12. Ceza Dairesi 2020/847 E. , 2021/486 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/2, 62/1, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurularının esastan reddi
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesi tarafından kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik ""istinaf başvurularının esastan reddine"" ilişkin 28.11.2019 tarihli, 2019/4110 Esas, 2019/2546 Karar sayılı karar sanık müdafi ile katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
24 Aralık 2017 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 100. maddesi ile CMK"nın 299 maddesinde yapılan değişiklik neticesinde, her ne kadar sanık müdafii ile katılanlar vekili duruşmalı temyiz isteminde bulunmuş ise de, duruşma açılmaksızın dosya üzerinden yapılan incelemede:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafi ile katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
Olay gecesi sanığın sevk ve idaresindeki otomobille, hız sınırının 70 km olduğu meskun mahalde, aydınlatmanın bulunduğu, bölünmüş, çift şeritli ve yağış sebebiyle ıslak zeminli cadde üzerinde sol şeritte seyri sırasında, soldan tali yol ile kesişen ve yatay yer işareti ile gösterilmiş yaya geçidi bulunan ışıksız T kavşağa geldiğinde, aracının sol önü ile, soldaki tali yol istikametinden gelip yaya geçidini kullanarak yolun karşısına geçmek isteyen ve üzerlerinde koyu renkli kıyafetler bulunan iki yayaya sol şeritte, yaya geçidi üzerinde ve yayalar geçişlerini tamamlamak üzere iken çarpması ile yayaların 78,7 metre ileri savrulduğu, sanık idaresindeki aracın ise yayaların savrulduğu noktadan itibaren 114 metre ileride sağdaki sokağa dönüş yaparak durduğu, olay sonucunda iki yayanın öldüğü;
Dosya içerisinde mevcut olay anını gösteren görüntü kayıtlarını inceleyen bilirkişi raporundaki teknik tespitlere göre; yayaların karşıya geçmek için yol kenarında 20 saniye süre ile bekledikleri, bu süre zarfında 10 adet aracın yoldan geçiş yaptığı, yayaların 10. araç geçtikten sonra karşıya geçmek için yola girdikleri, yayalar hareket ettiği anda sanık idaresindeki aracın yayalara olan uzaklığının 156.6 metre olduğu, yol içinde yaklaşık 9 adım atıp 6.5-7 metre kadar yürüyen yayalar sol şeride geldiğinde çarpmanın gerçekleştiği, sanığın görüntü kayıtlarına göre bir saniyede kat ettiği mesafe itibariyle çarpma anındaki hızının 119.9 km olduğu, çarpma anına kadar fren lambaları yanmayan sanık idaresindeki aracın çarpma noktasından yaklaşık 5 metre sonra fren lambalarının yandığı ve 50 metre sonra sol şeritten sağ şeride geçen aracın çarpma noktasından 114 metre ileride durduğu, görüş mesafesinin en az 100 metre olduğu olay mahalline gelmeden 300 metre önce bulvar üzerinde seyreden araçların cinsine göre hız sınırı levhasının, 135 metre önce ana yol – tali yol kavşağı levhasının bulunduğu, olay yeri yaya geçidine yaklaşırken orta şerit çizgisinin düz çizgiye döndüğü ve olay yeri yaya geçidi hizasında yolun her iki tarafında yaya geçidi levhasının bulunduğu;
Her ne kadar bilirkişi raporunda ve dosyada mevcut beyanlarda kazadan 1 dakika 20 saniye sonra olay yerinden geçen ticari bir taksinin ölenlerin bacaklarının üzerinden geçtiği belirtilmiş ve bilirkişi raporlarında bu araç sürücüsünün kusurlu olduğu yönünde görüş beyan edilmiş ise de; dosyada mevcut Adli Tıp Uzmanı tarafından düzenlenen 22.04.2019 tarihli raporda; her iki ölen hakkında düzenlenen otopsi ve ölü muayene tutanaklarında tarif edilen bulgulara göre, iddia edilen ikinci arabanın kişilerin bacakları üzerinden geçmesi ile ölüm arasında illiyet bağı tespit edilmediğinin belirtilmesi üzerine, bu araç sürücüsü hakkında Cumhuriyet savcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği; yine 22.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda, yolda işaretleme eksikliği bulunduğu görüşü ile yolun bakım ve onarımından sorumlu kurum ve kuruluşa kusur atfedilmiş ise de, 14.03.2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporunda; kaza mahalline 300 metre mesafede mahal hız limitini belirten levha bulunmasına rağmen sürücünün o limitin çok üzerinde seyretmesi sebebiyle, mevcut tespitlerden yaya geçidinden geçmekte olan ve yolu bitirmek üzere olan yayalara ve yolun yapım ve onarımından sorumlu ilgili kurum-kuruluşa kusur atfedilmemesi üzerine, kara yolunun bakım ve onarımından sorumlu ilgili kurum hakkında Cumhuriyet savcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği;
Tüm dosya içeriğine göre; olay yerinden 300 metre önce bulvar üzerinde seyreden araçların cinsine göre hız sınırı levhasının, 135 metre önce ana yol – tali yol kavşağı levhasının ve olay yeri yaya geçidi hizasında yolun her iki tarafında yaya geçidi levhasının bulunduğu yol üzerinde, incelenen görüntü kayıtlarından da anlaşıldığı üzere, görüşün açık ve aydınlatmanın bulunduğu olay mahallinde, yaya geçidi üzerinden yolun karşısına geçmek için yola giren ve yol içinde yaklaşık 6.5-7 metre mesafe kat ederek yolu tamamlamak üzere olan yayalara çarpmamak adına fren ve direksiyon manevrası gibi önleyici herhangi bir tedbire başvurmayan sanığın, oldukça yüksek bir hızla çarparak 78.7 metre ileri savurduğu yayalara çarptıktan 5 metre sonra frene basması ile olay yerinden 114 metre ileride durabildiği; seyrine hitap eden birden çok uyarıcı levhayı dikkate almayan ve yağışlı hava koşullarına rağmen mahal şartlarının iki katına yaklaşık bir hızla seyreden sanığın, kendi becerisi ile önceki tecrübelerinin olumsuz neticelenmemesine güvenerek hızını azaltmaksızın seyrine devam etmek suretiyle, yaya geçidi üzerinden geçmekte olan ve yolu tamamlamak üzere olan yayalara çarpması sonucu yayaların ölümüne sebebiyet verdiği eyleminde bilinçli taksir koşullarının bulunduğu ve sanık hakkında TCK’nın 22/3. maddesi gereğince bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması;
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak, Gaiantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 28.11.2019 tarih, 2019/4110 Esas, 2019/2546 Karar sayılı ""istinaf başvurularının esastan reddine" dair hükmünün, 5271 sayılı CMK"nın 302/2. madde ve fıkrası uyarınca BOZULMASINA; bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere 5271 sayılı CMK"nın 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 304/2. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi"ne; kararın bir örneğinin de Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi"ne iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na GÖNDERİLMESİNE; 21.01.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.