Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/20859
Karar No: 2022/2205
Karar Tarihi: 15.02.2022

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/20859 Esas 2022/2205 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir kararın incelenmesine yönelik olarak, tebligatın usulüne uygun olması gerektiği ve sanığın adresinin tespit edilemediği durumlarda tebligatın geçersiz sayılacağı belirtilerek, suçun karşılıksız yararlanma olduğu ve sanığın mahkum edildiği ifade edilmiştir. Ancak, suç tarihinden itibaren ödeme yapılmadığında kamu davasının düşürüleceği ve ceza verilmeyeceği hususlarına dikkat çekilmiştir. Ayrıca, sanığın adli sicil kaydına göre başka bir tekerrüre esas alınabilecek mahkumiyetinin olmaması nedeniyle, TCK'nın 58. maddesinin uygulanamayacağı vurgulanmıştır. Kararda geçen kanun maddeleri ise şöyledir: Tebligat Kanunu'nun 35/2, 5271 sayılı CMK'nun 223/8, TCK'nın 53., 58., 106/1-1., 151/1., 168/5., 6352 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesi ve 7242 sayılı Kanun'un 10. maddesi, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 6. maddesi.
2. Ceza Dairesi         2021/20859 E.  ,  2022/2205 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Karşılıksız yararlanma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35/2. maddesine göre tebliğin usulüne uygun olarak yapılabilmesi için, daha önce aynı adrese Kanun'un gösterdiği usullere uygun bir tebligat yapılmış olması ve muhatabın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin de tespit edilememesinin gerektiği, aksi halde aynı Kanun'un 35. maddesine göre tebligat yapılmasının mümkün olmadığı, sanığın yokluğunda verilen kararın, sanığın sorgusu sırasında mahkemeye bildirdiği adresine gönderildiği, tebliğ edilemeden tebligat evrakının mahkemeye iade edildiği, bunun üzerine mahkemece daha önce Kanun'un gösterdiği usullere göre bir tebligat yapılmamış adresine aynı Kanun'un 35. maddesine göre yapılan tebligat işleminin geçersiz olduğu anlaşılmakla, sanık müdafiinin temyiz isteminin öğrenme üzerine süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
    5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
    1- 05/07/2012 tarihinden sonra işlenen suçlar, 6352 sayılı Kanun'un 84. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nun 168. maddesine eklenen 5. fıkra uyarınca, zararın soruşturma tamamlanmadan önce tazmin edilmesi halinde kamu davası açılamayacağı, başka bir anlatımla zararın giderilmemesinin dava şartının sonuçları ile benzer sonuçları doğurduğu ancak buna rağmen dava açılması halinde veya sanık soruşturma aşamasında hiç ödeme yapmamış, sanığa ödeme ihtarı da yapılmamış ve sanık kovuşturma aşamasında zararı tamamen gidermişse 5271 sayılı CMK'nun 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca kamu davasının düşürülmesine karar verilerek, ayrıca sanığın 5237 sayılı TCK'nun 168. maddesinin 5. fıkrası hükmünden kaç kez yararlandığının denetimi açısından verilecek kararın 6352 sayılı Kanun'un 103. maddesi ile 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 6. maddesine eklenen 2. fıkra uyarınca adli sicilde bunlara mahsus sisteme kaydının sağlanması gerekir.
    05/07/2012 tarihinden önce işlenen suçlarda ise; katılan kurumun zararını tazmin etmiş olan sanık hakkında, 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un geçici 2. maddesinin l. fıkrası uyarınca aynı maddenin 2. fıkrası gereğince, ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; suç tarihinin 05/07/2012 öncesi olduğu ve sanık müdafii tarafından dosyaya sunulan 21/03/2019 tarihli dilekçe ekindeki belgelere göre katılan kuruma 20/03/2019 tarihinde ödeme yapıldığının anlaşılması karşısında; öncelikle katılan kurumdan böyle bir ödemenin olup olmadığı sorulup ödeme yapılmış olması halinde katılan kurum zararının yasal ihtar olmamasına rağmen 20/03/2019 tarihinde giderilmesi nedeniyle, 6352 sayılı Kanun’un geçici 2/2 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/4-(a) maddeleri uyarınca sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, herhangi bir ödeme yapılmamış ise; sanık hakkında borcu nedeniyle mühürlenen sayacın mührünü bozup sayacı açarak kaçak elektrik kullandığı gerekçesiyle tutanak düzenlendiği anlaşılmakla, mührü bozulan sayacın kullanıcısı tarafından istenildiği zaman değiştirilmesinin mümkün olduğu da dikkate alınarak, sanığın tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde sayaca müdahale edip etmediğinin tespiti açısından; öncelikle sanığın tutanağa konu işyerini suç tarihinde işletip işletmediği, işletiyorsa ne zamandan beri işlettiği hususunda kolluk araştırması yaptırılarak ve suça konu sayacın ne zaman takıldığı ve sanığın hangi tarihten itibaren bu işyerini kullandığı kesin olarak saptanıp kaçak kullanım süresi belirlendikten sonra, mahallinde keşif yapılmak suretiyle suça konu sayaca herhangi bir müdahalede bulunup bulunulmadığı ve kurulu güç tespit edilip, abonesiz dönemde normal kullanıma göre tüketebileceği ortalama elektrik miktarı bilirkişiye hesaplattırılarak, kayıtsız sayaçtan geçirilen tüketim miktarıyla uyumlu olup olmadığına dair bilirkişiden rapor alındıktan sonra, sanığın karşılıksız yararlanma kastıyla hareket edip etmediği değerlendirilerek, sanığın suç kastıyla hareket ettiğinin tespiti halinde, suç tarihi de dikkate alındığında, katılan kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılarak, sanığa “Şikayetçi kurumun tutanak nedeniyle oluşan ve bilirkişi tarafından hesaplanan zararını gidermesi durumunda 6352 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine" ilişkin giderilmesi gerekli zarar miktarlarını açıkça içeren nitelikte bildirimde bulunulduktan sonra yasal sürenin geçmesi nedeni ile makul bir süre de tanınıp bu süre beklenilerek, sonucuna göre sanık hakkında 6352 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    2- Kabule göre de;
    Sanığa ait adli sicil kaydında yazılı olan ve tekerrüre esas alınan Bursa 12. Asliye Ceza Mahkemesince verilmiş 08/02/2010 tarihli ve 2007/102 E., 2008/1049 K. sayılı mahkumiyetine konu suçların TCK'nın 151/1. ve 106/1-1. maddelerinde yazılı mala zarar verme ve tehdit suçlarına ait olduğu, CMK'nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası uzlaşma kapsamına alındığı ve mahkemenin 12/03/2019 tarihli ek kararı ile tüm sonuçlarıyla birlikte düşürülmesine karar verildiği anlaşılmakla; bahsi geçen ilamın TCK'nın 58. maddesi uyarınca tekerrüre esas alınamayacağı, sanığın adli sicil kaydına göre başka da tekerrüre esas alınabilecek mahkumiyetinin olmaması nedeniyle sanık hakkında TCK'nın 58. maddesinin uygulanamayacağının nazara alınması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 15/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi