8. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/3146 Karar No: 2012/331 Karar Tarihi: 26.01.2012
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/3146 Esas 2012/331 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2011/3146 E. , 2012/331 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile ... ve ...... ...... Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair ...... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 24.02.2011 gün ve 756/167 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebiyle kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmazın vekil edeni adına ......ya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca davanın kabulüne, teknik bilirkişilerin 28.04.2009 tarihli rapor ve krokilerinde sarı renkle gösterilen 19325,28 m2 taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiştir. Karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin önceki hüküm; davalı ... vekilinin temyizi üzerine Dairenin 15.04.2010 tarih, 6776 Esas ve 1819 Karar, sayılı ilamıyla özet olarak “…Kadim mera araştırması yapılması, komşu parsellere ilişkin kadastro tutanak ve dayanaklarının getirtilerek uygulanması, davacının ve babasının zilyetliğinin ne zaman ve ne şekilde başladığı ve sürdürüldüğü hususlarının araştırılması….” gereğine işaretle bozulmuştu. Dava konusu yer, 1962 yılında yapılan kadastro çalışmalarında “köy boşluğu” olarak tespit dışı bırakılmıştır. Dosya kapsamı ve dinlenen taktiri delil niteliğindeki yerel bilirkişi ve tanık anlatımlarına göre, nizalı yerin öncesinde babası tarafından mısır, arpa vb. ekilmek suretiyle zilyetliğinde bulunmakta iken ölümü üzerine taksimen davacıya bırakıldığı, davacının da aynı şekilde tasarrufunu sürdürdüğü, mera niteliğindeki yerlerden olmadığı açıklanmış olup; 3.sınıf sulu tarım arazisi niteliğinde olduğu ziraatçı bilirkişi tarafından bildirildiğine, getirtilen komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve dayanağı kayıtların nizalı yönü kazanıma engel nitelikte göstermediğine ve uyulan bozma ilamı çerçevesinde inceleme yapılarak hüküm kurulduğuna göre; davalı ... vekilinin aşağıdaki husus dışındaki sair temyiz itirazları yerinde bulunmamaktadır. Ancak, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 17.4.2009 tarihinde yapılan keşifte görevlendirilen teknik bilirkişiler......’ın 28.04.2009 tarihli rapor ve krokilerinde, uyuşmazlık konusu taşınmaz bölümü 19325,28 m2 olarak gösterilmiştir. 29.11.2010 tarihli keşfi takiben düzenlenen teknik bilirkişi ......’nın 03.12.2010 tarihli rapor ve krokisinde ise, nizalı taşınmaz bölümünün 12961,92 m2 olarak tespit edildiği ve farkın nereden kaynaklandığı açıklanmaksızın yüzölçümü bakımından önceki raporla uyuşulmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaz bölümünün çevresi dava dışı parsellerle çevrili ve kapalı bulunduğuna ve her iki krokide gösterilen taşınmaz bölümünün aynı olduğu hususunda tereddüt olmadığına göre uyuşmazlık konusu taşınmazın yüzölçümü bakımından oluşan çelişki giderilmeden hüküm kurulmuş olması doğru değildir. ...... sicilinin tutulması ve doğru sicil oluşturulması hususları kamu düzenine ilişkin, TMK.nun 1007.maddesine göre Devletin sorumluluğunda olup, re"sen gözetilmelidir. Mahkemece uyuşmazlık konusu taşınmazın yüzölçümüne ilişkin teknik bilirkişi raporları arasında yaratılan çelişki giderilmeden ve önceki rapora itibarla hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenle davalı ... vekilinin temyiz itirazının kabulüyle usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.