Esas No: 2021/19210
Karar No: 2022/1891
Karar Tarihi: 08.02.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/19210 Esas 2022/1891 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/19210 E. , 2022/1891 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde davalı borçlu ... hakkında icra takibi yapıldığını, takibin kesinleştiğini, davalı borçlunun adına kayıtlı gayrımenkulleri davalılara mal kaçırma kasdı ile devrettiğini, davalıların kötü niyetli olduğunu beyan ederek davanın kabulü ile tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin davalılar ..., ... ve ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne ilişkin karar, Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 13/02/2019 tarih 2016/1258 Esas 2019/1417 Karar sayılı ilamı ile davacı alacaklının alacağının dayanağının 15/11/2011 tarihli kredi sözleşmeden doğduğu, davalı borçlu ile davalı ... arasında ticari ilişki bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığı, borçlu ile davalı 3. kişi ... arasında 2010-2011-2012 yıllarında ticari ilişki olduğu, borçlunun tasarrufa konu taşınmazının ...’da olduğu, davalı borçlunun ...’de ikamet ettiği, davalı 3. kişi ...’ın da ... de ikamet ettiği, tasarruf konusu gayrımenkulün satış bedelinin tapuda 55.000,00 TL gösterildiği, aldırılan bilirkişi raporuna göre de devir tarihindeki gerçek değerinin 54.740,00 TL olduğunun anlaşıldığı, dava konusu gayrımenkulün gerçek değeri ile satış değeri arasında mislini aşan fark olmadığı, daire içtihatlarına göre davalı borçlu ile davalı 3. kişi arasında ticari ilişkinin olması, davalı 3. kişinin davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişi olması iptal sebebi olarak kabul edilmekteyse de somut olayda davalıların farklı şehirlerde ikamet ettiği, davalıların ticari faaliyetlerini farklı yerlerden yürüttüğü üçüncü kişi ... borçlu davalıdan mal satın alan konumunda olması borçlunun mali durumunun bozulması nedeniyle mal tesliminde temerrüte düştüğünün belirlenemediği ve dava konusu gayrımenkulün gerçek değeri ile satış değeri arasında da bedel farkının bulunmaması sebebi ile davalı ...’in davalı borçlunun mali durumunu bilen ve bilmesi gereken kişi olduğunun kesin olarak kabul edilmesinin doğru olmadığından, davalı ... yönünden de reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadan sonra davalılar ... ve ... arasındaki tasarrufun iptaline diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, bozmaya uygun olarak karar verilmiş bulunmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Mahkemece verilen ilk karar da, davalılar ... ve ... yönünden davanın esastan reddine, davalı ... yönünden davanın feragat nedeni ile reddine, davalılar ..., ... ve ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiş hüküm sadece davalılardan ... yönünden bozulmuş, mahkemece bozmaya uyma kararı verilmiştir. Bu halde davalı ... hakkındaki dava kesinleştiğinden bu davalılar yönünden yeniden hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yeniden hüküm tesis edilerek ve usulü kazanılmış hak ilkesini de bertaraf edecek şekilde yeni Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden vekalet takdir edilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Ne varki, yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1-2-4-5-7-8-10.11 ve 12. bentlerinin hükümden çıkartılarak 1. bent olarak ”Davalılar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında verilen hüküm kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına” ibaresinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 08/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.