17. Hukuk Dairesi 2015/3061 E. , 2016/7098 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili , davalıların maliki ve sürücüsü olduğu aracın 23/03/2009 tarihinde müvekkillerinin murisi ...."ya çarparak ölümüne neden olduğunu, manevi tazminat talepleri ile zorunlu defin ve hastane giderlerinden oluşan maddi tazminat taleplerinin karşılanmasını talep ettiklerini belirterek, her bir müvekkili için 25.000,00 TL olmak üzere toplam 75.000,00 TL manevi, zorunlu defin ve hastane giderlerinden oluşan 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, kazanın TEM otoyolunda yayaların girmesinin kesinlikle yasak olduğu yerde meydana geldiğini,olayda müteveffanın %100 kusurlu olduğunu, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile 3.000,00 TL cenaze ve defin giderlerinden kaynaklı maddi tazminatın ve her bir davacı için 5.000,00 TL olmak üzere 15.000 TL manevi tazminatın taleple bağlılık gereği dava tarihi olan 22/03/2011 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 47.maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülüklerde değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmaktadır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. 22.6.1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlarda açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, davacıların akrabalık derecesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihine göre paranın alım gücü gibi nedenler dikkate alındığında, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı az olup, daha fazla manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3) Davalılar vekili mahkemece konulan tedbirin kaldırılmasını talep etmişse de, ihtiyati tedbir hakkında yerel mahkemenin karar vermesi gerektiğinden talebin reddine karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin talebinin reddine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 09/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.