15. Ceza Dairesi 2014/24607 E. , 2017/16095 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1-Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan; TCK’nun 158/1-son, 62/1, 52/2-4, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet (2 kez)
2-Sanık hakkında sahtecilik suçundan; TCK’nun 204/1, 43, 62/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından, sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Müşteki ...’ın oğlu ..."a ait aracı sanığa kiraya verdiği, aracı geri aldığında aracının torpido gözünde bulunan ... Bankası Yalıkavak Bodrum şubesinden alınma çek koçanlarının kaybolduğunu anladığı, sanık tarafından bu çeklerden 3982453 çek nolu çekin "hamiline, Bodrum 25/02/2010 keşide yer ve tarihli, 5000 TL" bedelli olarak doldurulup imzalanarak katılan ... "a verildiği, 3982452 nolu çekin de yine sanık tarafından "hamiline, Bodrum 28/02/2010 keşide tarihli, 9.000 TL" bedelli doldurulup imzalarak ciro silsilesiyle katılan ..."e intikal ettiği, çeklerin katılanlar tarafından bankaya ibraz edildiğinde karşılığının olmaması nedeniyle ödeme yapılmadığı, yapılan bilirkişi inceleme neticesinde keşideci imzalarının müşteki ...’ın eli mahsulü olmadığının anlaşıldığı, sanığın bu şekilde ... adına çek keşide etmeye yetkisi olmadığı halde onun şahsi çeklerini elde ederek keşideci yerini imzaladıktan sonra ciro yoluyla devretmek sureti ile üzerine atılı resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediği iddia edilen somut olayda;
Müştekinin suça konu çeklerin 2009 yılı Nisan ayında arabasından kaybolduğuna ilişkin beyanı, sanığın aşamalardaki savunmalarında; müşteki ... ile arkadaşlıkları ve ticari ilişkilerinin olduğunu, aralarındaki alışveriş kapsamında müştekinin kendisine boş çek verdiğini, çeki kendisinin doldurduğunu ve müştekiye haber verdiğini, çek bedelinin bir kısmını borca mahsusen aldığını, kalanını da müştekiye ödediğini, suça konu çekleri düzenlediğinden müşteki ...’ın haberi olduğunu, bu şekilde imzalanıp da ödenen birçok çeklerinin bulunduğunu ve müştekinin çeklerin kaybolduğunu iddia ettiği tarihte cezaevinde bulunduğuna ilişkin beyanı, tanık olarak dinlenen ciranta ... ’ın 16.05.2012 tarihli ifadesinde çeki müşteki ...’den alacağına karşılık aldığını, 12.11.2012 tarihli ifadesinde ise; müştekinin aracını tamir ettiğini, çeki sanık ...’dan aldığını müştekinin de haberi olduğuna ilişkin çelişkili ifadeleri karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; suç tarihinde sanığın cezaevinde olup olmadığının araştırılması, müşteki ..."ın suça konu çek ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına veya muhatap bankaya çekin rızası dışında elinden çıktığına dair bir müracaatı bulunup bulunmadığının araştırılması, ciranta ...’ın ayrıntılı beyanının alınarak suça konu çeki kimden, ne zaman, nerede, hangi ticari ilişkiye dayanarak aldığının sorularak beyanlarındaki çelişkinin giderilmesi, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, mağdurun önceden verdiği rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan failde mağdura zarar vermek amacının olmadığından kastın varlığının ileri sürülemeyeceği, ancak mağdurun rızasının kastı ortadan kaldırabilmesi için fiilin işlenmesinden önce açıklanmasının zorunlu olduğu, mağdurun rızasının açık olabileceği gibi zımni de olabileceği, özellikle iki kişi arasındaki ilişkilerde, böyle bir rızanın varlığının ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimsede suç kastının varlığı kabul olunamayacağından hareketle; daha öncesinde bu şekilde sanık tarafından keşide edilip ödenen çeklerin bulunup bulunmadığının araştırılması; failin, önceden doğmuş bir zarar veya doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı ilkesinden hareketle,sanığın suça konu çekleri önceden ... borç karşılığında katılanlara verip vermediğinin ve çeklerin karşılıksız çıkmasından sonra herhangi bir ödeme yapıp yapmadığının, suça konu çeklerin sanık tarafından sahtecilik ve dolandırıcılık kastıyla hareket etmeden hesap sahibi müştekinin rızasına dayanılarak düzenlenip düzenlenmediğinin tespit edilmesi suretiyle müşteki Metin ile sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 21.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.