10. Hukuk Dairesi 2016/3412 E. , 2016/4525 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : İş Mahkemesi
Tarihi : 03.12.2015
Dava, yaşlılık aylığı tutarının basamak intibakı suretiyle yeniden belirlenmesi ile fark aylığın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda ilamında beliritildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi .......... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Her ne kadar bir ara kararı olsa da; Mahkemece, Yargıtay’ın bozma ilâmına uyulması durumunda, bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar ve Mahkeme bu kararından dönemeyeceği gibi bozma ilamı doğrultusunda işlem yapmak zorundadır. 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nda ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “usulî kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakta ise de, bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Nitekim; Hukuk Genel Kurulu"nun 18.10.1989 gün .....-...., 21.02.1990 gün .....-......; 07.10.1990 gün .....-.....; 19.02.1992 gün .....-.....; 23.02.1994 gün .....-....; 03.03.2010 gün ve ......./...-....-.....; 27.09.2006 gün ve ......../....-..... Esas ....../..... Karar; 15.10.2008 gün ve ....../.....-...... Esas ....../.... Karar ile 17.02.2010 gün ve ...../...-... Esas ....../.... Karar sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Uyulan bozma ilâmında belirtildiği üzere; davanın yasal dayanaklarından olan 1479 sayılı Kanun"un 51’nci maddesinin üçüncü fıkrasında, diğer sosyal güvenlik Kanunlarına tabi olarak çalıştıktan sonra Bağ-Kur kapsamına girenlerin diğer sosyal güvenlik Kurumlarında geçirdikleri süre intibak ettirilmek suretiyle en yakın basamaktan aşağısını on ikinci basamaktan yukarısını seçemeyecekleri öngörülmüş, 04.10.2000 tarihinde yürürlüğe giren 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile anılan fıkra “Ancak, diğer sosyal güvenlik kanunlarına tabi bir işte çalıştıktan sonra bu Kanun kapsamına girenlerin basamakları, diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında geçirilen süre dikkate alınarak intibak ettirilmek suretiyle belirlenir” şeklinde değiştirilmiş, anılan KHK. Anayasa Mahkemesi"nce iptal edilerek, 08.08.2001 tarihinde yürürlükten kalkmıştır. Ancak bu defa 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanun"la düzenleme aynen korunmuştur.
1479 sayılı Kanun’un 52’nci maddesinde ise; sigortalının altı, yedi, sekiz, dokuz, on, on bir ve on ikinci basamaklarda en az iki tam yılını doldurmadıkça, yazılı talepte bulunmadıkça ve sırası dışında basamak yükseltemeyeceği öngörülmüş, 01.10.1999 tarihinde yürürlüğe giren 4447 sayılı Kanun ile “Sigortalının bu Kanuna göre seçtiği, intibak ettirildiği veya yükseltildiği ilk on iki basamakta bekleme süresi bir yıl, on üçüncü basamaktan itibaren, her bir basamakta bekleme süresi iki yıldır.
İlk on bir basamakta sıra itibariyle basamak yükseltilmesi, prim ödemeye ve talebe bakılmaksızın Kurumca yapılır. On ikinci basamaktan itibaren basamak yükseltilebilmesi için, sigortalının yazılı talepte bulunması ve talep tarihinden önceki ayın sonu itibariyle prim ve diğer borçlarını ödemiş olması şarttır.
Sigortalılar, Kurumca yükseltildikleri tarihten veya yazılı talepte bulundukları tarihi takip eden aybaşından itibaren, basamak yükseltme farkı ile yükseltildikleri basamak üzerinden primlerini öderler.” şeklinde değiştirilmiştir.
Yukarıda sıralanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; davacı 02.07.1997 tarihinde davalı Kurum kayıtlarına intikal eden sigorta giriş bildirgesi ile (yani süresinde) giriş basamağını 12’nci basamak olarak seçmiş ve aynı tarihten itibaren Bağ-Kur sigortalılık tescili yapılmıştır. Ancak limted şirket ortaklığı ve Ticaret Odası kaydına istinaden sigorta başlangıcı 07.07.1992 tarihi olarak değiştirilerek, re"sen sigorta tescil basamağı birinci basamağa düşürülmüştür. 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığının intibakı sırasında çakışan yurtdışı sigortalılığı bulunduğunun belirlenmesi üzerine sigorta başlangıcı yeniden 01.01.1997 tarihi olarak revize edilerek bu defa 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlandığı süreler nedeniyle sigorta tescil basamağının tekrar birinci basamak olarak kabul edilerek basamak intibakı yapılmış ve 01.09.1998 tarihi itibariyle 12"nci basamağa yükseltilerek, prim borçlarını ödediği tarihler ile talepleri nazara alınarak 01.02.2000 tarihinde 13, 01.02.2002 tarihinde 14, 01.03.2004 tarihinde 15 ve 01.03.2006 tarihinde 16"ncı basamağa yükseltilmiştir. Ne var ki; yaşlılık aylığı bağlama kararından davacıya 18.01.2008 tarihli tahsis dilekçesine istinaden 01.02.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, ancak gerekçesiz olarak aylık tutarının 12"nci basamak esas alınarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle Mahkemece; davacının prim ödemeleri ve talebi ile sigortalılık işlem süreci nazara alınarak 16"ncı basamak üzerinden yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile belirlenecek fark aylıkların ödenmesine hükmedilmesi gerekirken, uyulan bozma ilamının gereği yerine getirilmeksizin, davacının sigortalılık basamağı farazi olarak önce 17 ve sonra 20"nci basamak kabul edilerek davacıya yersiz olarak prim ödettirilmesi ve süresinde gecikme zammını ödemediğinden bahisle eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davacıya iadesine, 31.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.