Taksirle Öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/4692 Esas 2015/5684 Karar Sayılı İlamı

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç :Taksirle Öldürme
Hüküm : Beraat

Taksirle öldürme suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Kronik böbrek yetmezliği, hipertansiyon ve depresyonu olan hastanın karaciğer kist hidatiği tanısıyla 11.01.2007 günü ... İlinde faaliyet gösteren ...hastanesinde sanık doktorlar tarafından ameliyat edildiği, hastanın drenlerinden safra ve kan gelmesi nedeniyle 18.01.2007 ve 23.01.2007 tarihlerinde tekrar ameliyata alındığı ve 26.01.2007 günü hayatını kaybettiği olayda;
Yüksek Sağlık Şurasının 24-25 Şubat 2011 tarih ve 12742 sayılı kararında, kronik böbrek yetmezliği, hipertansiyon ve depresyonu olan hastaya karaciğer kist hidatiği tanısıyla ameliyat kararı alınmasının doğru olduğu, yapılan ameliyatın tıp kurallarına uygun olduğu, ancak, böbrek yetmezliği öyküsü olan bir hastada ameliyat öncesi yapılması gereken hazırlıkların (tetkik dahiliye konsültasyonu) eksik ve yetersiz olduğu, üre ve kreatinin yüksekliği araştırıldıktan sonra elektif şartlarda ameliyata alınması gerektiği, ameliyat sonrası dönemde üre ve kreatinin yüksekliği devam ettiği halde daha gelişmiş bir hastaneye sevk edilmesinde gecikme olduğu ve eylemlerin tıp kurallarına uygun olmadığı ... İhtisas Kurulunun 2 Haziran 2008 tarihli raporunda da; "kişiye konulan tanı ve yapılan ameliyatın tıp kurallarına uygun olduğu, ancak böbrek yetmezliği öyküsü bulanan ayrıca ameliyat öncesi üre 67, kreatinin 2,45 olduğu saptanan hastanın ameliyat öncesi; kan elektrolit değerlerine bakılması ve böbrek fonksiyonlarının ileri tetkiklerle değerlendirilmesi ayırca dahiliye konsültasyonunun yaptırılması gerektiği, bu tip olgularda ameliyatın yükü mevcut böbrek yetmezliğini dekompanse hale getirebileceği bilindiğinden ameliyat öncesi hazırlık kadar ameliyat sonrası takibinin de önemli olduğu, hastaya Diclomec kullanılmasının uygun olmadığı, ayrıca sıvı - elektrolit takibinin de daha yakından yapılmasının gerektiği, ancak bu hastada bunun yapılmamış olduğu gerekçeleriyle hekimlere kusur izafe edildiği, 13.02.2012 tarihli ... İhtisas Dairesince ve 06.05.2010 tarihli bilirkişi raporlarında ise sonucun komplikasyon olduğu belirtilerek kusur izafe edilmemesi karşısında;
Raporlar arasında çelişki bulunduğu değerlendirildiğinden, dosyanın... Kurumu Genel Kuruluna gönderilerek, meydana gelen olayda sanıkların tıp kurallarına uymayan davranışları olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri yerine, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 02/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.