1. Hukuk Dairesi Esas No: 2007/7908 Karar No: 2007/9656 Karar Tarihi: 10.10.2007
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/7908 Esas 2007/9656 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı, kendi taşınmazına yaptığı bina ile davalının taşınmazına tecavüz etmiştir ve davacı elatmanın önlenmesi ve taşkın yapının yıkımını istemiştir. Mahkeme, davalının kendi taşınmazına yaptığı binanın imar uygulaması sonucu davacının taşınmazına taşkın hale geldiğini tespit etmiştir. Mahkeme, davalının yıkım için belirlenen bedeli ödemediğinden yıkım isteğinin reddine karar vermiştir. Ancak, mahkeme elatmanın önlenmesine karar verirken yapı sahibine kaim bedel ödenmediği takdirde yapı sahibinin yapısını kullanmaya devam edebileceklerini düşünmüştür. Mahkeme ayrıca taşkın yapı olgusu davalının iradesi dışında meydana geldiği için davalıya kusur yüklenemediğini belirtmiştir. Kanun maddesi olarak, 3194 sayılı yasanın 15. ve 18. maddeleri referans gösterilmiştir. Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi ve yıkım talebi ile ilgilidir. Dosya, yargılama giderleri ve aynı nitelikteki avukatlık ücretleri de davalıya yüklenemeyeceği sonucuna varmıştır. Karar, tarafların temyiz itirazları nedeniyle bozulmuştur.
Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 1526 ada 1 parsel sayılı taşınmaza davalıya ait 2 no’lu parselde bulunan 7 katlı yapının balkonlarının ve bodrumunun bir kısmının tecavüzlü olduğunu ileri sürüp elatmanın önlenmesi ve taşkın yapının yıkımını istemiştir. Davalı, davacı taşınmazına müdahalesinin bulunmadığını, dava konusu binanın 20 yıl önce yapılmış olup taşkınlığın şuyulandırma sonucu meydana geldiğini bildirip davanın reddini savunmuştur.. Mahkemece, tecavüzün imar uygulaması ile meydana geldiği, davacının davalıya yapı bedelini ödemediği gerekçeleriyle yıkım talebinin reddine, elatmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacı ve davalı vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düş - - KARAR- Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1526 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya, komşu 2 parselin ise davalıya ait olduğu, her iki parselinde imarla oluştuğu, davalının mülkiyet hakkına dayanarak kadastral parseline yapmış olduğu 7.kattan ibaret binasının imar şuyulandırması sonucu mülkiyeti davacıya ait 1 nolu imar parseline taşkın bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçektende mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve özellikle uygulama sonunda davalının kendi taşınmazına yapmış olduğu binanın balkonlarının ve bodrumun imar uygulaması ile davacının taşınmazına taşkın hale geldiği keşfen sabittir.Buna göre mahkemece teknik bilirkişinin hüküm kurmaya elverişli olan raporu gözetilerek 3194 sayılı yasanın 18.maddesi hükmü gereğince belirlenen kaim bedelin davacıya verilen kesin mehile karşın ödenmediğinden bahisle yıkım isteğinin reddine karar verilmiş olması kural olarak doğrudur.Ancak, aynı hükmün belirlediği yapı kendiliğinden yıkılıncayadek veyahut yapının kaim bedeli yapı sahibine ödenmedikçe muhdesat malikinin yapıyı kullanmasına engel olunamayacağı düzenlemesi mahkemece gözardı edilerek davalının elatmasının önlenmesine karar verilmiş olmasının isabetli olduğu söylenemez. Diğer taraftan taşkın yapı olgusu davalının iradesi dışında ve idari kararlı oluşan imar şuyulandırması neticesinde meydana geldiğine göre davalıya kusur yüklenemez.O halde yargılama giderlerinden ve aynı nitelikteki avukatlık ücretinden davalının sorumlu tutulmasına da olanak yoktur. Bütün bunlara ilaveten davacı yasal düzenlemelerin elvermesi halinde, belirlenecek faizli bedeli karşılığındataşkın bölüme isabet eden zeminin mülkiyetinin karşı tarafa maledilmesini bildirdiği halde mahkemece bu istek bakımından herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmamış olmasıda isabetli değildir. Hal böyle olunca, taşkın bölümün üzerinde bulunduğu kısmın 3194 sayılı yasanın 15.maddesi gereğince ifrazının mümkün olup olmadığının ilgili merciinden sorularak belgelendirilmesi, davacının temliken tescil isteğinin gözetilerek toplanan ve toplanacak delillerle birlilkte değerlendirilmesi ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturmayla ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Tarafların temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.