
Esas No: 2018/4633
Karar No: 2021/4474
Karar Tarihi: 31.05.2021
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/4633 Esas 2021/4474 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için objektif delillerden olan hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmadığı belirtilerek, Mahkemece 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu ile jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetleri aracılığıyla mahallinde yeniden keşif yapılması, dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılması, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğraflarının değerlendirilmesi, bu şekilde dava konusu taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar - ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, “teknik bilirkişinin 23/03/2016 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen bölümünün davacılar adına, davacıların murisi ...’ın veraset ilamındaki hisseleri oranında tesciline” karar verilmiş; hükmün, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine bu defa karar, Dairemizin 10.04.2017 Tarih, 2016/14240 Esas, 2017/2320 Karar sayılı ilamıyla “ dava, tescil harici bırakılan taşınmazın tapuya tescili istemine ilişkin olup, bu nitelikteki davalarda Mahkemece, dava konusunun TMK"nın 713/5. maddesi uyarınca ilan edilmesi zorunlu olduğu halde Mahkemece, bu husus göz ardı edilerek yasal ilanlar yaptırılmadan karar verilmesinin isabetsizliğine” değinilmek suretiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 23/03/2016 tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile yeşil renge boyalı olarak gösterilen 5.828,28 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın, davacılar adına murisleri..."ın veraset ilamındaki hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi, yapılan araştırma ve inceleme de hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerinde belirtilen zilyetlikle iktisap koşullarının, davacı taraf yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur. Dosya kapsamından, dava konusu taşınmaz bölümünün, 1983 yılında, ... ...’nin yatağı olması sebebiyle tescil harici bırakıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece mahallinde 27.06.2011 gününde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ..., dava konusu taşınmazın davacıların murisi Musa Kazim’den geldiğini, murisin taşınmazı kavun, karpuz ekmek suretiyle kullandığını, kendisinin kamyonu olup, hafriyat taşıma işi yaptığını, murisin de bu yeri düzeltmek adına bazen hafriyatı buraya dökmesini istediğini, 1968 yılında bölgede sel meydana geldiğini ve bu taşınmazın da sel altında kaldığını, ... ... daha önce taşınmaza daha uzaktayken, nehrin yatak değiştirdiğini ancak bilahare DSİ tarafından yapılan ıslah çalışması sonrası nehrin şu an bulunduğu yerden aktığını beyan etmiş; davacı tanığı ... ve ... ... ise, taşınmazın muristen davacılara kaldığını, murisin taşınmazı meyve – sebze ekerek kullandığını, ayrıca taşınmazın üzerine toprak taşıtıp dökerek taşınmazın seviyesini bir miktar yükselttiğini, nehir daha ileriden akarken zamanla yatak değiştirdiğini ancak DSİ’nin ıslah çalışması sırasında nehir kenarına set yaptığını beyan etmiş olmasına rağmen, Mahkemece DSİ tarafından bu yerde herhangi bir ıslah çalışması yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa ne zaman yapıldığı, ziraat ve inşaat mühendisi bilirkişilerin 28.03.2016 tarihli bilirkişi raporuna ekli fotoğraflarda, taşınmazın kenarında olduğu görülen taş duvarın ne zaman yapıldığı araştırılmamış, 3 kişilik jeolog bilirkişi kurulundan, taşınmazın muhtelif yerlerine yeterli derinlikte gözlem çukuru açtırılarak, taşınmazın niteliğinin ne olduğunu, nehirden kazanılıp kazanılmadığını, ... ...’nin etkisi altında kalıp kalmadığını açıklayan, hava fotoğraflarından da yararlanılmak suretiyle, nehrin hangi tarihte veya tarihlerde yatak değiştirdiğini belirten ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmamış; yine, teknik bilirkişi ve ziraat bilirkişilerinin 05.11.2013 tarihli bilirkişi raporunda, taşınmazın 1992 yılında imar planı kapsamına alındığının belirtildiği, taşınmazın sınırında bulunan eski 957 parsel sayılı taşınmazın tespitine, davacıların murisi tarafından itiraz edilmesi üzerine, Kadastro Mahkemesinin 1984/7 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında yapılan araştırmada, eski 957 parsel sayılı taşınmazın 1984 yılında imar planı kapsamına alındığı belirlendiği halde, Mahkemece dava konusu taşınmazın ilk defa hangi tarihte, hangi imar planı kapsamına alındığı, imar planının kesinleşme tarihinin ne olduğu hususunda da yeterli araştırmanın yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazın ilk defa hangi tarihte ve hangi imar planı kapsamına alındığı, bu planın hangi tarihte kesinleştiği Artvin Belediye Başkanlığı"ndan sorularak, imar planı ve taşınmazın imar durumuyla ilgili tüm belgeler dosya arasına alınmalı, taşınmazın bulunduğu yerde ıslah çalışması veya benzeri çalışmalar yapılıp yapılmadığı, taşınmazın sınırındaki taş duvarın ne zaman yapıldığı DSİ Bölge Müdürlüğünden sorulmalı, taşınmazın imar planı kapsamına alındığı tarih (imar planının kesinleştiği tarih) dava tarihinden daha önceyse bu tarihten, aksi halde ise dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğü’nden getirilip dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi, ziraat mühendisi bilirkişi, inşaat mühendisi bilirkişi, 3 kişilik jeolog bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, taşınmazın nehir yatağı olup olmadığı, nehrin yatak değiştirip değiştirmediği, değiştirdiyse ne zaman değiştirdiği, taşınmaz üzerine toprak dolgu yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa ne zaman, kimin tarafından, ne amaçla yapıldığı, bölgede daha önce sel taşkını olup olmadığı, olduysa ne zaman olduğu ve taşımazın taşkından etkilenip etkilenmediği, taşınmazın sınırındaki duvarın ne zaman, kim tarafından yapıldığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazların yönünü ne okuduğu belirlenmeli, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmazı, komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişiden, taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünün ne olduğunu, taşınmazın imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemeleri istenilmeli; inşaat mühendisi bilirkişiden, taşınmaz üzerindeki yapıların niteliğini, yapılış şeklini ve yaşını açıklayan rapor alınmalı; jeolog bilirkişi kurulundan, taşınmazın niteliğini, ... Nehrinin etki alanı içerisinde kalıp kalmadığını (taşınmazın sınırında bulunan taş duvar yapılmadan öncesinde ve sonrasında), nehir yatağı olup olmadığını ya da nehirden kazanılıp kazanılmadığını açıklayan, önceki jeolog raporunun değerlendirildiği, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, ayrıca bilirkişi kurulundan taşınmazın muhtelif yerlerine yeterli derinlikte gözlem çukurları da açtırılarak söz konusu hususların araştırılması istenilmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye, hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir rapor düzenlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, dava konusu taşınmazın “hangi vasıfla” tapuya tesciline karar verildiğinin de belirtilmemiş olması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.05.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.