8. Hukuk Dairesi 2011/3481 E. , 2012/423 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19.10.2010 gün ve 241/465 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ile davalılardan ... vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 264 ada 82 parselin ortak miras bırakan ......’tan kaldığını, mirasçılar arasında yapılan taksim sonunda 300’er m2"lik bölümlerin davalılara düştüğünü, tespit tarihine kadar taksimin bozulmadığını, ancak kadastro sırasında 1/5 paylı olarak davalılar adına tespit edildiğini açıklayarak davalılar adına kayıtlı tapu kayıtlarının iptaliyle fiili kullanım durumları dikkate alınarak vekil edeni adına tapuya tesciline, olmadığı takdirde tasarruf durumuna göre aidiyetlerin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ..., ... ve ... mahkeme hâkimi tarafından havale edilen imzalı dilekçelerinde; 1984 yılında yapılan taksim sonunda taşınmazdan kendilerine 300’er m2 yer düştüğünü, kalan bölümün ise davacıya bırakıldığını, tespit tarihine kadar taksim edildiği şekilde kullanıldığını açıklayarak davayı kabul ettiklerini bildirmişlerdir.
Davalılardan ... vekili, geçerli bir taksim bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazın paylı mülkiyet şeklinde taraflar adına tapuda kayıtlı olduğu, aynen ifrazı mümkün bulunmadığı gibi mülkiyet tespiti talebinin de dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hükmün redde ilişkin bölümü davacı vekili, avukatlık ücretine ilişkin bölümü ise davalı ... vekili taraflarından temyiz edilmiştir.
...... niteliğindeki 17048 m2 yüzölçüme sahip 264 ada 82 parsel,18.09.2001 tarih 209 sayılı tapu kaydı kapsamında olup 1/5 oranında ...... evlatları adına kayıtlı bulunduğu açıklanarak 16.01.2006 tarihinde 1/5 paylı mülkiyet şeklinde Ali, Hacer, Dudu, Meryem ve Gülden adına tespit edilmiş olup, kadastro tutanağının 02.06.2006 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydı oluşmuştur.
Dava; taksim ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Dosya kapsamı ve kadastro tutanağındaki açıklamalara göre, dava konusu taşınmazın öncesi tapulu olup taraflar adına 1/5’er oranında kayıtlıdır. Taşınmazın öncesi tapuda taraflar adına paylı olarak kayıtlı olduğuna ve taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir taksim sözleşmesi bulunmadığı anlaşıldığına göre, davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle davalı ...’ya ilişkin hüküm bölümünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA,
Dava; paydaşlar arasında açılıp yürüyen dava niteliğinde olup dava konusu 264 ada 82 parsel, paylı mülkiyet şeklinde tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Davalılardan ..., ... ile ..., ...... tarafından havale edilmek suretiyle alınan yazılı dilekçelerinde, taşınmazlardaki 300’er m2"lik yerin kendilerine, kalan bölümün ise davacıya ait olduğunu açıklayarak davayı kabul ettiklerini bildirmişlerdir.
HUMK.nun 95. (6100 sayılı HMK.nun 308 m.) maddesine göre feragat ve kabul, kesin hükmün hukuki neticelerini hasıl eder ve yapıldığı andan itibaren hüküm ifade eder. Yukarıda adı yazılı davalılar davayı kabul ettiklerine, davalıların taşınmaz üzerindeki haklarının 300’er m2 olduğu açıklandığına ve taşınmazın aynen ifrazının mümkün olmadığı anlaşıldığına göre mahkemece taşınmazın paylı mülkiyet şeklinde olması nazara alınarak davalıların kullandığı 300’er m2 yüzölçümlü bölümlerin taşınmazın tamamına oranlanmak suretiyle davalıların gerçek paylarının bulunması, bu kişiler adına fazla oranda tespit edilen paylar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken taşınmazın aynen ifrazının mümkün olmadığı açıklanmak suretiyle davanın kabulü gözardı edilerek yazılı şekilde davanın tümden reddine karar verilmesi doğru değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davanın reddine karar verildiğine ve davalı ... yargılama oturumlarında vekil ile temsil olunduğuna göre, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca davalı ... lehine vekâlet ücreti takdir ve tayini gerekirken bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması da yerinde görülmemiştir.
Davacı ... ile davalı ... vekillerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile davalı ..., ... ve ...’e ilişkin hükmün esası, davalı ...’e ilişkin hükmün Avukatlık ücretine ilişkin bölümünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17,15 TL peşin harcın istek halinde ..."ya iadesine ve 17,15 TL peşin harcın da onama harcına mahsubu ile kalan 4,00 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına 30.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.