4. Hukuk Dairesi 2018/2670 E. , 2020/1727 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 13/12/2016 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13/07/2017 günlü karara karşı davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; davacının istinaf başvurusunun reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK"nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek davanın reddine dair verilen 01/03/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hükme karşı taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK"nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; müvekkilinin dava dışı ... Balıkçılık ve Tic. Ltd. şirketinin eski ortağı olduğunu, ancak hisselerini aynı şirketin ortağı olan dava dışı kişilere devrettiğini, söz konusu devrin Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, davalı tarafından anılan şirket aleyhinde icra takibi başlatıldığını, icra takibinin sonuçsuz kalması üzerine, davalının müvekkili hakkında takip borçlusu şirketin ortağı olduğu gerekçesiyle ticareti terk etme suçu nedeniyle şikayette bulunduğunu, bu kapsamda ... 5. İcra Ceza Mahkemesinin 2016/126 Esas sayılı dosyasında yargılama yapıldığını, yargılama neticesinde müvekkilinin beraatine karar verildiğini belirterek davalının haksız şikayeti nedeniyle uğranılan manevi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının manevi zararının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hükme karşı taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesince, davalının şikayet dilekçesiyle anılan şirketin tüm yetkilileri hakkında şikayetçi olması, davacının da borçlu şirketin eski yetkilisi olması birlikte değerlendirildiğinde, davacı hakkında şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa mevcut olduğu, suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının İcra Ceza Mahkemesince değerlendirilerek sonucuna göre karar verildiği, davalının davacıyı
zararlandırma düşüncesi ile kasten şikayetçi olduğuna ve şikayet hakkının kötüye kullanıldığına dair dosyada delil bulunmadığı değerlendirilerek davalının davacı hakkındaki şikayet dilekçesinin tümüyle hak arama özgürlüğü ve anayasal şikayet hakkı kapsamında kaldığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının dava dışı ... Balıkçılık ve Tic. Ltd. şirketinin eski ortağı olduğu, 20/03/2007 tarihinde hisselerini aynı şirketin ortağı olan dava dışı kişilere devrettiği, söz konusu devrin Ticaret Sicil Gazetesinde 27/03/2007 tarihinde ilan edildiği, davalı tarafından 12/06/2015 tarihinde anılan şirket aleyhinde ... 35. İcra Müdürlüğünün 2015/18037 Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığı, takip sonucunda borçlu şirketin adresinde faaliyette bulunmaması nedeni ile herhangi bir haczin uygulanamadığı ve bu konuda bir tutanağın tanzim edildiği, bunun üzerine davalının takip borçlusu şirketin ortakları aleyhine mal beyanında bulunmadan ticareti terk suçundan dolayı İcra ve İflas Kanunu"nun 337/A maddesi gereğince cezalandırılmaları talebi ile 22/07/2015 tarihinde ... 5. İcra Ceza Mahkemesine şikayette bulunduğu, akabinde anılan mahkemede davacı ve diğer şirket ortakları aleyhinde dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda 09/06/2016 tarihli ilam ile davacının suç tarihinde şirketin yetkilisi olmadığı anlaşıldığından müsnet suçtan beraatine karar verildiği, kararın 11/07/2016 tarihinde temyiz yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı 27/03/2007 tarihinde ... Balıkçılık ve Tic. Ltd. Şti."deki ortaklık haklarını devrederek ayrılmış, bu durumu ilan edilip kesinleşmiş ve ticaret sicil kayıtlarına da işlenmiştir. Ticaret sicil kayıtları açık olmasına rağmen davalı tarafça herhangi bir araştırma yapılmaksızın davacı ortak gösterilerek ticareti terk etmek suçundan şikayette bulunulmuş, bu nedenle davacı yargılanmıştır. Her ne kadar yargılama sonucunda davacı hakkında beraat kararı verilmiş ise de davacıya suç isnadıyla haksız eylem gerçekleşmiştir. Davalı şirketin davaya konu şikayet dilekçesini verdiği 22/07/2015 tarihi itibariyle tacir olduğu, kendisinden beklenen özen yükümlülüğüne uygun davranmadığı ve davacının manevi olarak zarar görmesine sebep olduğu açıktır. Buna göre davalının, davacı hakkındaki özensiz isnadı sebebiyle sorumlu olduğunun kabulü gerekmektedir.
Şu durumda; Bölge Adliye Mahkemesince davalının davacı hakkındaki şikayet dilekçesinin hak arama özgürlüğü ve Anayasal şikayet hakkı kapsamında kaldığı gerekçesiyle, HMK"nın 373/2 maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, dosyanın HMK 373/2 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.