17. Hukuk Dairesi 2014/11295 E. , 2016/6998 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün davalı .... vekili ve davalı .... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, dava dışı ..."in sürücüsü olduğu, davalı ...."ye ZMMS ile sigortalı otomobilin sağ şeritte seyrederken, dava dışı ..."ın sürücüsü olduğu, davalı ...."e ZMMS ile sigortalı kamyonet"in hızlı şekilde soldan sağ şeride yöneldiğini, ona çarpmamak için kullandığı aracı sağa yönelten sürücü ..."in sağ banket üzerinde bekleyen yaya muris ..."ya çarptığını, kazada ...."nın öldüğünü, murisin kusuru bulunmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, toplam 4.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 6.000,00 TL cenaze giderinin tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat talebini toplam 29.978,89 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı .... vekili, davacıların müvekkil şirkete başvurularının bulunmadığını, sorumluklarının poliçe limit ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı .... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü davacı baba ... için 16.152,74 TL ve davacı abla .... için 7.576,15 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 6.250,00 TL cenaze ve defin giderinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı .... vekili ve davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin gideri istemine ilişkindir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları gereği davalı taraf davacıların meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan gerçek defin gideri zararlarını tazmini ile sorumlu olup davacı tarafın kendi milli değerlerine, yerel örf ve adetlerine göre yaptığı özel giderlerden sorumlu değildir. Bu bağlamda; taziye teşekkür giderleri, yemek giderleri, mevlit gideri vs gibi zorunlu olmayan cenaze merasimi giderlerine yönelik istemin reddi gerekirken bu taleplerinde içinde bulunduğu meblağın toplamı üzerinden belirlenen rakama göre yüksek miktarda cenaze ve defin giderine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, cenaze ve defin giderlerinin müftülükten sorularak gerçek cenaze ve defin gideri zararının ne kadar olduğunun saptanması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
2-Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K"nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; "Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir." şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: "Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” vurgulanmıştır.
Dosya kapsamına göre, muris ... 26 yaşında iken bekar olarak vefat etmiştir. Sosyal ve ekonomik duruma ilşkin zabıta araştırmasına göre muris asgari ücret karşılığı çalışan bir işçi olup, davacı abla ..."nın kaza tarihinde 31 yaşında ve bekar olduğu, üç ayda bir özürlü maaşı aldığı, belirtilmiştir. Davacı taraf ise, muris ..."in ölmeden önce davacı yatalak babası ... ve ablası ... ile aynı evde birlikte yaşadıklarını ve murisin babası ve ablasına destek olduğunu iddia etmiştir. Yukarıda açıklamalar ışığında; davacı ... yönünden ölenin destekliğine ihtiyacı olup olmadığının davacı tarafça somut deliller ile ispatlanması gerekmektedir. Bu kapsamda, davacı abla ..."nın özürlü olup olmadığı, muris ..."in ölümden önce ablası ... ile birlikte aynı evde yaşayıp yaşamadığı, ablası ..."ya maddi ve devamlı olarak destek olup olmadığı hususunda davacı tarafın delilleri toplanmalı, bu hususlarda ilgili yerlerden sorularak, gerektiğinde zabıta araştırması da yapılarak tespit edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı .... vekili ve davalı .... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı .... ve davalı ..."ye geri verilmesine 08/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.