Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/7675
Karar No: 2007/9005
Karar Tarihi: 29.9.2007

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/7675 Esas 2007/9005 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, miras bırakanları M.A'nın mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak ara malikler aracılığıyla davalı M'nin temlik ettiği 130 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu iptali ve terekeye döndürülmesi isteğinde bulunmuşlardır. Mahkeme, kesin mehle rağmen davada taraf teşkilinin sağlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, dosya incelenerek ve deliller toplanarak, miras bırakanın yapmış olduğu temlikin muvazaalı olduğu ileri sürülerek dava konusu taşınmazın terekeye döndürülmesi istendiği anlaşılmıştır. Mahkeme, terekeye atanan temsilci huzurunda davanın sürdürülmesi gerektiği halde yanılgılı bir değerlendirme sonucu davanın reddine karar vermiştir. Karar, bu nedenle temyiz edilerek bozulmuştur. Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekenin temsilcisi atanması konusunda davacıya olanak tanınması gerektiği ve davanın temsilci huzurunda sürdürülmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanunda belirtilen maddeler ise şöyle açıklanabilir: Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Ortaklık tasfiye oluncaya kadar
1. Hukuk Dairesi         2007/7675 E.  ,  2007/9005 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MAÇKA SULH HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 05/03/2007
    NUMARASI : 2006/227-2007/53

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, miras bırakanları M... A.. 130 ada 6 parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak ara malikler aracılığıyla davalı M.. temlik edildiğini ileri sürerek tapu iptali ve terekeye döndürülmesi isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, kesin mehle rağmen davada taraf teşkilinin sağlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı K.. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .... ..raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, kesin mehle uyulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, özellikle dava dilekçesinin içeriğinden miras bırakanın yapmış olduğu temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu ileri sürülerek dava konusu taşınmazın terekeye döndürülmesi isteğinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
    M.K.nun 701-703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin ( ortaklığın ) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan herbirinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, M.K.nun 701 maddesinde (... Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
    M.K.nun 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, nevarki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (ll.l0.982 tarih l982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.
    Somut olaya gelince; miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu taraflar dışında başka mirasçıların bulunduğu, dava dışı mirasçılara usulüne uygun olarak tebligat çıkartıldığı bir kısım mirasçıların duruşmaya gelerek davaya muvafakatlarını bildirdikleri, bir kısmının ise davete icabet etmedikleri mirasçı A.. ise tebligat yapılmadığı görülmektedir.
    Gerçektende, kendilerine tebligat yapılan ve davete uyanlar bakımından açılan davaya muvafakat verildiği sabittir.
    Oysa, kendilerine tebligat yapıldığı halde duruşmaya gelmeyen veya gelipte beyanda bulunmayanlar açısından davaya karşı çıkıldığının kabulü gerekir.
    Buna göre; Türk Medeni Kanununun 640.maddesinde düzenlendiği şekilde davanın tereke temsilcisi huzuru ile görülmesi gerektiği kuşkusuzdur.
    Kaldıki, yukarıda açıklanan olgu karşısında mirasçı A.. tebligat yapılmış olsa dahi bir kısım mirasçıların muvafakatlarının alınmamış olması karşısında terekenin temsil edildiği söylenemez.
    Bir başka deyişle, davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmediği sonucuna varılmalıdır..
    Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda Türk Medeni Kanununun 640.maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması konusunda davacı tarafa olanak tanınması tereke temsilcisi atandığı takdirde onun huzuru ile davanın sürdürülmesi ondan sonra işin esasına girilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazı yerindedir kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.9.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi