17. Hukuk Dairesi 2014/14487 E. , 2016/6957 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki muvazaa nedeniyle iptal davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar ..., ... ve ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 07/06/2016 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av.... geldiler. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Esas davanın davacısı vekili, dava konusu ... 126 ada 33 parselin 9.3.1992 yılında eşit hisse ile davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından alınarak incir işleme tesisi yapıldığını, ..., ..., ..., ... tarafından 31.5.1984 yılında davalı ..."nin kurulduğunu, davalı ..."ın 3.3.1993 tarihinde ....ve ..."ın şirket hisselerini devralarak anılan şirkete ortak olduğunu, 14.07.1993 tarihinde şirketin hissesinin 600.000.000 TL olup bunun 1/2"sinin davalı ... 1/2"sinin davalı ... ...."a ait olduğunu, davalı ...."nin 19.06.1995 tarihinde davalı ... ile annesi ... tarafından kurulduğunu ve şirketin iştigal konusunun dava konusu 126 ada 33 parseldeki kurulu incir tesisinin işletmek olduğunu, müvekkili banka tarafından davalı ... ile 20.8.1993 tarih ve 500.000.000 USD bedelli kredi sözleşmesi yapılarak 2.5.1994 tarihinde 225.000.000 USD kredi verildiğini, davalılar ... ve ..."ın anılan kredinin kefili olduğunu, davalı borçlu ... ve ..."nin ticari faaliyetlerini .... üzerinden sürdürdüklerini, davalılar ... ve ..."ın dava konusu 126 ada 33 parseldeki 1/6 hisselerini 23.1.1995 tarihinde; ... ve ..."ın 1/6 hisselerini 27.7.1995 tarihinde ..."ir 1/6 hissesini 05.02.1996 tarihinde davalı borçlu ..."ın babası davalı ... "a ..."ın da 5/6 hisseyi 10.12.1996 tarihinde, davalı ..."in de 1/6 hisseyi 14.5.1996 tarihinde davalı ...."ne devrettiğini, davalılar arasındaki devir işlemlerinin muvazaalı ve hileli olduğunu, dava konusu taşınmazın devrine ilişkin davalılar arasındaki tasarrufların gerek Borçlar Kanunun 18/20 ve gerekse İİK"nun 277/285 maddeleri gereğince iptale tabi olduğunu belirterek tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/318 Esas sayılı davasında davacı vekili, dava konusu 126 ada 33 parsel nolu taşınmazın .... tarafından 19.09.2003 tarihinde davalı ..."a satıldığını, ancak taşınmazın fiilen ... tarafından kullanıldığını, 19.9.2003 tarihli satış işleminin de muvazaalı olduğunu belirterek iptaline, davalı borçlu ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/581 Esas sayılı davasında davacı vekili, davalılar ... ve ..."ın dava konusu 126 ada 33 parseldeki 1/6 hisselerini 23.1.1995 tarihinde, ... ve ..."ın 1/6 hisselerini 27.7.1995 tarihinde, ..."ir 1/6 hissesini 5.2.1996 tarihinde davalı borçlu ..."ın babası davalı ..."a ..."ın da 5/6 hisseyi 10.12.1996, davalı ..."in de 1/6 hisseyi 14.5.1996 tarihinde davalı ...."ne sattığını, davalılar arasındaki devir işlemlerinin muvazaalı ve yolsuz tescil niteliğinde olduğundan 5/6 hisseninin davalı ...; 1/6 hissenin de davalı ..."a adına tahsisine, bu talebin kabul edilmemesi halinde, dava konusu taşınmazın devrine ilişkin davalılar
arasındaki tasarrufların gerek Borçlar Kanunun 18/20 ve gerekse İİK"nun 277/285 maddeleri gereğince iptale tabi olduğunu belirterek tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen Asliye Ticaret Mahkemesinin 20006/379 Esas sayılı davasında davacı vekili, dava konusu 126 ada 33 parsel nolu taşınmazın .... tarafından 19.9.2003 tarihinde davalı ..."a satıldığını, ancak taşınmazın fiilen ... tarafından kullanıldığını, 19.09.2003 tarihli satış işleminin de muvazaalı olduğunu belirterek iptaline, davalı borçlu ..."a aidiyetinin tespitine bu talebinin kabul edilmemesi halinde Borçlar Kanununun 18/20 ve İİK"nun 277/285 maddeleri gereğince iptali le haciz ve satış yetkisine verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/443 Esas sayılı davasında davacı vekili, dava konusu 371 ada 4 parsel parsel nolu taşınmazın 16.12.1998 yılında davalı borçlu ... tarafından alınmasına rağmen davalı .... adına tescil edildiğini, anılan şirket tarafından da 19.9.2003 tarihinde davalı ..."a satıldığını, ancak taşınmazın fiilen ... tarrafından kullanıldığını belirterek anılan taşınmazın davalı ... adına resen tahsis edilmesini bu talebinin kabul edilmemesi halinde Borçlar Kanununn 18/20 maddeleri gereğince namı müstear yolsuz tescile dayalı muvazaa sebebiyle butlanına, İİK"nun 283/1 maddesinin kıyasan uygularak cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar .... ve ... vekili, dava konusu 126 ada 33 parselde kayıtlı taşınmazın 9.3.1992 yılında alındığını, müvekkillerinin taşınmazdaki hisselerini 27.7.1995 yılında sattığını,borçlu şirketteki hisselerinin ise takip konusu borçtan önce 3.3.1993 yılında devrettiklerini, takip konusu borçtan sorumlulukları olmadığını belirterek davanı reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davaların beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmadığını, davalı ..."nin takip konusu borçların borçlusu olmadığını, dava konusu taşınmazların iyiniyetle, üzerindeki haciz ve ipoteklerle rayiç bedelden alındığını, satış bedeli ile alıcının SSK borçlarını ödediğini, anılan taşınmazların ..."ne kiralandığını, müvekkilinin anılan taşınmazları alabilecek ekonomik güce sahip olduğunu belirterek davaların reddini savunmuştur.
Diğer davalılar savunma yapmıştır.
Mahkemenin esas dava yönünden davanın hakdüşürücü süre yönünden reddine ilişkin 10.3.2006 tarihli kararı Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 9.4.2007 tarih 2007/2654 esas 2007/4665 kar sayılı ilamı ile davanın kredi alacağının semeresiz bırakılması amacıyla dava konusu taşınmazın muvazaalı olarak devredilmesinden kaynaklanan tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, mahkemece davanın İİK"nun 284 maddesi gözetilerek zamanaşımı yönünden reddine karar verildiği, davacının istemde bulunurken BK"nun 18 maddesi ile İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayandığı, mahkemece olayın İİk"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince incelenerek sonuçlandırıldığı; muvazaanın, tarafların 3.kişileri aldatmak amacıyla kendi gerçek iradelerine uymayan haksiz eylem niteliğindeki anlaşmaları olup davacı, borçlu davalının borçtan kurtulmak amacıyla taşınmazı diğer davalılara satış gibi gösterdiğini iddia ettiği, dava dilekçesinde açıkça muvazaaya dayandırıldığını belirtildiği, bu ileri sürüş biçimi davanın İİK"un 277 ve devamı maddelerindeki iptal davasından çok BK"nun 18 maddesinde açıklanan muvazaa hukuksal nedenine dayalı bir dava olduğunu gösterdiği, muvazaa iddiasında zamanaşımının sözkonusu olmadığı, olayda muvazaanın belirlenmesi durumunda İİK"unun 283/1 maddesinin benzetme yoluyla uygulanmak suretiyle tapu iptaline gerek olmadan alacağın tahsili için haciz ve satış isteyebilme yönünden hüküm kurulabileceği bu durumda mahkemece BK"nun 18.maddesi gereğince genel hükümlere göre dosyanın incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu yönün gözetilmeden hüküm kurulmasının doğru olmadığı gereğine değinilmiştir.
Mahkemece iddia, savunma toplanan deliller bozma ilamı doğrultusunda dava konusu 126 ada 33 parselin ilk malikleri davalılar ... ......"ın taşınmazdaki 1/6şar hisselerini davalı ..."a sattıkları, ....."ında satın aldığı 5/6 hisseyi ..."ne devrettiği,kalan 1/6 hissenin de davalı ... tarafından ...."e devredildiği, anılan şirket tarafından taşınmazın 19.9.2003 tarihinde davalı ..."a devredildiği, taşınmazın başlangıçta alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile nam-ı müstearı olarak ..."ın alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla taşınmazı satın almış olduğu,bu taşınmazın daha sonra davalı ... tarafından satın alındığı, ....."un taşınmazı satın aldıktan hemen sonra ..."ne kiraya vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu,üzerinde pekçok haciz ve ipotek bulunan taşınmazın yatırım amacıyla alınmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı,taşınmazın tapudaki satış bedeli ile rayiç bedeli arasında fahiş fark bulunduğu,davanın ekonomik durumunun taşınmaz almaya yeterli olmadığının bilirkişi raporuyla belirlendiği,bu sebeplerle yapılan tüm satın alma işlemelerinde muvazaanın varlığının belirlendiği İİK"nun 283/1 maddesinin benzetme yoluyla uygulanmak suretiyle tapu iptaline gerek olmadığından davacının alacağını tahsil için dava konusu 2001/19028 ve 2000/1032 sayılı dosyalarındaki borcu karşılayacak şekilde haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerektiği, davanın davacıya şahsi hak tanıması nedeniyle tapu iptali talebinin kabul edilemeyeceği, dava konusu 371 ada 4 nolu taşınmazın davalı ... nam-ı müstearı ... tarafından ..."ın alacaklarından mal kaçırmak amacıyla satın alındığı ve muvazaalı olarak davalı ..."a devrinin yapıldığı bu taşınmazla ilgili olarak da tasarrufların iptalinin gerektiği anılan tasarrufun batıl olması nedeniyle İİK"nun 283/1 maddesinin gözetilerek davacı alacaklıya 2001/19028 ve 2000/1032 sayılı dosyalardaki alacağını karşılayacak şekilde cebri icra yetkisi verilmesi gerektiğinden esas ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava TBK"nun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir.
Davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazları yönünden;
1- Davalılar ... ve ... dava konusu takip dosyalarının borçluları olmadığı gibi dava dışı takip borçlusu ..."ndeki hisselerini de takip konusu 05.08.1993-20.08.1993 tarihli kredi sözleşmelerinden önce 3.3.1993 tarihinde davalı ..."a devretmişlerdir. Adı geçen davalı 3.kişiler ... ve ... dava konusu 126 ada 33 parseldeki 1/6 şar hisselerini 27.07.1995 tarihinde davalı ... ..."a sattıklarından dava konusu borcun tarafı olmamaları nedeniyle haklarında açılan esas dava ile birleştirilen davaların pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden;
2-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine, dava konusu ticari işletme niteliğindeki taşınmazların halen borçlunun kullanımında olmasına göre davalı ... vekilinin konusu 371 ada 4 parsele ilişkin yerinde olmayan bütün, dava konusu 126 ada 33 parsele ilişkin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-Dava konusu 126 ada 33 parselin 1/6"hissesi 23.01.1995 tarihinde davalı borçlu ..., 1/6 hissesi 23.01.1995 tarihinde davalı borçlu ..., 1/6 hissesi 27.07.1995 tarihinde borcun tarafı olmayan davalı ..., 1/6 hissesi 27.07.1995 tarihinde borcun tarafı olmayan davalı ..., 1/6 hissesi 05.02.1996 tarihinde borcun tarafı olmayan davalı ... tarafından davalı ..."a, ... tarafından da 5/6 hisse olarak 10.12.1996 tarihinde davalı..."ne, ... tarafından da 14.05.1996 tarihinde takip konusu borcun tarafı olamayan davalı ..."den alınan 1/6 hisse ile birlikte 6/6 hisse olarak 19.09.2003 tarihinde davalı ..."a satılmıştır.Bu durumda 126 ada 33 parsel yönünden borçlular ... ve ..."ın tasarrufu olan 1/6"şar hisse olmak üzere toplam 2/6 hisse yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken takip konusu borcun tarafı olmayan davalılar ..., ..., ... ve ..."in tasarruflarını da kapsayacak şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ..., ... vekillerinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün adı geçen davalılar yararına bozulmasına, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazların reddine, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün adı geçen davalı yararına BOZULMASINA, 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."a verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... ve ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ..., ... ve ..."a geri verilmesine 07/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.