Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/604
Karar No: 2020/3464
Karar Tarihi: 24.12.2020

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/604 Esas 2020/3464 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/604
Karar No : 2020/3464

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Konfederasyonu
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …
Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 21/10/2019 tarih ve E:2019/11027, K:2019/6960 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 02/08/2019 tarih ve 30850 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 5 Seri No'lu Gümrük Genel Tebliği'nin (Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi) 3. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 21/10/2019 tarih ve E:2019/11027, K:2019/6960 sayılı kararıyla;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, idari davaların idari işlemler hakkında yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı, 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinde, dava dilekçesinin, davacının dava açma ehliyeti olup olmadığı yönünden inceleneceği, 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, davacının, iptali istenen işlem yönünden dava açma ehliyeti bulunmadığı anlaşıldığında davaların reddine karar verileceği kurallarına yer verildiği,
İdarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olmakla birlikte, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören kanun koyucunun, iptal davaları için menfaat ihlalini, subjektif ehliyet koşulu olarak getirdiği,
İptal davalarındaki subjektif ehliyet koşulunun, doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin bir sorun olması dolayısıyla idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerektiği, nitekim, çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda subjektif ehliyet koşulunun, bu durum dikkate alınarak yorumlanması gerektiğine ilişkin Danıştay kararlarının yerleşik içtihat niteliği kazandığı,
İptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek yanlı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen işlemlerin; ancak bu idari işlemle doğrudan meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceği, aksi hâlde, her idari işlemle dolaylı da olsa bir menfaat ilgisi kurulmak suretiyle dava açılmasını kabul etmek, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması şartının ihlali sonucunu doğuracağı,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 97. maddesinde, konfederasyonların kuruluş amaçları aynı olan en az üç federasyonun, amaçlarını gerçekleştirmek üzere üye sıfatıyla bir araya gelmeleri suretiyle kurulacağı, her konfederasyonun bir tüzüğünün bulunacağının belirtildiği,
Benzer bir düzenlemenin, 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu'nun 3. maddesinin (d) bendinde de yer aldığı, anılan maddede "oda"nın, esnaf ve sanatkârların kuracakları ihtisas ve karma esnaf ve sanatkârlar odalarını; "konfederasyon'un ise, esnaf ve sanatkârlar odaları, birlikleri ve federasyonları arasında birliği temin, gelişme ve ilerlemeyi sağlamak ve genel olarak esnaf ve sanatkârların çalışmalarını meslekî yönden ve kamu yararına uygun olacak şekilde düzenlemek ve bu hususta gerekli görülecek her türlü tedbiri almak ve teşebbüste bulunmak, meslekî eğitimlerini geliştirmek, esnaf ve sanatkârları yurt çapında ve uluslararası düzeyde temsil etmek, sorunlarının çözümü için ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar nezdinde gerekli girişimlerde bulunmak, ulusal ekonomideki gelişmelere paralel olarak lüzumlu görülecek meslekî tedbirleri almak ve Bakanlık tarafından esnaf ve sanatkârlarla ilgili verilecek görevleri yapmak üzere kurulan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu şeklinde tanımlandığı, aynı Kanun'un 39. maddesinde ise üyeleri hakkında gerekli bilgilerin Bakanlık e-esnaf ve sanatkâr veri tabanında düzenli olarak bulunmasını sağlama(k), resmî ve özel mercilerce lüzumlu görülecek konularda istenecek bilgi ve mütalaayı verme(k), mensuplarının genel meslekî menfaatlerini ilgilendiren konularda, adli ve idari yargı mercileri önünde Konfederasyon genel başkanı marifetiyle konfederasyonu temsil etme(k)nin konfederasyonların yönetim kurulunun görevleri arasında sayıldığı,
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 03/03/2006 tarih ve E:2005/1, K:2006/1 sayılı kararında da belirtildiği gibi, 4688 sayılı Kanun'un 19/(f) maddesi, sendika ve üst kuruluşlara, bizzat taraf oldukları hukuki ilişkiler dolayısıyla davacı ve davalı oluş sıfatları ile ortak çıkarların korunması için tanınan davacı olabilme sıfatından başka, hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya bunların mirasçılarını her derecedeki yargı organları önünde temsil etme ve dava açma hakkı tanındığı, kanun koyucunun, anılan düzenleme ile sendika ve üst kuruluşları, diğer tüzel kişiliklere genel hükümler uyarınca tanınan taraf olma ve dava açma ehliyetinin dışında, üyelerini ve bunların mirasçılarını temsil etme ve ettirme yetkisi ile donattığı, buna göre, söz konusu maddenin sendikalara ve üst kuruluşlarına tanıdığı yetkinin ehliyet değil, temsil bağlamında değerlendirilmesi gerektiği, başka bir anlatımla kanun koyucunun, getirdiği bu düzenleme ile idare tarafından sendika üyesi kamu görevlisi hakkında tesis edilen bireysel (subjektif) işlemler nedeniyle bu ilişkinin tarafı olmayan sendika ve üst kuruluşa, üyesinin isteğine bağlı olarak uyuşmazlığın çözümünde taraf olarak kendisini temsil etme yetki ve sorumluluğunu verdiği,
Bahsi geçen Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararından da anlaşılacağı üzere, 5362 sayılı Kanun'un 3/(d) maddesiyle oda, birlik ve federasyon üst kuruluşu olan konfederasyona, yalnızca oda, birlik veya federasyon üyesinin menfaatini ihlal eden bireysel işleme karşı, onu temsilen dava açma yetkisi tanındığı, konfederasyonun üyelerini, oda üyeleri değil, odaların kendisi oluşturduğu hususu dikkate alındığında konfederasyonun, oda üyelerine yönelik düzenleyici işlemlere karşı dava açamayacağı, zira konfederasyonun, yasayla verilen özel yetki dışında, sadece kendi tüzel kişiliğine yönelen düzenlemelere karşı dava açma ehliyetini haiz bulunduğu,
Dava konusu düzenleme ile ilgili olarak menfaatleri ihlâl edilmiş kişiler ile bu kişilerin üyesi olduğu oda, birlik ve federasyonlar tarafından dava açılabileceğinde kuşku bulunmamakla birlikte davacı konfederasyonun, doğrudan kendi üyesi oda, birlik ve federasyonlara uygulanma olanağı bulunmayan 02/08/2019 tarih ve 30850 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 5 Seri No'lu Gümrük Genel Tebliği'nin (Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi) 3. maddesinin altıncı fıkrasının (b) bendinin iptali istemiyle dava açma ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonunun Anayasa'nın 135. maddesi uyarınca kanunla kurulmuş, kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olduğu, esnaf ve sanatkarların mesleki faaliyetlerini yürütebilmeleri için odalara üye olmak zorunda oldukları, dernek ve sendikaların ise birer özel hukuk tüzel kişisi oldukları ve buralara üyeliğin ihtiyari olduğu, bu nedenle Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonunun dernek ve sendika konfederasyonları ile aynı statüde değerlendirilemeyeceği, 5362 sayılı Kanun'un 3/(k) ve 39/(e) maddeleri uyarınca, doğrudan esnaf ve sanatkarlar ile ilgili görev ve sorumluluklarının bulunduğu ve 2 milyona yakın esnaf ve sanatkarın temsilcisi olduğu, esnaf ve sanatkarların mesleki menfaatlerinin korunması hususunun kendi görev ve sorumluluğunda bulunduğu, bu nedenle dava konusu düzenlemenin iptali istemiyle dava açma ehliyetini haiz bulunduğu, aksi yönde verilen Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 21/10/2019 tarih ve E:2019/11027, K:2019/6960 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Kesin olarak, 24/12/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X-5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde, "Oda"; esnaf ve sanatkârların kuracakları ihtisas ve karma esnaf ve sanatkârlar odalarını, "Konfederasyon" ise; esnaf ve sanatkârlar odaları, birlikleri ve federasyonları arasında birliği temin, gelişme ve ilerlemeyi sağlamak ve genel olarak esnaf ve sanatkârların çalışmalarını meslekî yönden ve kamu yararına uygun olacak şekilde düzenlemek ve bu hususta gerekli görülecek her türlü tedbiri almak ve teşebbüste bulunmak, meslekî eğitimlerini geliştirmek, esnaf ve sanatkârları yurt çapında ve uluslararası düzeyde temsil etmek, sorunlarının çözümü için ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar nezdinde gerekli girişimlerde bulunmak, ulusal ekonomideki gelişmelere paralel olarak lüzumlu görülecek meslekî tedbirleri almak ve Bakanlık tarafından esnaf ve sanatkârlarla ilgili verilecek görevleri yapmak üzere kurulan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu, şeklinde tanımlanmıştır.
Aynı Kanun'un "Odaya kayıt" başlıklı 6. maddesinin 4. fıkrasında; "Esnaf ve sanatkârlar odasına kayıtlı olanlar, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesindeki ticaret ve sanayi odasına, ticaret odasına, sanayi odasına, deniz ticaret odasına; bu odalara kayıtlı bulunanlar ise esnaf ve sanatkârlar odasına kaydedilemezler. Sermaye şirketlerinin ortakları, başkaca esnaf ve sanatkârlık faaliyeti olmadıkça, sadece şirket ortaklığı sebebiyle hiçbir şekilde esnaf ve sanatkârlar odalarına üye kaydedilemezler." hükmü, Oda yönetim kurulunun görev ve yetkilerinin düzenlendiği 11. maddesinde ise; "Oda üyelerinin sicillerini tutmak ve bu bilgileri Bakanlık e-esnaf ve sanatkâr veri tabanında güncelleştirerek eksiksiz ve doğru olarak her an hazır halde bulundurmak, üyeler tarafından talep edilen belgeleri bilgisayar ortamında düzenlemek, ayrıca üyelerinin çalışma konuları hakkında resmî makamlarca istenilecek bilgileri vermek. Oda üyelerinin çalışma konularına giren hususlarda haklarını korumak için resmî ve özel kuruluşlar nezdinde girişimlerde bulunmak, üyelerinin meslekî menfaatlerini ilgilendiren konularda, adli ve idari yargı mercileri önünde oda başkanı marifetiyle odayı temsil etmek." hükmü yer almaktadır.
Dava konusu Tebliğ'in iptali istenen 3. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde, kayıtlı ihracatçı sistemine başvuru sürecinde yapılacak işlemler düzenlenmiş ve yetkili memur tarafından başvuru sahibinin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde kaydı olup olmadığı ve nüshalarda yer alan imzasının imza sirküleriyle uyumlu olup olmadığının kontrol edileceği belirtilmiştir.
Yukarıda hükümlerine yer verilen kanuni düzenleme ve dava konusu Yönetmeliğin iptali istenen ilgili kısımları birlikte değerlendirildiğinde; esnaf ve sanatkârların Oda sicillerini tutmak, bu bilgileri Bakanlık e-esnaf ve sanatkâr veri tabanında güncelleştirerek eksiksiz ve doğru olarak her an hazır halde bulundurmak, üyeler tarafından talep edilen belgeleri bilgisayar ortamında düzenlemek, ayrıca üyelerinin çalışma konuları hakkında resmî makamlarca istenilecek bilgileri vermek, Oda üyelerinin çalışma konularına giren hususlarda haklarını korumak için resmî ve özel kuruluşlar nezdinde girişimlerde bulunmak, üyelerinin meslekî menfaatlerini ilgilendiren konularda, adli ve idari yargı mercileri önünde Oda başkanı marifetiyle Odayı temsil etmek gibi görevlerin, esnaf ve sanatkârların üyesi oldukları esnaf ve sanatkâr odalarının görevleri arasında yer aldığı açıktır.
Esnaf ve sanatkârların kayıtlı ihracatçı sistemine başvuru sürecinde, esnaf ve sanatkâr odaları tarafından tutulan esnaf ve sanatkâr sicil kaydının değil de Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde kaydı olup olmadığının ve nüshalarda yer alan imzasının imza sirküleriyle uyumlu olup olmadığının kontrol edileceğine yönelik dava konusu düzenlemenin, esnaf ve sanatkarların yanı sıra esnaf ve sanatkâr odalarını da doğrudan ilgilendirdiğinin kabulü gerekmektedir.
Kaldı ki, 5362 sayılı Kanun'un yukarıda metnine yer verilen 3. maddesi hükmünde konfederasyonun tanımı yapılırken açıkca, "... genel olarak esnaf ve sanatkarların satış malları mesleki yönden ve kamu yararına uygun olacak şekilde düzenlemek ve bu hususta gerekli görülecek her türlü tedbiri almak..., esnaf ve sanatkarların yurt çapında ve uluslararası düzeyde temsil etmek, sorunlarının çözümü için ulusal ve uluslararası kurum kuruluşlar nezdinde gerekli girişimlerde bulunmak..." düzenlemesine yer verildiğinden, TESK'in sendika ve diğer dernek konfederasyonlarından farklı olarak, bağlı odaları ilgilendirmese dahi doğrudan esnaf ve sanatkarları ilgilendiren konularda da dava açabileceği sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda davacı Konfederasyonun üyeleri olan esnaf ve sanatkâr odalarının görev alanına giren ve doğrudan esnaf ve sanatkarları da ilgilendirdiğinde kuşku bulunmayan bir konu hakkında yapılan dava konusu düzenlemeye karşı davacı Konfederasyon tarafından açılan davada, davacının dava açma ehliyeti bulunduğundan, temyiz isteminin kabulü ile temyize konu Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi