10. Hukuk Dairesi 2016/2314 E. , 2016/4471 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamda belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar, kamu düzeni ile ilgili olduğundan, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Somut olayda davacının, 01.05.1995-30.08.2001 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde sürekli ve kesintisiz olarak çalıştığının tespitini istediği davada, dosyaya ibraz edilen belgelerin incelenmesinde; davalı işveren tarafından tanzim edilen 10.03.1996 tarihli işe giriş bildiresi ile 30.04.2000 çıkış tarihine kadar Kuruma toplam 565 gün bildirimde bulunulduğu, hizmet cetveli itibariyle davacının talep döneminde dava dışı çalışması bulunmadığı ve davalı işyerinin 15.05.1995 tarihinde Kanun kapsamında alınıp halen faal olduğu, bu itibarla kayıtlar itibariyle tespite engel bir hal bulunmadığı, hükme esas alınan bordro tanıklarının kesintili çalışmaya işaret ettikleri ancak kamu tanıkları ..... ve ...... ile davalı işyeri bünyesinde kaydı bulunmasa da şoför olarak çalıştığını beyan eden davacı tanığı ...."in ise istem gibi kesintisiz çalışmaya yönelik beyanda bulundukları anlaşılmakla; mahkemenin davanın reddine ilişkin kabulü, dosyada mevcut bilgi ve belgelerle örtüşmediği gibi, yapılan değerlendirme ve inceleme hüküm kurmaya elverişli ve yeterli değildir.
Mahkemece yukarıda değinilen bilgiler dahilinde, davacının gösterdiği delillerle yetinilmeyip, kendiliğinden araştırma yapılarak, davacının çalışmasının gerçekliği, işin kapsam ve niteliğiyle, süresinin belirlenebilmesi amacıyla; dinlenen bir kısım tanık beyanlarında adı geçen ..... firmasının, davacının da dava dilekçesinde hizmetinin geçtiği davalı işletmesi olarak bildirildiği dikkate alınarak, öncelikle .... firması ile yine bordro tanığı .... nin davacının çalıştığı işyeri olarak belirtiği ..... Turizm işletmesi yönünden gerekli araştırma yapılarak, davacının talep döneminde adı geçen firmalarda da fiilen çalışıp çalışmadığı yine açıklandığı üzere .... firmasının davalı işverenin mahiyetinde olup olmadığı irdelenmeli; yine davacının hizmetinin bildirilmediği talep edilen dönemlerde, davacı tarafından yapılan iş ve işlemlerin kim yada kimler tarafından icra edildiği araştırılarak şüpheye mahal bırakmayacak şekilde belirlenmeli, tespit edilmeleri halinde beyanları alınmalı; ardından mevcut tanık beyanlarının hüküm kurmaya yeterli olmadıkları gibi birbiriyle çeliştiği gözetilmek suretiyle, re"sen seçilecek bordro tanıkları ile aynı çevrede işyeri olan işveren ya da bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler diğer kişiler ilgili kolluk ve Kurumdan sorulmak suretiyle saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı; sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu ile davacıya ödemelerin nasıl yapıldığı, çalışma gün ve saatleri araştırılmalı; talep döneminde vergi denetmenleri tarafından da inceleme yada yoklama yapılıp yapılmadığı araştırılmalı; mahkemece öncesinde dinlenen tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeye çalışılmalı ve yine dinlenecek tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde bu çelişki de giderilmeli; böylece gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde; davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 29.03.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.