Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/680
Karar No: 2019/200

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/680 Esas 2019/200 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/680 E.  ,  2019/200 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 19. Ceza Dairesi
    Mahkemesi : İZMİR 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza
    Günü : 07.05.2014
    Sayısı : 3-189

    5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu"na muhalefet suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanık ... hakkında 5846 sayılı Kanun’un 5728 sayılı Kanun ile değişik 81/4, 5237 sayılı TCK"nın 62, 50, 52/2 ve 54. maddeleri uyarınca hapisten çevrilen 6.000 TL ve doğrudan verilen 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve müsadereye ilişkin İzmir 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesince verilen 08.06.2009 tarihli ve 53-592 sayılı hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesince 30.10.2013 tarih ve 12618-20361 sayı ile;
    "Sanıklar hakkında, 5846 sayılı Kanun"un 5101 sayılı Kanun ile değişik 81/9-1-b maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı ve 5846 sayılı Kanun"un 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun"un 143. maddesi ile değişik 81/4. maddesi ile yapılan karşılaştırma sonucunda 81/9-1-b maddesi uyarınca adli para cezası seçilerek lehe kabul edilen 81/4. madde uyarınca hüküm kurulduğu, 5846 sayılı Kanun"un 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun"un 143. maddesi ile değişik 81/4. maddesinde "Bandrol yükümlülüğüne aykırı ya da bandrolsüz olarak bir eseri çoğaltıp satışa arz eden, satan, dağıtan veya ticari amaçla satın alan ya da kabul eden kişi bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır." hükmüne yer verilmiş ise de aynı maddenin içtimayı düzenleyen 13. fıkrasında yer alan "Bandrol yükümlülüğüne aykırılığın aynı eserle ilgili olarak 71. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde tanımlanan suçla birlikte işlenmesi hâlinde, fail hakkında sadece 71. maddeye göre cezaya hükmolunur. Ancak, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır." hükmü ve 5728 sayılı Kanun"un 138. maddesiyle değişik 71/1. maddesindeki "Bu kanunda koruma altına alınan fikir ve sanat eserleriyle ilgili manevi, mali veya bağlantılı hakları ihlal ederek: Bir eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı hak sahibi kişilerin yazılı izni olmaksızın işleyen, temsil eden, çoğaltan, değiştiren, dağıtan, her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma ileten, yayımlayan ya da hukuka aykırı olarak işlenen veya çoğaltılan eserleri satışa arz eden, satan, kiralamak veya ödünç vermek suretiyle ya da sair şekilde yayan, ticari amaçla satın alan, ithal veya ihraç eden, kişisel kullanım amacı dışında elinde bulunduran ya da depolayan kişi hakkında bir yıldan beş yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur." şeklindeki hüküm uyarınca, sanıklarda yakalanan dava konusu bandrolsüz eserler ile ilgili katılanın hak sahipliğini kanıtladığı ve sanıklardan şikâyetçi olduğu, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun ile getirilen TCK"nın 61/9. maddesinde yer alan "Adlî para cezasının seçimlik ceza olarak öngörüldüğü suçlarda bu cezaya ilişkin gün biriminin alt sınırı, o suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az; üst sınırı da, hapis cezasının üst sınırından fazla olamaz." şeklindeki düzenlemenin suç tarihi itibariyle uygulanamayacağı ve 5846 sayılı Kanun"un 5728 sayılı Kanun ile değişik 71/1. maddesindeki "...kişi hakkında bir yıldan beş yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur." şeklindeki düzenlemeye göre mahkemece 81/9-1-b maddesindeki adlî para cezasının tercih edilmesi nedeniyle TCK"nın 52/1. maddesi uyarınca sanıklar hakkında 5 gün ile 730 gün arasında gün adli para cezasının tayin edilebileceği gözetilerek, bu hususların dikkate alınması suretiyle lehe Kanun"un belirlenmesi bakımından 5846 sayılı Kanun"un suç tarihinde yürürlükte bulunan 5101 sayılı Kanun ile değişik 81. maddesinin 9. fıkrasının l/b alt bendi ile 5728 sayılı Kanun ile değişik 81/13. maddesi ve aynı Kanun"un 71/1. madde hükümleri karşılaştırarak sanıklar yararına olan Kanun"un belirlenip sonucuna göre uygulama yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel Mahkeme ise 07.05.2014 tarih ve 3-189 sayı ile;
    "Birincisi 5728 sayılı Kanun ile değişik, 5846 sayılı Kanun"un 81/4. maddesinde bandrol zorunluluğuna ya da bandrol yükümlülüğüne aykırılık eylemleri suç olarak düzenlenmiştir. Madde "ya da" diyerek iki ayrı suç işleme şeklinden bahsetmektedir. 5728 sayılı Kanun ile değişik, 5846 sayılı Kanun"un 81/13. maddesinde bandrol yükümlülüğüne aykırılığın aynı eser ile ilgili olarak mali ve manevi hak ihlali suçu ile birlikte işlenmesi hâlinde fikri içtima hükümlerinin uygulanacağı, aynı Kanun"un 71/1. maddesine göre verilecek olan cezanın 81/13. maddesi uyarınca 1/3 oranında arttırılacağı öngörülmüştür. Kanun koyucu bu seçimi bilinçli yapmış, bandrolsüz olarak dememiş, gerçek hak sahibi olan kişilerin bandrol yükümlülüğünü ihlal ederken aynı zamanda mali ve manevi hakları da ihlal etmesi halinde daha ağır cezalandırılmalarını istemiştir. Suçun iki tür faili vardır. Bandrolsüz olarak bir eseri çoğaltıp satışa sunmanın, kabul etmenin, satmanın, dağıtmanın faili bandrol yükümlülerinin dışındaki herkestir. Ancak bandrol yükümlülüğüne aykırı olarak bir eseri çoğaltıp satışa sunmanın, kabul etmenin, satmanın, dağıtmanın faili sadece bandrol yükümlüleridir. Bandrol alabilecek kişilerden olmayan sanık bandrol yükümlüsü değildir. Yargıtay 7. Ceza Dairesi 5846 sayılı Kanun"un 81/4. maddesindeki "ya da" bağlacına rağmen şikâyetin varlığı halinde bandrol yükümlüsü olmayan kişiler hakkında 5846 sayılı Kanun"un 81/13. maddesinin yollaması ile 71/1. maddesinin uygulanacağını belirtmiştir. Maddede sadece bandrol yükümlülüğüne aykırılık hâlinde cezanın artılacağı düzenlenmiştir. Kanun koyucu Yargıtay 7. Ceza Dairesinin görüşünü benimsese idi, 81/13. maddeye, 81/4. maddedeki "ya da" bandrolsüz olarak sözünü de eklerdi veya sadece badrolsüz olarak derdi. 5728 sayılı Kanun ile değişik 5846 sayılı Kanun"un 81/1. maddesinde bandrol zorunluluğu, 81/2. maddesinde bandrol yükümlülüğü düzenlenmiştir. Sanık sadece bandrol yükümlüsü olmayanların işleyebileceği bandrol zorunluluğuna aykırılık eylemini gerçekleştirmiştir. Sanık aynı zamanda mali ve manevi hak ihlali suçunu da işlemiştir. Sanık bandrol yükümlüsü olmadığı için burada genel fikrî içtima devreye girmeli ve daha ağır cezayı gerektiren 5728 sayılı Kanun ile değişik 5846 sayılı Kanun"un 81/4. maddesinden dolayı ceza tayin edilmelidir. Mahkememiz Yargıtay 7. Ceza Dairesi ile aynı görüşte değildir. Sanık bandrol yükümlüsü olmadığından sanık hakkında 5846 sayılı Kanun"un 71/1, 81/13. maddesi uygulanamaz.
    İkincisi Yargıtay 7. Ceza Dairesi TCK"nın 44. maddesinde belirtilen fikrî içtimanın kendisine özgü en ağır cezayı gerektiren maddeye göre ceza tayin edileceği kuralını dikkate almaksızın lehe kanunun belirlenmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Mahkememiz bu görüşte değildir. Çünkü:
    5728 sayılı Kanun ile değişik 5846 sayılı Kanun"un 81/13 ve 71/1. maddeleri özel bir fikrî içtima düzenlemesidir. Benzer düzenleme TCK"nın 277/2, 297/1. maddelerinde de bulunmaktadır. Şikâyet veya kamu davasına katılma hâlinde en ağır sonuç doğuran cezanın belirlenmesi ve ona göre ceza verilmesi gerektiği hâlde Yargıtay 7. Ceza Dairesinin yaptığı yorum fikrî içtima kurallarını bertaraf etmekte, şikâyet olmasa daha fazla ceza alacak olan fail bakımından af sonucunu doğurmaktadır. Çünkü 5846 sayılı Kanun"un 81/4. maddesindeki hapis cezası ortadan kalkmaktadır.
    Fikrî içtima kurallarına göre ceza verilecek olsa bile TCK"nın 44. maddesi uyarınca ceza tayin edilirken içtimaya dahil olan suçlardan en ağır cezayı gerektiren suç hangisi ise ona göre ceza tayin edilir. Ancak kanun koyucu burada en ağır cezayı içeren 5846 sayılı Kanun"un 81/4. maddesini değil, 81/4. maddedeki hapis cezasını yok etmeyecek şekilde 5846 sayılı Kanun"un 71/1. maddesine göre ceza verilmesini ve cezanın 5846 sayılı Kanun"un, 81/13. maddesi uyarınca arttırılmasını öngörmüştür. Uygulanacak kanun maddesinin seçimini hâkime bırakmamıştır. Böylece TCK"nın 44. maddesinin nasıl uygulanacağını kendisi belirlemiş ve maddeye istisna getirmiştir. Bu yüzden içtimaen ceza tayin edilirken 5846 sayılı Kanun"un 71. maddesindeki seçimlik cezalardan para cezasının tercih edilmesi mümkün değildir. Çünkü içtimaya dahil olan 5846 sayılı Kanun"un 81/4. maddesinin yaptırımı olan hapis cezası yok edilemez. Lehe kanun belirlenirken yapılacak karşılaştırmada 5728 sayılı Kanun ile değişik 5846 sayılı Kanun"un 71/1, 81/13. maddesinin uygulanması gerekseydi dahi 71/1. maddedeki para cezası seçilerek ceza tayin edilmesi TCK"nin benimsediği fikrî içtima kuralına aykırı olacaktır." şeklindeki gerekçeyle direnerek ilk hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
    Bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.01.2016 tarihli ve 247362 sayılı "onama" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 86-590 sayı ile 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, Yargıtay 7. Ceza Dairesince 09.03.2017 tarih ve 22-1957 sayı ile direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olduğundan bahisle verilen görevsizlik kararı üzerine, dosyanın gönderildiği Yargıtay 19. Ceza Dairesince 04.05.2017 tarih ve 2929-4201 sayı ile Yerel Mahkeme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığını belirleme yetkisinin Ceza Genel Kuruluna ait olduğu gerekçesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanık ... hakkındaki direnme kararına konu mahkûmiyet hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup temyizin kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu"na muhalefet suçundan açılan kamu davasında sanığın lehine olan kanunun tespitine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Sanık ... ve inceleme dışı sanık ...’a ait iş yerinde yapılan arama sonucunda 209 adet bandrolsüz ve kopya film, müzik ve oyun CD/DVD’lerinin ele geçirildiği olayla ilgili olarak sanıklar hakkında 11.01.2006 tarihli iddianame ile 5846 sayılı
    Kanun"un 5101 sayılı Kanun"la değişik 81/9-1-b ve TCK"nın 53/1-e, 54/1. maddeleri uyarınca iş yerinde bandrolsüz CD satma suçundan kamu davası açıldığı, sanıkların savunmalarının 21.03.2006 tarihinde alındığı, yapılan yargılama sonucunda 08.06.2009 tarihinde sanıkların 5846 sayılı Kanun’un 5728 sayılı Kanun ile değişik 81/4, TCK 62, 50, 52/2, 54. maddeleri uyarınca mahkûmiyetlerine ve suç konusu bandrolsüz CD"lerin ve 1 adet bilgisayar kasasının müsaderesine karar verildiği, hükümlerin sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece bozma kararı verildiği, Yerel Mahkeme tarafından 07.05.2014 tarihinde bozma kararına direnilerek önceki hükümler gibi sanıkların cezalandırılmalarına karar verildiği, sanık ... müdafisi tarafından direnme kararına konu hükmün temyiz edildiği, inceleme dışı sanık ... hakkında kurulan hükmün temyiz edilmeden kesinleştiği, katılan Tiglon İletişim Sistemleri Elektronik San. ve Tic. A.Ş.’nin vekili aracılığıyla “Riddick Günlükleri”, “Ölümsüz”, “Melekler Şehri” ve “Ölü Ozanlar Derneği” isimli film eserleri üzerinde hak sahibi olduğunu kanıtladığı ve şikâyetçi olduğu,
    Anlaşılmaktadır.
    Suç tarihinde yürürlükte bulunan 5846 sayılı Kanun’un 5101 sayılı Kanunla değişik 81. maddesinin dokuzuncu fıkrasının 1/a ve 1/b alt bentleri;
    "Bu madde hükümlerine aykırı olarak kasten,
    1. Bu Kanuna göre bandrol alınması gereken eser, icra ve yapımların tespit edildiği kaset, CD, VCD ve DVD gibi taşıyıcı materyaller ile süreli olmayan yayınları;
    a) Bu maddenin yedinci fıkrasında sayılan yerlerde, bandrol almaksızın satanlar hakkında, üç aydan iki yıla kadar hapis veya beşmilyar liradan ellimilyar liraya kadar adlî para cezasına veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisine birden,
    b) Bandrol almaksızın çoğaltan ve yayan veya eser sahibinin ve bağlantılı hak sahibinin haklarını ihlâl edecek şekilde bedelsiz yayan, bu Kanuna ve ilgili mevzuata uygun alınmış bandrolleri mevzuatta belirlenen şekilde yapıştırmadan bedelli ve bedelsiz yayan kişiler hakkında, iki yıldan dört yıla kadar hapis veya ellimilyar liradan yüzellimilyar liraya kadar adlî para cezasına veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisine birden,
    ...
    Hükmolunur." şeklindeyken,
    Suç tarihinden sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler sonucunda 5846 sayılı Kanun’un 81. maddesinin dördüncü fıkrası;
    "Bandrol yükümlülüğüne aykırı ya da bandrolsüz olarak bir eseri çoğaltıp satışa arz eden, satan, dağıtan veya ticarî amaçla satın alan ya da kabul eden kişi bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır." şeklinde düzenlenmiştir.
    Öte yandan, 5728 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler sonucunda 5846 sayılı Kanun’un:
    81. maddesinin on üçüncü fıkrasında;
    "Bandrol yükümlülüğüne aykırılığın aynı eserle ilgili olarak 71 inci maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde tanımlanan suçla birlikte işlenmesi hâlinde, fail hakkında sadece 71 inci maddeye göre cezaya hükmolunur. Ancak, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.",
    Başlığı "Manevi, mali veya bağlantılı haklara tecavüz" olarak değişen 71. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde ise;
    "Bu Kanunda koruma altına alınan fikir ve sanat eserleriyle ilgili manevi, mali veya bağlantılı hakları ihlal ederek:
    1. Bir eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı hak sahibi kişilerin yazılı izni olmaksızın işleyen, temsil eden, çoğaltan, değiştiren, dağıtan, her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma ileten, yayımlayan ya da hukuka aykırı olarak işlenen veya çoğaltılan eserleri satışa arz eden, satan, kiralamak veya ödünç vermek suretiyle ya da sair şekilde yayan, ticarî amaçla satın alan, ithal veya ihraç eden, kişisel kullanım amacı dışında elinde bulunduran ya da depolayan kişi hakkında bir yıldan beş yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur."
    Düzenlemelerine yer verilmiştir.
    5237 sayılı TCK’nın “Dava zamanaşımı” başlıklı 66. maddesi;
    "(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;
    a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
    b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
    c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
    d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
    e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,
    Geçmesiyle düşer.
    (2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
    (3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.
    (4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır…" şeklinde düzenlenmiştir.
    TCK"nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin 8 yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.
    Aynı Kanun"un 67. maddesinin 4. fıkrası uyarınca kesen bir nedenin varlığı hâlinde zamanaşımı süresi, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
    Ceza Genel Kurulunun birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
    Bu açıklamalar ışığında ön sorun değerlendirildiğinde:
    1- Sanığa yüklenen bandrolsüz CD satmak suçunun yaptırımı;
    tarihinde yürürlükte bulunan 5846 sayılı Kanun"un 5101 sayılı Kanun ile değişik 81. maddesinin 9. fıkrasının 1-b bendi uyarınca iki yıldan dört yıla kadar hapis veya ellimilyar liradan yüzellimilyar liraya kadar adli para cezası veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisi,
    2- Direnme kararına konu hüküm uygulama maddesi olarak gösterilip, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 5846 sayılı Kanun’un 5728 sayılı Kanun ile değişik 81/4. maddesi uyarınca bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası,
    3- Suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 5846 sayılı Kanun"un 5728 sayılı Kanun ile değişik 81/13. maddesine göre aynı Kanun’un 71/1. maddesi gereğince temel ceza belirlenip, 81/13. maddesi gereğince 1/3 oranında artırım yapılacağı ancak 81/13. maddesinin nitelikli bir hâl olarak düzenlenmediği dikkate alındığında, bozma ilamında belirtilen, katılanın süresinde şikâyetçi olması ve hak sahibi olduğunu kanıtlaması sebebiyle sanık lehine olan kanunun tespiti bakımından uygulanma ihtimali bulunan 5846 sayılı Kanun’un 5728 sayılı Kanun ile değişik 71/1. maddesinde tanımlanan suçun yaptırımı bir yıldan beş yıla kadar hapis veya adli para cezası olup her üç durumda da TCK"nın 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi uyarınca suçun asli dava zamanaşımı süresi sekiz yıl, kesintili zamanaşımı süresi ise on iki yıl olmakla birlikte dava zamanaşımının hesabında söz konusu düzenlemelerden üst sınır itibarıyla en az hapis cezası öngören 5846 sayılı Kanun"un 5101 sayılı Kanun"la değişik dokuzuncu fıkrasının 1-b bendinin lehe olduğu ve bu düzenlemenin dikkate alınması gerektiği kabul edilmelidir.
    Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 14.10.2005 tarihinde gerçekleştirilen eylemle ilgili olarak, on iki yıllık kesintili dava zamanaşımı süresi, Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce 14.10.2017 günü dolmuş bulunmaktadır.
    Diğer taraftan, kopya eserler içerdikleri anlaşılan suça konu bandrolsüz CD"lerin 5237 sayılı TCK’nın 54/4. maddesindeki "Üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan eşya, müsadere edilir" hükmü uyarınca, bandrolsüz CD’lerin çoğaltılmasında kullanılan bir adet bilgisayar kasasının ise 5237 sayılı TCK’nın 54/1. maddesindeki "İyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla, kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmolunur" hükmü uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekmektedir.
    Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CMUK"nın 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, TCK"nın 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının düşmesine ve adli emanete kayıtlı olan suça konu CD"ler ile bilgisayar kasasının 5237 sayılı TCK’nın 54. maddesinin 1 ve 4. fıkraları uyarınca müsaderesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- İzmir 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 07.05.2014 tarihli ve 3-189 sayılı direnme kararına konu hükmünün, gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
    Ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının TCK’nın 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
    2- İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı adli emanetinin 2005/9352 ve 2005/9244 sırasında kayıtlı suça konu CD"ler ile bilgisayar kasasının 5237 sayılı TCK"nın 54. maddesinin 1 ve 4. fıkraları uyarınca MÜSADERESİNE,
    3- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 12.03.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi