Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 451 sayılı parselden davalıların su kanalı geçirmek suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesini istemiş, ecrmisil isteğinden ise feragat etmiştir. Davalılar, su kanalının çok uzun yıllardan beri bulunduğunu, kendilerinin açmadığını, gerek davacının gerekse komşu taşınmaz maliklerinin bu kanaldan faydalandıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalı M... K... dışındaki davalılar yönünden elatmanın önlenmesine, M... K..."ın ise müdahalesi bulunduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 451 sayılı parselin davacı adına kayıtlı bulunduğu, davalı Mahmut Kızıl dışındaki davalıların da komşu parsel malikleri oldukları, ark geçirilmek suretiyle davacı taşınmazına müdahale edildiği saptandığına göre, anılan davalılar bakımından el atmanın önlenmesine karar verilmesi doğrudur. Ne var ki, komşu 787 parseli kullanan davalı M. K.’ın da davacı taşınmazından geçirilen çekişmeli arktan faydalandığı, kaldı ki, daha önce davacının söz konusu arkı kapattırması nedeniyle 3091 Sayılı Yasa çerçevesinde İl İdare Kurulu’na şikayet başvurusu yaptığı ve soruşturma sonunda davacının kapattırdığı arkın eski durumuna getirildiği, böylece adı geçen davalının da davacıya karşı muaraza yarattığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davalı M. K.’ında muaraza (çekişme) yarattığı gözetilerek adı geçen davalı yönünden de kabul kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddedilmesi isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.