Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/8496
Karar No: 2007/10135
Karar Tarihi: 25.10.2007

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/8496 Esas 2007/10135 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2007/8496 E.  ,  2007/10135 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : AKÇAABAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 16/03/2007
    NUMARASI : 2007/17-2007/82

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, miras bırakanın mal kaçırmak amacıyla 197 parsel sayılı taşınmazı davalı Şerif’e satış yoluyla temlik ettiğini, satışın gerçek olmadığını ileri sürüp, muvazaa nedeniyle 197 parselin ifrazıyla oluşan 2143 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, dava konusu taşınmazın satışının gerçek olduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davalı Ş... dışındaki davalıların kayıt maliki olmadıkları, dava konusu taşınmazın davalı Ş...’e temlikinin muvazaalı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
                                                                    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; miras bırakanın çekişme konusu 197 parsel sayılı taşınmazı 16.05.1995 tarihli akitle satış yoluyla davalı Ş... H..."na temlik ettiği, taşınmazın 06.11.1996 da ifraz edilmek suretiyle 2143, 103 ada 1 ve 2 parsellerin oluşturduğu, 2143 parselin halen davalı Ş... adına kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Davacılar anılan bu temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
    Mahkemece, davalı Ş... dışındaki davalıların davada husumetleri bulunmadığı gözetilerek davanın anılan davalılar yönünden reddedilmesi doğrudur. Yine; davada açıkça tazminat miktarı gösterilip usulünce bu yönden açılmış bir dava olmadığından bu konudaki isteğinde reddi de isabetlidir. Davacıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
    Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1-4-1974 tarih 1/2 Sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; yapılan araştırma ve uygulama sonucu çekişme konusu 2143 parsel sayılı taşınmazın resmi akit tarihindeki değeri ile o tarihdeki gerçek satış değeri arasında açık ve aşırı nispetsizlik bulunduğu, murisin özellikle, o tarih itibariyle mal satma ihtiyacının olmadığı, taşınmazı davalı Ş..."e çok düşük bedelle temlik etmesinin makul ve zorunlu bir sebebinin bulunduğunun tespit edilemediği, kayıt maliki davalı Ş..."in satın almaya rağmen taşınmazı hiç kullanmadığı görülmektedir. Böylece elde edilen tüm bilgi ve deliller yukarıdaki ilkelerce birlikte değerlendirildiğinde muris tarafından yapılan temliki işlemin muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır.
    Hal böyle olunca; 2143 parsel yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 25.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi