Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17014 Esas 2018/1918 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17014
Karar No: 2018/1918
Karar Tarihi: 09.04.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17014 Esas 2018/1918 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı banka müşterisi, genel kredi sözleşmesi üzerinden kefil olmuştur. Borcun ödenmemesi üzerine takibe itiraz eden davalı, itirazın iptali davasıyla karşı karşıya kalmıştır. Mahkeme, kefalet sözleşmesinin geçerli olduğunu ve davalının tek taraflı olarak kefaletini geri alamayacağını belirtmiştir. Ancak, davalı banka müşterisinin asıl borçluya verilen kredi kartının kullanımından doğan borçtan kefil sıfatıyla sorumlu tutulması mümkün değildir. Bu nedenle hüküm BOZULMUŞTUR.
Kanun Maddeleri: İhtarname, İcra Takibi ve İtirazın İptali Davası.
19. Hukuk Dairesi         2016/17014 E.  ,  2018/1918 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, davacı ile dava dışı ... arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının da müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, asıl borçlu ... davacı banka tarafından üretici kart isimli kredi kartı verildiğini, davalının, davacı tarafa kefaletten olan sorumluluğundan vazgeçtiğine dair ihtarname gönderdiğini, ihtarname sonrası üretici kart borcunun sıfırlandığını, bu sebeple ihtarnamenin davacı tarafa tebliğinden itibaren davalının sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, kefil olan davalının geçerli bir kefalet sözleşmesi kurulduktan sonra tek taraflı olarak kefaletini geri alması yönünde bildirimde bulunması ile kefillikten kurtulmasının mümkün olmadığı, davalı tarafından yapılan bildirimin sözleşmenin diğer tarafı olan davacı tarafça açıkca kabul edilmediği takdirde hukuki bir sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı bir dava çeşididir. İcra takibinde talep edilmeyen bir hususun davada istenebilmesi mümkün değildir.
    Alacaklının dava konusu alacağının takipte kredi sözleşmesinden kaynaklandığı belirtilmiş olup açılan itirazın iptali davasında delil olarak genel kredi sözleşmesi ibraz edilmiştir. İncelenen genel kredi sözleşmesinde kullandırılacak her bir kredinin şekli ve cinsi belirtilmiş olup kredi kartı verileceği yönünde bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda davalı kefilin asıl borçluya verilen kredi kartının kullanımından doğan borçtan kefil sıfatıyla sorumlu tutulması mümkün olmadığından davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü isabetsizdir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 09/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.