Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2577
Karar No: 2015/8389

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/2577 Esas 2015/8389 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/2577 E.  ,  2015/8389 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapuda kayıtlı taşınmazın yüzölçümünde 3402 sayılı Kadastro Kanununu 41. maddesi gereğince yapılan düzeltme sonucu taşınmazın yüzölçümünün eksilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 16/06/2014 gün ve 2014/4966 – 2014/17140 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı gerçek kişiler vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı İş Bölümü Kararı uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun işbölümüne ilişkin 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararı gereğince, karar düzeltme incelemesi yapma görevinin Dairemize ait olduğu anlaşılmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Yörede 1976 yılında yapılan kadastro sırasında ... köyü 120 ve 122 parsel sayılı taşınmazların yüzölçümleri sırasıyla 84.000,00 m² ve 2.600.750,00 m² miktar olarak belirlenip dava dışı gerçek kişiler adına tespit edilerek ve bu miktarlarla tapuya tescil edilmiş, davacıların taşınmazları satın almalarından sonra 3402 sayılı Kadastro Kanunun 41. maddesi kapsamında 2010 yılında yapılan düzeltme ile 120 sayılı parselin tapuda 84.000,00 m² ile kayıtlı olan yüzölçümünün 71.183,13 m² miktarında olduğu; 122 sayılı parselin yine tapuda 2.600.750,00 m² ile kayıtlı olan yüzölçümünün ise 1.919.913,28 m² miktarında olduğu belirlenmiş, bu işlemin iptali için bir kısım tapu maliklerinin ... Sulh Hukuk Mahkemesine dava açtıkları ve anılan mahkemece dava; parsellerin yüzölçümündeki azalmanın daha evvel 1/5000 ölçekli fotogrametrik paftasında planimetre (mekanik alet) ile hesaplanan alan ile büyük ölçekli Harita ve Harita bilgileri Üretim Yönetmeliğine göre sayısal olarak elde edilen koordinatlardan hesaplanan alan hesabından kaynaklandığı ve yürürlükteki mevzuat uyarınca yapılan teknik bir düzeltmenin sonucu olduğu gerekçesiyle 18/01/2012 tarih 2010/183 – 2012/63 sayılı kararla reddedilmiş ve bu karar Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 30/03/2012 tarih 2012/3080 – 2012/4671 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir.
    Davacı gerçek kişiler vekili, 29/06/2012 havale tarihli dilekçesiyle, ... köyü 120 ve 122 sayılı parsellerin tapuda kayıtlı olan yüzölçümlerinde, 3402 sayılı Kanunun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme nedeniyle önemli derecede azalma meydana geldiğini ve bu azalma nedeniyle müvekkillerinin zarara uğradığını ve Devletin 4721 sayılı Kanunun 1007. maddesi uyarınca bu zarardan sorumlu olduğunu beyan ederek tazminat isteğinde bulunmuştur.
    Mahkemece, TMK’nın 1007. maddesi uyarınca ...nin sorumlu tutulabilmesi için zararın tapu sicilinin tutulmasından doğmuş olması gerektiği, kadastro çalışmaları ve faaliyetleri arasındaki işlemlerin sicil tutma kavramı içinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığı gerekçelerine dayanarak davanın reddine karar vermiş, davacı gerçek kişiler vekilinin temyizi üzerine hüküm 5. Hukuk Dairesince onanmıştır.
    Bu kez, davacı gerçek kişiler vekili Yargıtay kararının düzeltilmesini istemiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapuda kayıtlı taşınmazın yüzölçümünde 3402 sayılı Kadastro Kanununu 41. maddesi gereğince yapılan düzeltme sonucu taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir.
    Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun “Sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi; “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” hükmünü içermektedir.
    Burada Devlete yüklenen sorumluluk kusursuz sorumluluktur. Maddede yer alan kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Dayanaksız ya da hukuksal duruma uymayan kayıtlar düzenlemek, taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmak da aynı kapsamdadır.
    Bundan başka, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, kadastro kayıtlarından kaynaklanan hatalardan da TMK"nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Zira, kesinleşen kadastro işlemi sonrasında, bu işlem esas alınarak tapu sicili oluşturulmaktadır. Bu itibarla, tapu sicili kavramı geniş anlamda kadastro işlemlerini de kapsamaktadır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacılara ait parsellerin yüzölçümünün kadastro sırasında fazla miktarlı olarak tespit edilip, bu haliyle tapuya tescil edilmesi ve sonrasında bu hatalı işlemin düzetilmesi ile davacıların tapulu parsellerinin yüzölçümünün, parselleri satın aldıkları tarihe göre azaldığı anlaşılmaktadır. Şu hale göre, davacıların zararlarının oluştuğu ve bu zararlarının tazminini TMK"nın 1007. maddesi uyarınca Devletten isteyebileceklerinin kabulü gerekir. Zira, az yukarıda da belirtildiği gibi tapu sicili kavramı geniş anlamda kadastro işlemlerini de kapsamaktadır. (HGK"nın 18.11.2009 gün ve 2009/4-383 - 2009/517 ve 16.06.2010 gün ve 2010/4-349 - 2010/318 sayılı kararları da bu yöndedir)
    Ayrıca zarar, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi gereğince yapılan düzeltme işleminin tapu kaydına işlenmesinden önce 41. madde uygulamasının kesinleşmesi ile doğacağından, dava açabilmek için 41. madde uygulamasının tapuya işlenmesini beklemek gerekli olmadığı gibi zarar hesabı da 41. madde uygulamasının kesinleştiği tarihe göre yapılmalıdır.
    Hal böyle olunca, mahkemece taşınmazların niteliği arazi ise, net gelir metodu yöntemi ile, arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle taşınmazların eksilen yüzölçümünün gerçek değeri belirlenerek karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
    Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından, davacı gerçek kişiler vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişiler vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 16/06/2014 gün ve 2014/4966 – 2014/17140 sayılı ONAMA KARARI KALDIRILARAK, 06/03/2013 gün ve 2012/240-2013/91 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/10/2015 günü oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi