5. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/23570 Karar No: 2018/2764 Karar Tarihi: 26.02.2018
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2016/23570 Esas 2018/2764 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2016/23570 E. , 2018/2764 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, Sabire oğlu Şevket Kayyımı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... oğlu ... kayyımı vekilince temyiz edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor, zemin bedeli yönünden hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; Dava konusu taşınmaz mal arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu"nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir. Arsa niteliğindeki dava konusu ... Mahallesi 508 ada 1 parsel, 225 ada 7 parsel, 226 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların bedeli belirlenirken; emsal olarak mukayeseye esas alınan taşınmazın yeterli ve geçerli gerekçe gösterilmeden yola cepheli olmasından bahisle dava konusu taşınmazlardan 12 kat değerli bulunarak 150 TL/m2 değer biçen rapor inandırıcı görülmemiştir. Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılıp, dava konusu taşınmaz ile bilirkişi raporunda somut emsal olarak esas alınan taşınmazların, belediye binası, hükümet konağı, adliye, belediye binası, vb. merkezi yerlere ve birbirlerine olan uzaklıkları halihazır şehir haritası üzerinde fen bilirkişisine işaretlettirildikten sonra, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazların ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi olduklarının ve taşınmazın bulunduğu mahallede düzenleme ortaklık payı kesintisinin ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden sorulup, vergi değerleri de karşılaştırılmak suretiyle değer biçilip alınacak bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Davalı ... kayyımı kendisini vekille temsil ettirdiği gözetilerek lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir. Davalı ... oğlu ... kayyımı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Şevket Kayyımından peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 26/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.