Esas No: 2021/19087
Karar No: 2022/2081
Karar Tarihi: 14.02.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/19087 Esas 2022/2081 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, karşılıksız yararlanma suçundan 3 ay 10 gün erteli hapis cezasına çarptırılmıştır. İlk derece mahkemesinin verdiği mahkumiyet hükmü, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi tarafından kaldırılmış ve sanık hakkında düşme kararı verilmiştir. Ancak, sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesinin kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle kararın temyizi kabul edilmiştir.
CMK'nın 288. maddesi, temyizin hukuka aykırılığa dayandığı durumlarda kabul edileceğini belirtirken, 294. maddesi de temyiz başvurusunun hukuki yönüne ilişkin sebep sunulması gerektiğini ifade etmektedir.
Karşılıksız yararlanma suçuyla ilgili kanun maddeleri olan TCK'nın 163/3 ve 168/5. maddeleri, soruşturma aşamasında zararın tazmin edilmesi durumunda kamu davasının açılmayacağına dair bildirim yapılması gerektiğini ve kamu davasının düşmesi halinde düşürülen suçlamanın tekrar açılamayacağına işaret etmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
HÜKÜM : Düşme
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
İlk derece mahkemesince sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan 5237 sayılı TCK’nın 163/3. maddesi gereğince 3 ay 10 gün erteli hapis cezasına hükmedildiği, katılan vekilinin istinaf talebi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesince ilk derece mahkemesinin mahkumiyet hükmü kaldırılarak sanık hakkında düşme kararı verildiği anlaşılmakla, hükmün temyizi kabil olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
5271 sayılı CMK’nın 288. maddesinin “Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka ayrılıktır.” ve aynı Kanun’un 294. maddesinin ise; “Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.” şeklinde düzenlendiği de gözetilerek katılan vekilinin temyiz isteminin, sanığın müsnet suçu işlediğine dair kaçak elektrik tespit tutanağı bulunmasına, kaçak tüketim bedeli olarak 1.427,78 TL belirlenmesine ve bu bedelin tamamının ödenmemiş olmasına karşın, sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesinin kanuna aykırı olduğuna, kısmi ödeme yapılması nedeniyle TCK 168/5 maddesi hükmünün uygulanamayacağına, ödenecek miktar içine vergilerin de dahil edilmesi gerektiğine, zarar giderimi kanuna uygun olmadığından sanığın en üst hadden cezalandırılması gerekirken kamu davasının düşürülmesinin hatalı olduğuna ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere yönelik yapılan incelemede;
6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında TCK’nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “Bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararı soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan TCK’nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında kurumun zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği dikkate alınmalıdır.
Bu açıklamalar ışığında incelenen somut olayda; soruşturma aşamasında sanığa yukarıda anlatılan şekilde zararı soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına dair bir bildirimde bulunmadığının, ilk derece mahkemesince kovuşturma aşamasında aldırılan dosyada mevcut 19.09.2016 tarihli bilirkişi raporuna göre katılan kurumun vergi ve cezalar hariç olarak hesaplanan zararının 557,26 TL olduğunun, vergili cezasız zararının ise 975,22 TL olduğunun ve sanığın da 04.10.2017 tarihli tahsilat makbuzuna göre söz konusu bilirkişi raporunda belirtilen, vergisiz ve cezasız olarak hesaplanmış olan 557,26 TL’lik zararı ödediğinin anlaşılması karşısında; sanığa, katılan kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı olan 975,22 TL’yi ödemesi durumunda hakkında açılan kamu davasının düşmesine karar verileceği ihtarında bulunulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, vergisiz cezasız zarar miktarı olan 557,26 TL’nin ödenmesini yeterli görerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK’nın 304/2. maddesi uyarınca bozma nedeni de dikkate alınarak yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmesine, 14/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.