Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/22232
Karar No: 2016/4489
Karar Tarihi: 29.03.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/22232 Esas 2016/4489 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/22232 E.  ,  2016/4489 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kesilmesi yönündeki davalı ... Başkanlığı işleminin iptali ile aylığın, yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamda belirtildiği üzere davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacıya, 506 sayılı Kanunun hükümlerine göre hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm (yetim) aylığının, boşandığı eşiyle 22.10.2008-21.01.2014 döneminde fiilen birlikte yaşadığının belirlenmesinin, Temyiz yasa yolundan geçerek kesinleşmesinin ardından, bu kez 5510 sayılı Kanunun 35. maddesi gereği ayrı yaşama sebebiyle yeniden aylık bağlanması talebinin, davalı Kurumca reddi üzerine iş bu davanın ikame edildiği anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin 2. fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Yine 5510 sayılı Kanunun 35.Maddesinde aylığın kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması halinde, 34 üncü maddede belirtilen şartlar saklı kalmak kaydıyla, yeniden aylık bağlanacağı düzenlemesi yer almaktadır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda da eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve bu kez aylığın kesilmesi işleminin kesinleşmesinden sonraki dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Burada da, eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun/durumunun tanımlanması, hukuki sınır ve çerçevesinin çizilip ortaya konulması önem arz etmektedir. Taraflar arasında hangi hukuki sebep ve maddi vakıaya dayanmış olursa olsun sona ermiş evlilik birliğinin hak ve yükümlülüklerinin sürdürüldüğü beraberlikler veya kesinleşmiş yargı kararına bağlı olarak gerçekleşmiş boşanmanın var olan/olası sonuçlarını ortadan kaldırıcı/giderici nitelikteki birliktelikler bu kapsamında değerlendirilmeli, ortak çocuk/çocuklar yönünden, boşanma kararına bağlanan veya bağlanmayan kişisel ilişkilerin yürütülmesini sağlamaya yönelik olarak, eşlerin belirli aralıklarda ve günlerde zorunlu şekilde bir araya gelmeleri durumunda ise kanun koyucunun bu türden ilişkinin varlığının gelir/aylık bağlanmaması veya kesilmesi nedeni olarak öngörmediği kabul edilmeli, boşanılan eşle kurulan/yürütülen ilişkinin, eylemli olarak birlikte yaşama kavramı kapsamında yer alıp almadığı dikkatlice irdelenerek saptama yapılmalıdır.
    Somut olayda; davacının ..... İş Mahkemesinin 2013/447 Esas 2014/143 Karar sayılı ilamı ile 22.10.2008-21.01.2014 döneminde boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının tespiti ile yeniden aylık bağlanması talebinin red edildiği, davacının temyiz başvurusu üzerine iş bu kararın Yargıtay 21.Hukuk Dairesi tarafından 11.11.2014 tarihinde onanarak kesinleştiği; davacının bu kez aylığın kesilmesine yol açan “fiili birliktelik” sebebinin ortadan kalktığını iddia ile yeniden aylık bağlanmasını talep ettiği, Kurumun ise talebi red ettiği anlaşılmıştır. Mahkemenin 08.05.2015 tarihinden geriye doğru son altı aylık dönem yönünden yaptığı araştırma ve değerlendirme eksik incelemeye dayanmaktadır.
    Mahkemece yapılacak iş; artık davacı ile boşandığı eşinin fiilen birlikteliklerini sürdürdüklerinin kesinleştiği 22.10.2008-21.01.2014 tarihinden sonraki dönem yönünden, kabulün aksine altı ayla sınırlı kalmaksızın, daha kapsamlı ve titiz bir araştırma yapılması gereği gözetilmek suretiyle; davacı ve boşandığı eşinin ayrı ayrı Adres Bilgileri Geri İzleme Raporu, Nüfus Müdürlüğünden alınarak davacı ve eşinin kayıtlı adresleri talep konusu dönem yönünden irdelenmeli ve davacı ile boşandığı eşinin kayıtlı adresleri yönünden ayrı ayrı geniş kapsamlı, titizlikle ve gerekirse bilgi edinilen şahısların isim yada sıfatları da tutanağa eklenmek suretiyle yeniden Kolluk araştırması yapılmalı, beyan edilen adreslerde fiilen oturup oturmadıkları, birlikte yaşayıp yaşamadıkları araştırılmalı; talep konusu dönem içerisinde davacı ve eşinin kayıtlı adreslerinde görev yapan mahalle muhtar ve azalarının kanaat edinmeye yetecek sayıda tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, çelişki oluşursa giderilmeye çalışılmalı; medula sisteminde davacı ve eşinin kayıtları araştırılmalı; dava konusu dönem esas alınarak, davacının ve eşinin ayrı ayrı kayıtlı adresleri itibariyle, ilgili oldukları seçim kurullarından talep sonuna kadar icra edilen seçimlere ilişkin ayrıntılı seçmen bilgi kayıtları dosya arasına alınarak adres, sandık, sıra noları karşılaştırılmalı; böylece kesinleşmiş yargı kararıyla sabit olan “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun, devam edip etmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi