrufları ifade etmektedir.
Söz konusu eylemlerin idariliği ve doğurduğu zarar, bazen eylemin yapılmasıyla birlikte ortaya çıkarken; bazen de çok sonra, eylemin niteliğine göre ceza yargılamaları sonucu ortaya çıkabilmektedir.
Esasen, idari eylemin tamamlandığı ve zararın tam olarak ortaya çıktığı tarih dikkate alınmadan bir ve beş yıllık sürenin hesaplanması, bazı hallerde dava açma hakkının kullanılmaması sonucunu doğuracaktır. Zararın ortaya çıkmasıyla kullanılması mümkün olan dava açma hakkını ortadan kaldırır biçimde süre hesabı yapılmasının ise hak arama özgürlüğüyle bağdaşmayacağı açıktır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, Şırnak ili, ... ilçesinde 14/12/2015 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sürecinde davacıların yakını olan ...'ın 20/01/2016 tarihinde hayatını kaybettiği, akabinde şahsın cesedi üzerinde otopsi işleminin yapıldığı, ölü muayenesi ve otopsi yapılmasıyla kesin ölüm nedeninin belirlenmesinin ardından cesedin 21/01/2016 tarihinde müteveffanın kardeşi olan ... 'a teslim edildiği, bölgede uygulanan sokağa çıkma yasağının 02/03/2016 tarihinden itibaren saat 05.00-19.30 arasında geçerli olmak üzere kaldırıldığı, davacılar tarafından tazminat ödenmesi istemiyle İçişleri Bakanlığı kayıtlarına 07/03/2017 tarihinde giren dilekçe ile başvurulduğu, başvuru tarihi itibariyle ölüm olayı ile ilgili olarak ... Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan soruşturmanın devam ettiği görülmektedir.
Bu durumda, davacıların yakınının ölümüne ilişkin olayda eylemin idariliğine yönelik olumlu veya olumsuz herhangi bir tespitin yapılmadığı, bir başka deyişle zararın oluşumuna sebep olduğu iddia edilen olaya ilişkin olarak yürütülen ceza soruşturmasının davacılar açısından zararın idari eylemden kaynaklandığını ortaya koyacak şekilde kesinlik kazanmadığı anlaşıldığından, zararın idari eylemden kaynaklanıp kaynaklanmadığının yürütülen soruşturma sonucunda ortaya çıkacağı, soruşturma sonucu ile soruşturma dosyasında mevcut bilgi ve belgelere göre zararın idari eylemden kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacıların zararlarını sokağa çıkma yasağının kısmen kaldırıldığı tarih itibariyle öğrendiği gerekçesiyle süre aşımı nedeniyle davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu kararda hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.


KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin .... İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdari Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 24/12/2020 tarihinde kesin olarak oy çokluğuyla karar verildi.

(X)_KARŞI OY :
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararı hukuka uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından davacıların temyiz istemlerinin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği oyuyla, bozulması yönündeki Daire Kararına katılmıyoruz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi