
Esas No: 2014/28016
Karar No: 2016/4581
Karar Tarihi: 31.03.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/28016 Esas 2016/4581 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava dosyası incelendiğinde, dava dışı ....."nin ortağı ve yetkilisi olduğundan bahisle 2011/10-2012/9 dönemleri arasına ilişkin prim ve işsizlik sigortası prim borcu nedeniyle davacıya gönderilen ödeme emirlerinin iptali için işbu davanın süresinde açıldığı, mahkemece, her ne kadar davacının 6183 sayılı Kanun 35, mükerrer 35, 506 sayılı Kanun 80 ve 5510 sayılı Kanun"un 88. maddesine göre şirketin kuruma olan borçlarından dolayı müşterek ve müteselsil sorumluluğu bulunsa da borcun şirketten tahsili cihetine gidilmeksizin ve tahsil edilemeyeceği anlaşılmaksızın davacıya ödeme emri gönderildiğinden davanın kabulüne karar verildiği, diğer taraftan dava dışı ....’nin prim borçları yönünden, 6111 sayılı Yasa kapsamında kalan dönemleri yapılandırdığı ve taksitleri düzenli ödediği anlaşılmıştır.
Davaya konu ödeme emirlerinin içeriğini teşkil eden prim borçlarının yapılandırılması halinde, eldeki davanın konusuz kalıp kalmayacağı; başka bir anlatımla, yapılandırma üzerine, “esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilip verilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerekir.
Bazı hallerde dava devam ederken, dava açılmasından sonra meydana gelen (dava konusu alacağın ödenmesi gibi) bir nedenle dava konusu ortadan kalkabilir.
Davanın konusuz kalması halinde, artık dava hakkında yargılama yapılmasına ve hüküm verilmesine gerek kalmaz. Başka bir deyişle, her iki tarafın da davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararı kalmamış demektir. Bu halde, mahkemece, davanın konusunun kalmaması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir.
O halde, mahkemece, dava konusu ödeme emirlerine ilişkin dava dışı şirket yönünden yapılandırma yapılıp yapılmadığı araştırılarak yapılmış ise, artık davacıya gönderilen takiplerden Kurumun vazgeçtiği sonucu çıkacağından, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekir.
Kabule göre de; davacının 12.09.2005 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile yetkili müdür olduğu belirgin bulunmakla birlikte, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 88/20. Maddesi olup “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmü gereği davacının prim borçlarından sorumluluğunun gözetilmemesi yerinde görülmemiştir.
Mahkemenin, bu maddi ve hukuki olguları gözetmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar vermiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 31.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.