14. Hukuk Dairesi 2016/15820 E. , 2020/3581 K.
"İçtihat Metni"14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 24/02/2016 gününde verilen dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; talebin reddine dair verilen 04/05/2016 günlü ek kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasında davanın kabulüne dair verilen karara karşı yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacı aleyhine açılan önalım davasından davacının gerekçeli kararın tebliği ile haberdar olduğunu, taşınmazı resmi senette yazılı olan bedelden daha fazla bedel ödeyerek 84.000,00TL"ye satın aldığını, davalı ... yargılamaya katılamadığından bu hususları ileri süremediğini belirterek yargılamanın yenilenmesini talep etmiştir.
Davacılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir.
Somut olaya gelince; yargılamanın iadesi istenen önalım davasında gerekçeli kararın öncelikle davalı ..."nın bilinen en son adresine tebliğ edilmesi, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğin yapılması gerekirken, ilk seferde doğrudan Kanunun 21/2. maddesine göre tebligat yapılması usulüne uygun olmadığından önalım davası kesinleşmiş olarak kabul edilmeyecektir. Maddi hukuk yönünden kesinleşmiş bir karar bulunmadığından ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.05.2016 tarihli ve 2015/338 Esas ve 2015/736 Karar sayılı yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair ek kararın ve 18.01.2016 tarihli kesinleşme şerhinin kaldırılarak istemin yargılamanın iadesi olarak değil, temyiz dilekçesi olarak kabulü ile işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.05.2016 tarihli 2015/338 Esas ve 2015/736 sayılı ek kararının kaldırılmasına ve davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.11.2015 tarihli 2015/338 Esas ve 2015/736 sayılı Kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.