Esas No: 2020/511
Karar No: 2020/3466
Karar Tarihi: 24.12.2020
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/511 Esas 2020/3466 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/511
Karar No : 2020/3466
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 24/09/2019 tarih ve E:2018/617, K:2019/7712 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 03/05/1986 tarih ve 19096 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 02/04/1986/10553 sayılı Ticari Plakaların Verilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı'nın iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 24/09/2019 tarih ve E:2018/617, K:2019/7712 sayılı kararıyla;
Dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı'nın 3. maddesinin 1. fıkrası dışındaki hükümleri yönünden;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde; iptal davasının, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu, maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılabileceğinin hükme bağlandığı, buna göre, iptal davası açılabilmesi için gerçek ya da tüzel kişiler ile dava konusu işlem arasında makul ve ciddi bir ilişkinin varlığının yeterli bulunduğu, başka bir deyişle, İdare Hukukunun genel ilkelerine göre idari işlemin değişiklik yarattığı ya da doğmasına engel olduğu hukuki durumla, menfaat bağı olan herkes tarafından bu idari işlemin iptalinin istenebileceği,
03/05/1986 tarih ve 19096 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 86/10553 sayılı Ticari Plakaların Verilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı ile, vatandaşın ulaşım ihtiyacını karşılamak üzere toplu taşımacılığın geliştirilmesi, plaka karaborsacılığının ve korsan taksiciliğin önlenmesi, fiilen çalışmakta olan şoför esnafının haklarının korunması maksadıyla taksi, dolmuş, minibüslere verilecek ticari plakaların sayısı, verilme usul ve esaslarını tespit etme amacının benimsendiği, anılan düzenlemenin "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde ise, bu kararın Adana, Ankara, Bursa, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Konya, Sakarya ve Samsun illerindeki (ilçeler dahil) taksi, dolmuş ve minibüslere verilecek ticari plakaların veriliş esas ve usulleri ile bu illerde çalışan şoför esnafını kapsayacağının, ''Ticari Plaka Verilecekler'' başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasında ise, ticari plaka verilebilmesi için taksi dolmuş ve minibüslerde, şoförlük mesleğini geçim kaynağı olarak seçmiş ve sürekli olarak icra ettiğini beyan etmiş ve ilgili meslek odasına, ilgili meslek odasının bulunmadığı yerlerde ise şoförler odasına üye olmak gerektiği hususunun düzenlendiği,
Davacı tarafından, tahditli plaka kapsamı dışında otomobil cinsi araçla taksi taşımacılığı faaliyetinde bulunmak için gerekli izin ve ruhsatların verilmesini talebiyle Aydın Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına yapılan başvurunun, Aydın Büyükşehir Belediyesi Taksi ve Taksi Durakları Hizmet Yönetmeliği'ne aykırı olduğu gerekçesiyle reddi üzerine, 1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı'nın tümünün iptali istemi bakımından davacının kişisel, meşru ve güncel bir menfaati bulunmadığından Kararın ''Ticari Plaka Verilecekler'' başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrası hariç, diğer kısımları yönünden davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği,
Dava konusu Bakanlar Kurulu Karara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek, durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek, kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmenin, Büyükşehir Belediyesinin görev ve yetkileri arasında sayıldığı,
Dava konusu düzenlemenin 3. maddesinin 1. fıkrasında, ''Taksi, dolmuş ve minibüslerde; şoförlük mesleğini geçim kaynağı olarak seçmiş olduğunu ve sürekli olarak icra ettiğini beyan etmiş ve ilgili meslek odasına, ilgili meslek odasının bulunmadığı yerlerde ise şoförler odasına üye olmak" kuralının yer aldığı, davacının tahditli plaka kapsamı dışında otomobil cinsi araçla taksi taşımacılığı faaliyetinde bulunmak üzere izin ve ruhsat almak için başvuruda bulunduğu, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığının … tarih ve … sayılı cevabi yazısında, büyükşehir belediyesi il idari sınırları içerisinde ticari taksi taşımacılığının (T) harf grubu plakalı araçlarla yapılmakla birlikte bu plakalarda tahdit şartının aranmadığı, tahditli ve tahdit dışı (T) plakalı araçlar ile ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapıldığı, başvurunun Aydın Büyükşehir Belediyesi Taksi ve Taksi Durakları Hizmet Yönetmeliği'ne aykırılık teşkil ettiğinin bildirildiği, bunun üzerine davacı tarafından dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı'nın tamamının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı,
Anayasa ve kanunların verdiği yetki çerçevesinde idarelerin kamu düzenini sağlamak maksadıyla işlem tesis edebileceğinin açık olduğu, Bakanlar Kurulu tarafından getirilen düzenlemenin, vatandaşın ulaşım ihtiyacını karşılamak üzere korsan taşımacılığın önlenmesi ve şoför esnafının haklarının korunmasına yönelik olduğu, taşımacılık faaliyetlerinin bir düzen içerisinde yürütülebilmesinin amaçlandığı, kamu yararı amacıyla yapıldığı anlaşılan düzenlemede mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle,
Dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı'nın 3. maddesinin 1. fıkrası yönünden davanın reddine, anılan düzenlemenin diğer kısımları yönünden ise davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Aydın Büyükşehir Belediyesi Taksi ve Taksi Durakları Hizmet Yönetmeliği'nin dayanakları arasında, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı'nın da yer aldığı, bu nedenle dava konusu düzenlemenin tamamının iptalini isteme konusunda ehliyetinin bulunduğu, dava dilekçesinde yer alan tüm iddia ve deliller hakkında gerekli değerlendirme yapılmadan karar verildiği, İçişleri Bakanlığının tahditli plakalar konulu teftiş raporunda, dava konusu düzenlemenin amacına uygun olmayan sonuçlar doğurduğunun belirtildiği, dava konusu düzenlemenin Anayasa'nın 48. maddesinde düzenlenen çalışma hürriyetini kısıtlayan kurallar içerdiği, bu nitelikteki bir düzenlemenin ancak kanunla yapılabileceği, düzenlemenin kanuni bir dayanağının bulunmadığı ve getirilen sınırlamaların da Anayasa'nın 13. maddesine aykırı olduğu, 5216 ve 5393 sayılı Kanun'lar uyarınca belediye sınırları içinde, taksi sayılarının belirlenmesi ve sınırlandırılmasına ilişkin yetkinin Büyükşehir Belediyeleri ile Belediyelere ait olduğu, Bakanlar Kurulunun bu alanda düzenleme yapma yetkisinin bulunmadığı, dava konusu düzenleme ile tacirlerin taksi taşımacılığı alanındaki faaliyetlerinin yasaklandığı, bu alanda esnaf statüsünde bulunanlara sınırsız imkanlar tanındığı, düzenlemenin bu yönü ile de ölçülülük ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu, dava konusu düzenleme ile taksi, taksi dolmuş, ve servis araçlarına getirilen plaka tahdidinin, çalışma hürriyetini kısıtlaması nedeniyle Anayasa'ya, plaka fiyatları ve servis ücretlerini arttırması nedeniyle Tüketicini Korunması Hakkında Kanun'a, rekabeti engellediği için Rekabet Kanunu'na aykırı olduğu, plaka tahdidi ile, ticari taksi ve servis aracı plaka fiyatlarının suni bir şekilde artması sonucunda tüketicinin, fahiş taşıma fiyatları ve kalitesiz hizmet sebebi ile zarar gördüğü, Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından, tahditli plaka uygulamasının bulunmadığı yolunda verilen cevabın gerçeği yansıtmadığı, davanın kısmen esas, kısmen de ehliyet yönünden reddi yolunda verilen Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen esas, kısmen de ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 24/09/2019 tarih ve E:2018/617, K:2019/7712 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 24/12/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.