1. Hukuk Dairesi 2007/9017 E. , 2007/9462 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : URLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2005
NUMARASI : 2005/56-2005/474
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı Hazine, davalının kıyı kenar çizgisi dahilinde kalan, deniz dolgu alanına havuz ve büfe inşa ederek elattığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinde bulunmuştur.
Davalı, dava konusu yerin belediye mücavir alan sınırı içerisinde olduğunu, Urla Belediyesi ile yapılan sözleşmeye dayalı olarak bu yeri kullandığını, Hazineye ecrimisil ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yapılan bilirkişi incelemesi sonucu, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi dışında Urla Belediyesinin mülkiyet alanında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yere elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu yerin 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca belirlenen kıyı kenar çizgisine göre kıyı dışında ve kara tarafında kaldığı, ancak özel mülkiyete konu olmayan kamu malı vasfında olduğu anlaşılmaktadır.
O halde, bu niteliği itibarı ile taşınmazın mülkiyetinin belediyeye geçen yerlerden bulunmadığı tartışmasızdır. Öyle ise, arzın tabii maliki sıfatıyla Hazinenin bu nitelikteki yer yönünden açtığı davanın dinlenmesinin gerekeceği de açıktır. Mahkemece, yapılan inceleme araştırma sonunda davalının çekişme konusu bu yerde haklı ve geçerli bir nedeni bulunmaksızın yapılanmak suretiyle elattığı belirlendiğine göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere red edilmiş olması doğru değildir.Diğer taraftan davalının anılan yeri belediyeden kiraladığını savunmuş olmasına da arzın tabii maliki Hazine bakımından hukuken değer verilemeyeceği açıktır.
Hal böyle olunca davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle reddi doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 04.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.