Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/7875
Karar No: 2007/9228
Karar Tarihi: 01.10.2007

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/7875 Esas 2007/9228 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi talebine ilişkindir. Taşınmaz üzerinde altı katlı bir bina bulunmaktadır ve 318 ada 12 parsel sayılı taşınmaz paylı mülkiyete konu olup, taraflar ve dava dışı birçok kişi paydaştır. Davacı, kendisine özgülenen bodrum ve çatı arasına davalının kereste bırakmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, müdahalenin sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, Yargıtay tarafından, paydaşların bağlayan harici bir taksim sözleşmesi veya fiili kullanımının oluşup oluşmadığına özenle bakılması gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri şunlardır: Türk Medeni Kanunu 688 ve devam eden maddeleri, M.K.nun 706, B.K.nun 2l3, T.K.nun 26. maddeleri, M.K.nun 2. maddesi, ve HUMK'nun 428. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2007/7875 E.  ,  2007/9228 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : EYÜP 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 10/04/2007
    NUMARASI : 2005/332-2007/120

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, 318 ada 12 parsel sayılı taşınmazda davalı ile paydaş olduklarını, davalının taşınmazdaki binanın bodrum katı ile çatı arasına kereste bırakmak suretiyle haksız olarak müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, müdahalenin sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
                                                -KARAR-
    Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar  verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 318 ada 12 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere olduğu taraflar ile dava dışı birçok kişinin taşınmazda paydaş bulundukları ve üzerinde altı katlı bina bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Davacı, kendisine özgülenen  bodrum ve çatı arasına davalının kereste bırakmak suretiyle elattığını ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır.
    O halde, taraflar arasındaki çekişmenin Türk Medeni Kanununun 688 ve devam eden maddelerinde öngörülen paylı mülkiyet hükümlerinin gözetilmek suretiyle çözüme kavuşturulacağı açıktır.
    Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere M.K.nun 706, B.K.nun 2l3, T.K.nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz.  Ne varki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, " akte vefa" kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. 
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, Medeni Kanunun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. 
    Somut olaya gelince; çekişme konusu taşınmaz üzerindeki binada kat irtifakı ve kat mülkiyeti tesis edilmediği kayden sabit olup her paydaşın binada ayrı bir bağımsız bölüm kullandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, bodrum kat ve çatı arası bölüm yönünden tüm paydaşların katılımı ile kullanma biçimide belirlenmiş değildir.
    O halde, somut olay yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde davacı yönünden intifadan men olgusunun gerçekleştiği söylenemez.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  01.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi