20. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/5447 Karar No: 2019/424
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/5447 Esas 2019/424 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, ortak alana tel örgü çeken davalının müdahalesini önlemek için dava açmıştır. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir. Davalı tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi ise kararın dayandığı kanıtlarla yasal nedenlerin doğru olduğunu belirtmiştir, ancak davalıya verilen sürenin uygun olmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle gerekçeli kararın hüküm fıkrasına 7 gün süre verilmesi eklenerek hüküm düzeltilmiştir. Davacı daha sonra çelişen bir hüküm olduğunu öne sürerek hükmün tavzihini talep etmiştir, ancak tavzih talebi reddedilmiştir. Mahkeme kararı temyiz edilmiştir ancak yerinde görülmeyen itirazlar reddedilmiş ve hüküm ONANMIŞTIR. Hüküm fıkrasına 7 gün süre verilmesini düzenleyen kanun maddesi, Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 33. maddesidir. Tavzih ve hükmün tashihi, HMK'nın 304 ve 305. maddeleri tarafından düzenlenmiştir.
20. Hukuk Dairesi 2017/5447 E. , 2019/424 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesi ile ortak alana tel örgü çeken davalının müdahalesinin önlenmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 13/05/2015 tarih ve 2014/19431 Esas 2015/8200 Karar sayılı ilamı ile "Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; mahkemece, yapılmasına hükmedilen işlemlerin yerine getirilmesi için davalı tarafa Kat Mülkiyeti Kanununun 33. maddesi hükmü uyarınca uygun süre verilmemesi doğru değil ise de, bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. bendinin sonuna gelmek üzere “bu iş için davalıya 7 gün süre verilmesine” sözcükleri eklenmek suretiyle 6100 sayılı HMK"ya 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. madde gözetilerek HUMK"nın 438. maddesi uyarınca hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile onanmasına karar verilmiş, hüküm tarafların temyiz etmemesi üzerine 13/05/2015 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı 25/07/2016 tarihli dilekçesi ile hüküm fıkrası ile gerekçe arasında çelişki bulunduğunu, dosyada bulunan bilirkişi raporuna atıfta bulunarak hükme dayanak teşkil edildiği halde, bilirkişi raporunda gösterilen yerin dışında, rapor ve krokilerde sarı olarak gösterilen tecavüzlü yer yerine kırmızı ile taralı kısım için müdahalenin önlenmesine karar verildiğini, birbirine aykırı fıkralardan doğan açık hatanın, icra aşamasında tereddüt uyandırdığını ve bu nedenle HMK"nın 304 ve 305. maddeleri gereğince hükmün tavzihini talep etmiştir. Mahkemece davacının ileri sürdüğü hususun, kanunun ön gördüğü "hükmün tashihi" yahut "hükmün tavzihi" kapmamına girmediği, ancak yasal şartları mevcut ise temyiz konusu olabileceği, ancak süresinde temyiz edilmediği ve kesinleştiği için zikredilen yargı yoluna başvurulmasının da mümkün olmadığı, hal böyle iken, tavzih yoluyla hüküm fıkrasının değiştirilmesi, hükme ilave yapılması imkanı bulunmadığı gerekçesiyle tavzih talebinin reddine karar verilmiş, ek karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 24/01/2019 günü oy birliği ile karar verildi.