Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, maliki oldukları 3951 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucunda, 6 nolu parsel olarak tescil edildiğini, ancak imar işleminin İdare Mahkemesinde iptal edildiğini ileri sürüp, tapu kaydının iptali ile eski hale getirilme isteğinde bulunmuşlardır.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı Belediye yönünden davanın husumetten reddine, diğer davalı yönünden, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalılardan Hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, tapu iptal ve eski kadastral hale iade isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların kayden 3951 parsel sayılı taşınmazda kat malikleri oldukları, imar uygulaması sonucu 6 imar parsel sayılı taşınmazın davacılarla birlikte davalı Hazine adına müştereken tescil edildiğini, imar uygulamasının kesinleşen İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 1998/1489 Esas, 398 Karar sayılı ilamıyla iptal edildiği, böylece hukuki dayanaktan yoksun kalan imar kaydının yolsuz tescil haline geldiği anlaşıldığına göre, mahkemece davalı Belediye yönünden husumetten davanın reddine, diğer davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur.
Ne varki, noksanın tamamlatılması yoluyla elde edilen bilgi ve belgelerden, çekişmeli 6 imar parselinin dayanağı imar uygulamasının, hükmen iptal edildiğinden bahisle, bölgede yeniden imar uygulaması yapılarak, 6 sayılı imar parselinin, önceki (eski) kadastral parsel sınırına ve yüzölçümüne dönüşümü sağlanarak, davacılar adına yeniden 3951 sayılı imar parseli olarak 01.06.2007 tarihinde tescil edildiği ve bu imar uygulamasına karşın dava açılmadığı görülmektedir.
Hal böyle olunca, eski hale getirme işleminin konusu kalmadığından, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Tarafların temyiz itirazları bu nedenle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.