8. Hukuk Dairesi 2011/4032 E. , 2012/399 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması
... ile ... aralarındaki zilyetliğin korunması davasının kabulüne dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 12.01.2011 gün ve 426/37 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, mevki ve sınırları dava dilekçesinde gösterilen Hazinenin özel mülkiyetindeki, tapusuz 6989,72 m2 yüzölçüme sahip dava konusu taşınmaza vekil edeninin ecrimisil ödemek suretiyle zilyet olduğunu, ancak davalı Hazinenin aldırdığı 10.04.2008 tarih 8 nolu idari men kararıyla davacının tasarrufuna engel olduğunu ileri sürerek zilyetliğinin korunmasına, Hazinenin tecavüzünün önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, taşlık, fundalık ve çalılıkların imar-ihya ve ziyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu, davacının 2004 yılından itibaren ecrimisil ödemek suretiyle zilyetliği altında bulundurduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne, 23.11.2010 tarihli krokide gösterilen 6989,72 m2"lik taşınmaza davalı Hazinenin vaki tecavüzünün önlenmesine karar verilmiştir. Hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mustafakemalpaşa ... Müdürlüğünün gönderdiği 13.08.2010 tarihli karşılık yazıda, dava konusu taşınmazın "... harici fundalık " yer olduğu bildirilmiştir. Davacı vekili, mülkiyet iddiasında bulunmamış olup, bölgede yapılan ... çalışmasında kimsenin mülkiyetinde, zilyet ve tasarrufunda bulunmadığından yazılı nitelikle ... harici bırakılmıştır. Bu tür yerler Devletin hüküm ve tarasrrufu altında bulunan yerlerden sayılır. Kural olarak tapusuz tüm taşınmazların gerçek sahibi ... (Devlet) olup Hazinenin bu tür taşınmazlar üzerinde mülkiyet hakkı söz konusudur. O halde Hazinenin mülkiyet hakkının söz konusu olduğu taşınmazlar bakımından Hazineye karşı zilyetliğin korunması ve tecavüzün önlenmesi davası açılamaz. Yani mülkiyet sahibi olan Hazineye karşı açılan bu davaların reddine karar verilmelidir. Bundan ayrı, 4721 sayılı TMK.nun 715.maddesinde aynen "Sahipsiz yerler ile yararı kamuya ait mallar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Aksi ispatlanmadıkça, yararı kamuya ait sular ile kayalar, tepeler, dağlar, buzullar gibi tarıma elverişli olmayan yerler ve bunlardan çıkan kaynaklar, kimsenin mülkiyetinde değildir ve hiçbir şekilde özel mülkiyete konu olamaz...." hükmüne yer verilmiştir. Her ne kadar davacı yan, 2004 yılından itibaren ecrimisil ödendiğini bildirmişse de; ecrimisil, iyi niyetli olmayan zilyedin, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal ettiği ürünler karşılığında ödemek zorunda kaldığı işgal tazminatıdır (4721 sayılı TMK.nun 995.m). Başka bir anlatımla, ecrimisil (işgal tazminatı), sahibinin rızasıyla kiralanan malın kullanım bedeli değildir. Dairemizce de kabul edilen Yargıtay"ın kararlılık gösteren uygulamalarına göre, işgal edilen taşınmaz karşılığında ödenen ecrimisil (işgal tazminatı), ödeyen kişiye üstün hak bahşetmez. Tüm bu açıklamalara göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanlışa düşülerek yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davalı ... vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.