23. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4812 Karar No: 2019/1709 Karar Tarihi: 07.05.2019
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/4812 Esas 2019/1709 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2016/4812 E. , 2019/1709 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı zamanaşımı nedeniyle davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı arsa sahibi ve dava dışı diğer paydaşlar ile müvekkili yüklenici arasında imzalanan 05.05.1995 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müvekkiline düşen 2 no.lu bağımsız bölümün tapusuna hak kazanıldığı halde, bu bağımsız bölümün davalı tarafından dava dışı 3. kişiye satılarak tapuda devredilmek suretiyle sözleşmeye aykırı davranılıp, müvekkilinin zarara uğratıldığını ileri sürerek bağımsız bölümün satış bedeli olan 120.000,00 TL"nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle, aksi halde esastan reddini istemiştir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen kararın Dairemizce ""Zilyetlik bulunması halinde zamanaşımı işlemeyeceğinden bu hususun araştırılması"" gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece yapılan inceleme sonucunda; davacı şirketin 15 yıldır dava konusu bağımsız bölüme zilyet olmadığı davadan sonra 2011 yılında şirket merkezi haline getirildiği zilyetlik olmadığı için zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın yeniden zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı dava konusu taşınmazın inşaatın bitirildiği tarihten itibaren şirket merkezi olarak kullanıldığını iddia etmiş, delil olarak elektrik ve su aboneliklerini göstermiştir. Mahkeme yaptığı araştırmada 2011 yılından itibaren bu yerin şirket merkezi olarak kullanıldığını kabul etmiştir. Sonradan da olsa şirket merkezi olarak kullanılan yerin zilyetliği zorla elde edildiği iddia edilmediğine göre baştan beri davacının kullanımında olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca şirket temsilcisi adına tesis edilen aboneliklerde nazara alındığında zilyetliğin kesintisiz davacıda olduğu sabittir. Bu hususlar gözönünde bulundurulup, tarafların edimlerini yerine getirip getirmediği değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.