Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2510
Karar No: 2014/2585
Karar Tarihi: 18.02.2014

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2013/2510 Esas 2014/2585 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2013/2510 E.  ,  2014/2585 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 4. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 06/12/2012
    NUMARASI : 2010/964-2012/1896

    Davacı, davalı Kurum tarafından ödenmeyen tedavi giderinin faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davacı ile davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

    K A R A R

    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava; davacıya Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde takılan ilaçlı stentin bedeli olan 3.500 TL "nin Kurum’dan talep edildiği 09.10.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davacının M.. B..na yönelik davasının husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacının SGK ya yönelik davasının kısmen kabulü ile 1.102,20 TL nin 09.10.2009 kuruma başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde davacıya 06.05.2009 tarihinde, 1 adet 2,5x28mm Xience marka ilaçlı stent takıldığı ve bu stent bedelinin 06.05.2009 tarihinde 3240,74TL stent bedeli, 259,26 TL KDV bedeli olarak faturalandırıldığı, Kurum"dan stent bedelinin 09.10.2009 tarihinde talep edildiği, Kurumca red olunduğu anlaşılmaktadır.
    Her ne kadar, ilaç salınımlı stentlerin veya başka bir tedavi şeklinin, hastaların tedavisinde tıbben gerekli olduğu hususu, bilim dünyası tarafından, kesin kanaat oluşturacak şekilde ortaya konulamamış ise de; bir kısım uzman görüşleri ile yayınlanan bir kısım bilimsel makalelerde, bu tür hastaların tedavisinde ilaç salınımlı stentin, çıplak stente oranla, en azından kısa vade için daha etkili olduğunun belirtildiği; Kurum’un da bu görüşlere itibar ederek, SUT"da belirtilen şartların varlığı halinde, ilaç salınımlı stent kullanılmasının hastalar için tıbben gerekli olduğunun esas alındığı; kısa süre içinde müdahale gereken bir halde bulunan hastadan, hangi özellikte ve sayıdaki stentin kendi tedavisi için daha uygun
    olduğu hususunun doğru bir şekilde değerlendirilmesi kendisinden beklenemeyecek olup, hekiminin yaptığı tercihi kabul edeceği; Yine, insan yaşamının kutsallığı ve temel insan haklarından olan, yaşama ve sosyal güvenlik hakkının özüne dokunacak sınırlamalar getirilemeyeceği yönündeki ilkeler göz önüne alındığında; ilaç salınımlı stentle sınırlı olarak, uyuşmazlığın, hekimin tercihine üstünlük tanınarak giderilip, tedavide kullanılması durumunda, ilaç salınımlı stentin, hasta açısından tıbben gerekli olduğu esas alınarak sonuca gidilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddi şeklinde hüküm kurulmuş olması isabetli değildir.
    Hastanın tedavisinde kullanılan malzeme bedelinin denetlenip, faturadaki haliyle ödenecek nitelikte olup olmadığının ve buna bağlı olarak Kurum tarafından karşılanabilir miktarının rayiç fiyat esas alınarak belirlenmesi gerekir.
    Somut olayda; ATO ve Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’ndan davacıya takılan ilaçlı stent bedelinin sorulduğu, ATO cevabında davacıya takılan ilaçlı stent bedeli için KDV hariç 3.087TL’nin uygun olacağı görüşünün bildirildiği, diğer Kurum cevabında ise ihale sonuç verilerine göre 2009-2010 yılı fiyat ortalamasının 1.102,2TL olduğunun bildirildiği görülmüş, mahkemece Kurum ihalelerindeki verilere itibar olunamayacağı gözardı edilerek, ATO cevabındaki ilaçlı stent bedeli olan KDV hariç 3.087 TL ile faturadaki 259,26 TL KDV bedeli olmak üzere toplam 3.346,26TL’ye hükmolunması yerine yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi