BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/817 Esas 2019/1149 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2014/817
Karar No: 2019/1149
Karar Tarihi: 06.12.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/817 Esas 2019/1149 Karar Sayılı İlamı
T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2014/817 Esas
KARAR NO: 2019/1149
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 01/10/2013
KARAR TARİHİ: 06/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, davalılar -------------- yönelterek açtığı dava dilekçesinde özetle, davacının ----------- tarihinde kaldırımda yürürken davalı ----------- adına kayıtlı, davalı ---------Tarafından sigortalı davalı --------- sevk ve idaresindeki---------- plakalı aracın davacıya çarparak hayati tehlike geçirtecek şekilde yaraladığını, davalı sigorta şirketinin davacıya ödeme yapmadığını, davacının evin geçimini sağlayan tek kişi olduğunu, kaza nedeniyle davacının hem maddi hem de manevi zarara uğradığını, davacının evin giderlerini, faturaları, kontrol ve fizik tedavi sebebi ile hastane yol masraflarını dahi karşılayamayacak hale geldiğini beyan ederek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik --------- TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ------------ TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteseslilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAHİLİ DAVA DİLEKÇESİ: Davacı vekili, davacının tedavi giderlerine ilişkin ödediği fark ücreti de talep ettiğinden, kendisine davayı --------yöneltmesi için süre verilmiş olup, davacı vekilinin bu nedenle düzenlediği ---------- tarihli dahili dava dilekçesinde özetle; tedavi giderlerine ilişkin ödenen -------- TL tutarındaki fark ücretinin dahili davalı --------- birlikte diğer davaılılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili ----------- tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava miktarının ıslahı ile --------TL meslekten kazanma gübü/efor kaybı/tedavi ve yol giderleri ile -----TL manevi tazminat olmak üzere toplam ------- TL alacaklarının kaza tarihi olan ------- tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte sigorta şirketi açısından poliçe limitleri dahilinde, diğer davalılar açısından tüm ıslahlı alacak talepleri yönünden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı ----------vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket çalışanı-------------- hakkında dava konusu trafik kazası nedeni ile görülen ceza davasında kusur tespiti yapılmadığını, ceza davasının sonucunun beklenmesini talep ettiklerini, öncelikle araç sürücüsünün kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, davacının talep ettiği manevi tazminatın fahiş olduğunu beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ------------ vekili cevap dilekçesinde özetle; ----- plakalı aracın --------- tarihleri arasında geçerli olmak üzere ------ nolu ----------- sigortalandığını, davalı sigortacının sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, davacının kalıcı maluliyet oranının belirlenmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dahili Davalı ------------ vekili cevap dilekçesinde özetle; görev, yetki ve husumet itirazlarında bulunarak davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları tedavinin gerektirdiği tüm sağlık hizmeti bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın kurum tarafından ------------yer alan hükümler doğrultusunda karşılandığını, iş göremezlik, maddi - manevi tazminat ve bakıcı giderleri gibi kurumca karşılanamayan talepler için sigorta şirketlerinin sorumluluğunun devam ettiğini savunarak; haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ---------- cevap dilekçesi vermemiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili, -------- Asliye Ticaret Mahkemesinin -------- esas sayılı dosyasına tevzi edilen -------- tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin --------- tarihinde kaldırımda yürümekte iken davalılardan ---------- sevk ve idaresindeki -------- plaka sayılı ------- ile direksiyon hakimiyetini kaybederek kendisine çarpması sonucunda ağır biçimde yaralandığını, davalılardan-------------- plakalı aracın davalı --------şirketine sigortalı olduğunu, yaşanan bu trafik kazası nedeniyle açtıkları davanın halen ---------.asliye ticaret mahkemesinin -------- esas sayılı dava dosyası ile devam ettiğini, ancak dosyada gelinen aşamada sehven dava dilekçesinde faiz talebinin yer almadığının anlaşıldığını, telafisi imkansız zararların doğmaması amacıyla ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ----------TL maddi ve manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizine hükmedilmesi amacıyla iş bu davanın açıldığını, açılan bu davanın aralarında bağlantı bulunan --------asliye ticaret mahkemesinin --------- esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş ise de,
------ tarihli duruşmadaki "Davacı vekili Mahkememizin asıl --------- esas sayılı dosyasındaki --------tarihli ıslah dilekçesinde -------- TL alacağın, kaza tarihi olan ------- tarihinden itibaren işleyecek -------- ile birlikte sigorta şirketi açısından poliçe limitleri dahilinde, diğer davalılar açısından tüm ıslahlı alacak taleplerimiz yönünden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Buna göre birleşen davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olan dava olup olmadığının tespiti gereklidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114’üncü maddesinin (ı) bendi uyarınca “aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” dava şartları arasında düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 115’inci maddesi gereği bu durum kamu düzeni ile ilgilidir ve davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
Anılan madde metninde belirtildiği üzere derdest dava; açılan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılıp halen görülmekte olmasıdır. Bu bağlamda derdest davanın söz konusu olabilmesi için tarafları, sebepleri ve konusu aynı olan davanın iki defa ayrı ayrı açılmış olması ve birincisinde verilen hükmün kesinleşmemiş olması gerekir.
Birinci davanın ikinci dava için derdest dava sayılabilmesi için gerekli ilk şart her iki davanın taraflarının aynı kişiler olmasıdır. Davaların aynı dava sayılabilmesinin bir diğer şartı her iki davanın sebebinin aynı olmasıdır. Dava sebebinin aynı olmasından kasıt hukuki sebepler değil, davacının davasını dayandırdığı vakıalardır. Son şart ise; davaların konularının --------- aynı olmasıdır.
Aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması konusu eş söyleyişle derdestlik iddiası bir olumsuz dava şartı haline getirilmiş ve bu suretle derdestlik itirazı ilk itiraz olmaktan çıkartılıp; dava şartına ilişkin usuli bir itiraza dönüştürülmesi sağlanmıştır. Açılmış ve görülmekte olan bir davanın davacısı, hukuki korunma sürecini başlatmıştır. Artık onun aynı davayı yeniden bir başka mahkeme önüne getirmesinde hukuken korunmaya değer güncel bir yararı kalmamıştır; bu bağlamda hukuken korunma ihtiyacı içinde bulunmamaktadır ve onun yapacağı iş davanın sonucunu beklemektir. Davayı açmaktaki yarar hukuki olmalıdır; ideal veya ekonomik yarar tek başına yeterli değildir. Derdestlik itirazının korunmasının temelinde aynı davanın tekrar açılıp görülmesinin sağlanmasında davacının hiçbir hukuki yararının bulunmadığı düşüncesi yatmaktadır.
Buna göre davacı vekilinin asıl ----------- esas sayılı dosyasındaki davadaki taraflar, dava sebepleri ve konusu ile -------- tarihli ıslah dilekçesindeki talepleri ile birleşen ---------- Asliye Ticaret Mahkemesi'nin --------- esas sayılı dosyasındaki davanın tarafları, sebepleri, konusu ve talep sonucu aynıdır.
Tüm bu nedenlerle derdest dava şartı yokluğu nedeniyle HMK'nin 114/1-ı ve 115/2. Maddeleri uyarınca birleşen --------- Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ---------- esas sayılı davanın usulden reddine karar vermek gerektiğinden, birleşen ------- Asliye Ticaret Mahkemesi'nin -------- esas sayılı dosyasının dosya üzerinden usulden reddine karar verilmek üzere ayrılmasına, ayrılan dosyada yeni esas alınmasına, bu dosya üzerinden davanın usulden reddine karar verilerek taraflara tebliğine karar verildi." şeklindeki ara kararla birleşen dosyasının ayrılmasına ve Mahkememizin başka esasına kaydedilmesine karar verilmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, trafik kazası nedeniyle oluşan kalıcı iş gücü kaybına dayalı maddi tazminat ve yaralanma nedeniyle oluşan haksız fiile dayalı manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
2-Kazanın oluşumu ve davalı sürücünün kusur oranı: Dosya kapsamına göre, davaya konu yaralamalı trafik kazasının, -------- günü saat ---- sıralarında davalı ------sevk ve idaresinde bulunan, davalı ----------- maliki olduğu, diğer davalı------------- sigortalı -------- plakalı motorlu aracın davacıya çarpması sonucunda davacının yaralanması ile davaya konu olayın meydana geldiği anlaşılmıştır.
Görevli polis memurlarınca düzenlenen ---------- tarihli trafik kazası tespit tutanağında, ------- plaka nolu minibüs sürücüsü ----------- manevraları düzenleyen genel şartlara uymama kusuru atfedilmiş, yayaya kusur atfedilmemiştir.
Kusur oranı ile ilgili olarak dosyanın tevdi edildiği ---- ------- tarafından düzenlenen------- tarihli bilirkişi raporunun ilgili bölümünde; "..Olayın cereyan tarzına ve tespitlere göre, davalılardan ---------- nin maliki olduğu ve---------- trafik sigortalı ---------plaka nolu ----- sürücüsü davalı -------- meskun mahaldeki tek yönlü caddede, caddeyi ve caddedeki araç ve insan ve araç trafiğini dikkate almadan oldukça hızlı seyrettiği, olay yerine geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybettiği, sağa doğrultu değiştirip kaldırıma ve direğe çarpıp yayayı direk ile duvar arasına sıkıştırarak, kazaya neden olduğu sabit olup, bu duruma göre, meskun mahalde hız kuralını ve doğrultu değiştirme kuralını ihlal etmesi, dalgın, dikkatsiz ve tedbirsiz davranması nedeniyle, olayda birinci derecede ve tam kusurludur (%100 oranında kusurlu). Olayın cereyan tarzına ve tespitlere göre, davacı ------------ meskun mahaldeki tek yönlü caddenin kaldırımında iken, caddede seyreden ve direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücünün aracı ile, kaldırıma ve direğe çarpıp ve direği davacı üzerine eğdirerek direk ile duvar arasına sıkıştırması olayında, alabileceği bir tedbir olmadığından kusursuzdur." şeklinde görüş bildirilmiştir.
------ Asliye Ceza Mahkemesi'nin -------- esas sayılı dosyasında ------------ tarafından düzenlenen ------- tarihli kusur raporuna göre, ikili ayrıma gidildiği, "sanığın ifadesi ve trafik kazası tespit tutanağında belirtildiği üzere, yayanın karışdan karşıya geçerken çarpılması halinde, sanık sürücü --------- tali kusurlu, mağdur ----------- asli kusurlu olduğu, ikinci durum olarak mağdurun ifadesinde belirtildiği üzere, yayaya kaldırım üzerinde çarpılması halinde, , sanık sürücü ---------asli kusurlu, mağdur ------------ kusursuz olduğu yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Tarafların kusur oranının tespiti içim Mahkememizce görevlendirilen -------------görevli bilirkişiler ------------ tarafından düzenlenen ------------ tarihli bilirkişi raporuna göre "Davalı --------- yönetimindeki servis --------- yolun sağındaki yaya kaldırımına çıktığı ve burada bulunan davacı -------- çarptığı tespit edilmiştir. Bu durum davacının yolu geçip kaldırıma çıktığını göstermektedir. Davalı sürücü -------- yönetimindeki --------- ile yolun icap ve şartlarına uygun süratle seyretmesi, dikkatli olması halinde yolu geçip kaldırıma çıkan davacıyı önceden görebileceğinden tedbirli olması, yaya kaldırıma çıkmadan en azından tedbir olarak sola direksiyon kırarak seyrine devam etmesi mümkün iken bunları yerine getirmedi, dalgın olduğu bu sebeple yaya kaldırımına çıkarak davacıya çarptığı anlaşılmakla kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu bulunduğu,
Davacı----------- yaya kaldırımında iken davalı sürücünün yönetimindeki aracın çarpmasına maruz kaldığı anlaşılmakla kendisine kusur atfedilemeyeceği..." yönünde kanaat bildirilmiştir.
Mahkememiz ---------tarafından yapılan inceleme ve değerlendirmeye göre, kazanın, davalı--------- sevk ve idaresindeki araçla ------- plakalı araçla meskun mahaldeki tek yönlü caddede, caddeyi ve caddedeki araç ve insan ve araç trafiğini dikkate almadan oldukça hızlı seyrettiği, olay yerine geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybettiği, sağa doğrultu değiştirip kaldırıma ve direğe çarpıp yayayı direk ile duvar arasına sıkıştırarak kazaya neden olduğu, buna göre davalı sürücü----------yönetimindeki ------ ile yolun icap ve şartlarına uygun süratle seyretmesi, dikkatli olması halinde yolu geçip kaldırıma çıkan davacıyı önceden görebileceğinden tedbirli olması, yaya kaldırıma çıkmadan en azından tedbir olarak sola direksiyon kırarak seyrine devam etmesi mümkün iken bunları yerine getirmediği ve bu nedenle asli ve tam kusurlu olduğu, davacı -------- yaya kaldırımında iken davalı sürücünün yönetimindeki aracın çarpmasına maruz kaldığı anlaşılmakla kendisine kusur atfedilemeyeceği kanaatine varılmış, kanunen de mümkün olmadığından ------ tarihli duruşmada, davalı tarafın bu konuda dosyanın ------- veya ----- yılındaki kanun değişikliği ile oluşturulan ------- gönderilmesi talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve kusur oranına ilişkin olarak bilirkişiler ---------------- tarafından düzenlenen ---------- tarihli rapor dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
3-Davacının maluliyet oranına ilişkin inceleme ve gerekçe: Davacının Sürekli Efor Kaybı ve Maluliyet Durumu ile ilgili olarak --------------tarihli raporuna göre, davacının Maluliyet ve İyileşme sürecine ilişkin raporu ile davacı --------- ------tarihinde geçirmiş olduğu araç dışı trafik kazasına bağlı üretral darlık, subdural hematom, symfizis pubis ayrışması, sakrum kırığı arızası, ------ tarih ------ sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası Gurp 1 kabul olunarak:
-------------------------
---------- formülüne göre: %47.29 E cetveline göre %44.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
------------ tarafından düzenlenen bu rapor dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
4-Tarafların ekonomik sosyal durumu: Davalı ---------------- tarihinde yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasına göre, görevli polislere verdiği beyanına göre; Sigortadan emekli olduğu, emekli maaşı dışında başkaca bir gelirinin olmadığı, eşi ile birlikte yaşadığı, kendisine ait evinin bulunduduğu anlaşılmaktadır.
Davacı ---------------- tarihinde yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasına göre; Getir isimli firmada ---- aydır ------------ kurye olarak çalıştığı, aylık asgari ücret aldığı, eşi ve ----- çocuğu ile birlikte yaşadığı, aylık --------TL kira ödemesi yaptığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan davacının ----------------- ayına ait maaş bordrosunun incelenmesinde, davacının kaza tarihine ait ---- günlük ----- net ücretinin ---------- TL olduğu anlaşılmıştır.
5-Maddi tazminat miktarının hesaplanması: -------------- motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişiye karşı olan sorumluluğunun belli limitler dahilinde karşılanmasını amaçlayan ve kanun gereği yapılması zorunlu kılınan sigorta türüdür. -------- (bundan sonra kısaca -------- olarak anılacaktır) ilişkin olarak 2918 Sayılı -------Trafik Kanunu (bundan sonra kısaca KTK olarak anılacaktır) hükümleri ve ----------- Poliçe Genel Şartları (bundan sonra kısaca ---------- olarak anılacaktır) uygulanır.
-------işletenin veya sürücünün kusurlu davranışı vereceği zararlar teminat altına alınmaktadır. --------rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminat KTK.m.91 hükmünün atfıyla 85/1 hükmü uyarınca sigorta ettiren işleten tarafından motorlu aracın işletilmesi sonucunda ortaya çıkan maddi zararlar ile kişinin yaralanması veya ölmesi gibi bedeni zararlara ilişkindir.
----------- Poliçe Genel Şartları uyarınca sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.
Sigortacının sorumluluğu işletenin KTK.m.85/1’ deki sorumluluğu ile eşdeğerdir.
KTK.m.91 uyarınca bir şeye zarar verilmesi halinde işletenin sorumluluğu bu zararı gidermede hangi kapsamda ise sigortacının da sorumluluğu o kapsamda olmalıdır.
------------ zarar giderim durumlarında sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesi söz konusudur.
-------------- ilişkin tarife ve poliçelerde gösterilen ve sigortacının sorumlu olduğu azami limiti gösteren meblağların, zarar görene ancak uğradığı gerçek zarar miktarı kadar ödenmesi gerekir.
Motorlu aracın neden olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait şeylere veya bedenlerine verilen zarardan ötürü sigortacı poliçede gösterilen limit meblağının tamamını değil, üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptanması ve işbu hesaplanan tazminat bedelden Yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda güncelleme değerinin tenzili sonrası tazmini gerekmektedir. Kısmi ödemeler sigorta şirketinin sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.
Davalı sigorta şirketi, ----------- plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup, sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davacının maddi zararından sorumludur.
Davalı -----------nin maliki olduğu, diğer davalı ---------sevk ve idaresinde olan -------- plakalı otomobil, davalı ------- tarafından --------- ile sigortalıdır.
Sigorta sözleşmesi uyarınca,------- dönemi için, -------nolu zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi düzenlenmiştir. Uyuşmazlık konusu kaza ------ tarihinde meydana gelmiş olup, kaza tarihi itibariyle --------- nolu poliçe yürürlükte olduğundan tazminat şartları sağlandığı takdirde davalı şirketin zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı sunma yükümlülüğü mevcuttur.
Poliçede sakatlanma ve ölüm için kişi başına ------TL bedelle teminat sunulmuş olup, sigorta şirketi yönünden ------ TL limitin uygulanması gerekmektedir.
-------------------- tarihli yazı cevabında, davacıya ------ tarafından davalıya rücu edilebilecek herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşıldığından peşin sermaye değeri tenzili yapılamayacağı anlaşılmıştır.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan TBK'nin 49/1. Maddesi "kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür." hükmüne havidir.
Davalı ------------- plaka nolu aracın sürücüsü olmakla kazanın meydana gelmesindeki kusuru oranında davacının maddi zararından sorumludur. Davalının kusuru %100 olarak kabul edildiğinden maddi zararın tümünden sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
2918 sayılı KTK’ nın “hukuki sorumluluğa” ilişkin 85.maddesi 1.fıkrası, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bir teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan ortaklaşa ve zincirleme sorumlu olurlar.” hükmüne havidir.
85.maddenin son fıkrasına göre de; “İşleten, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.”
Davalı --------------- plakalı aracın maliki olduğundan, temelde malik işleten sayıldığından, aracını sevk ve idare eden sürücünün kazanın meydana gelmesindeki kusuru oranında davacının maddi zararından sorumludur.
----- doğumlu olan Davacı ------------ kaza tarihinde-------- günlük olup,-----------yaşında olduğu kabul edilerek -------- işaretli yaşama tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü ------- olup muhtemelen ----- yaşına kadar yaşayacaktır.
Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına ve uygulamalara göre kural olarak aktif çalışma yaşı sonu ------------ olarak kabul edilmektedir. Dosyaya davacının --------- yaşından sonra çalışmasına devam edebilecek bir iş yaptığına dair meslek odası yazısı veya başkaca her hangi bir belge sunulmamıştır. Bu itibarla davacının aktif çalışması ------- yaşında sona erdirdiğinden, kaza tarihi itibariyle------- yaşından itibaren -------- yaşına kadar zarar gördüğü işlemiş aktif hayat süresi -------- bakiye aktif hayat süresi -------------- ve bakiye pasif hayat süresi ----- yıldır.
Kalıcı sakatlıklarda öğretideki görüşler ve Yargıtay kararlarına egemen olan temel anlayış, kazanç kaybının değil, ---------nın tazminatın ölçüsü olması gerektiği yönündedir. Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre: Sakat kalan kişilerin kazançlarında bir azalma olmasa bile, aynı işi yaparken sakatlıkları oranında daha fazla güç (efor) harcayacakları dikkate alınarak gerçek kazançları üzerinden < güç kaybı tazminatı > hesaplanacaktır.
Yargıtay’ın önceleri pasif dönem zararının hesaplanmasını istememekte iken, daha sonra; kişinin “ pasif dönemde de fazla güç (efor) sarfı ” nedeniyle tazminat isteme hakkı bulunduğu yönünde kararlar vermeye başlamış, Asgari geçim indirimi tenzil edilmiş bilinen son asgari ücret üzerinden hesaplamaya gidilen bu husus son on yılda bu tür kararlar yerleşik hale gelmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının pasif devre kazançlarına ilişkin hesaplamalar, asgari geçim indirimi düşülmüş bilinen son asgari ücret üzerinden yapılacaktır.
Yüksek Yargıtay ilgili Hukuk Dairelerinin davacının kazanç durumu ile ilgili yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere, maddi tazminatların kazalı davacının kaza tarihinden itibaren günümüz ile bilinen dönem sonuna kadar gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlerine göre tespit edilerek hesaplanması gerekmektedir.
Dosyaya sunulan belgelere göre davacının kaza tarihinden itibaren olan kazancının yasal asgari ücretin 1,769 katı olduğunun kabulü gerekmiştir.
Davacının Sürekli Efor Kaybı ve Maluliyet Durumu ile ilgili olarak ---------------- tarihli raporuna göre, davacının ----------formülüne göre %47.29, E cetveline göre % 44.0 (yüzdekırkdörtnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, geçici iş göremezlik süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) ay olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı sürücünün kusur oranı ise yukarıdaki 2. Bentte tespit edildiği üzere %100 olarak kabul edilmiştir.
Davacının işlemiş devre kazançları artırma ve iskonto işlemi yapılmadan, bilinmeyen devre kazançları ise, her yıl için ayrı %10 artırılıp, %10 iskontoya tabi tutulmak suretiyle hesaplanması gerekir.
Davacının pasif döneme ilişkin hesaplaması, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre -------- edilmiş bilinen son yasal asgari ücret üzerinden yapılması gerekir.
Davacının 9 aylık geçici iş görmezlik dönemi için %100 geçici, devam eden dönemde % 44 daimi maluliyet oranı esas alınması gerekir.
Hesaplanan tazminata, davalı sigorta şirketine trafik sigortalı --------- plakalı araç sürücüsü davalı ------------- %100 kusur oranı uygulanacaktır.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda bilinen dönemde uğranılan maddi zararların her hangi bir iskontoya tabi tutulması söz konusu olmamaktadır. Bu nedenle, kazalının ---- aylık geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararı ile ---------günlük işlemiş aktif devredeki maddi zararı iskontosuz, diğer dönemler ise iskontolu olarak hesaplanması gerekir.
Bu ilkeler ışığında aktüer bilirkişi-------------- tarafından davacının toplam efor kaybına ilişkin maddi zararı ------------- olarak hesaplanmıştır.
Bu hesaplamaya ilişkin bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
6-Faiz istemi ile ilgili inceleme ve değerlendirme: Faiz, gününde ödenmesi gereken alacak veya tazminatın gecikmesinden doğan zararın bedelidir. Asıl alacak veya tazminatın eklentisi bir “ek zarar” niteliğinde olup, kural olarak, asıl alacak veya tazminat davası açılırken ya da icra kovuşturulması yapılırken faiz de istenir. Bu nedenle, faiz alacağı, asıl alacak veya tazminatın zamanaşımı sürelerine bağlıdır.
Bu konuda 818 sayılı Borçlar Yasası’nın 131. maddesinde “Asıl alacak zamanaşımına uğrayınca, faiz ve benzeri ek alacaklar da zamanaşımına uğramış olur” denilmiştir.
6098 sayılı yeni Borçlar Yasası 152. maddesine göre de: “Asıl alacak zamanaşımına uğrayınca, ona bağlı faiz ve diğer alacaklar da zamanaşımına uğramış olur.”
Önceki ve sonraki, her iki yasa hükmü yorum gerektirmeyecek kadar açıktır. Olağan alacaklara ilişkin gecikme faizinin de, haksız eylemlere ilişkin tazminat faizinin de zamanaşımı süreleri, asıl alacağın ve tazminatın zamanaşımı süreleridir.
Asıl alacağın eklentisi olan temerrüt faizi de aynı zamanaşımı süresine bağlıdır. Asıl alacak ödenmediğinde temerrüt hali devam eder.
Faiz, zaman geçtikçe doğan bir alacak olmakla, davanın açıldığı tarihten geriye doğru “asıl alacağın zamanaşımı süresi kadar” faiz istenebilir.(Yargıtay ----- HD. ------ tarih, --- E., ---- K.)
Müsnet davada, davacı vekili, dava dilekçesi ile faiz isteminde bulunmamış, ancak ıslah dilekçesi ile faiz isteminde bulunmuş, ayrıca faiz istemiyle ilgili olarak -------- Asliye Ticaret Mahkemesinin --------esas sayılı dosyasına tevzi edilen dava dilekçesi ile ayrı bir dava açmıştır.
Ayrı açılan dava, yukarıda anlatıldığı üzere Mahkememiz dosyası ile birleştirilmiş ise de, birleşen dava dosyası derdest dava şartı yokluğu nedeniyle karar vermek üzere ayrılarak Mahkememizin ayrı bir esasına kaydedilmiştir.
Bu duruma göre, Islahla faiz istenip istenmeyeceği hususunun ayrı bir başlık altında tartışılmasının uygun olacağı değerlendirilmiştir.
Islahla faiz istenip istenmeyeceği hususunda, yüksek Yargıtay ---- Hukuk Dairesi'nin---- tarih, ----- esas, ------- karar sayılı ilâmı, aynı yüksek Daire'nin ------ tarih, ---- esas, ---------- karar sayılı ilâmında da yazılı olduğu şekilde ıslah dilekçesi ile faiz talep edilmesi mümkün olduğundan davacının ıslah dilekçesi ile faiz isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin reeskont faiz uygulanmasını talep etmesi nedeniyle, faizin türüün yasal mı, yoksa avans faizi mi olması gerektiğinin tartışılması gerektiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, 5335 sayılı Yasa ile değişik 3095 sayılı Yasa hükümlerinde, 01.05.2005 tarihinden itibaren yasal faizin (ticari olmayan işlerde uygulanan temerrüt faizi) reeskont oranına göre belirlenmesi düzenlemesinden vazgeçilip, reeskont oranı tabiri madde metninden çıkartılmış, bunun yerine artırılma-indirilme yetkisi-----------bırakılan ve belli bir oranı ifade etmekte olan (önce %12 iken ---------- tarihinden itibaren %9) faiz uygulamasına geçilmiş, diğer bir deyişle ------ tarihinden önceki dönemde ticari işlerde, ----------- tarihleri arasında ise ticari olmayan işlerde temerrüt faizine esas olarak uygulanan --------- oranına yasa metninde yer verilmemiştir.
Dolayısıyla, dava tarihinde veya faizin istendiği ıslah tarihinde
davacı vekilinin istediği reeskont türünde bir faiz çeşidi kanunda yer almadığından ve davacının kaza geçirdiği sırada ticari bir faaliyeti bulunmadığından davacının faizin türü olarak reeskont faizi uygulanması isteminin reddi ile, maddi tazminat ve manevi tazminat talepleri için davalı sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden, diğer davalılar açısından kaza tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerekmiştir.
7-Tedavi Giderlerinin hesaplanması ile ilgili inceleme ve değrlendirme: Davacı vekili ------------tarihli dilekçe ile trafik giderlerinin tazminine ilişkin davadan kayıtsız şartsız feragat etmiştir.
Davadan feragat HMK'nin 307, 309. ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını oluşturan bir taraf işlemidir.
HMK'nin 310. Maddesine göre feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Davacı vekilinin vekaletnamesi incelenmiş, davadan feragate yetkili olduğu saptanmıştır.
Feragat bildirimi de HMK'nin 154. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur.
Bu nedenle tedavi giderlerine ilişkin --------- TL'lik maddi tazminat isteminin HMK'nin 307. Maddesi uyarınca "feragat" nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
8-Maddi tazminat davası ile ilgili sonuç: Davacının meslekte kazanma gücü/efor kaybından doğan toplam maddi zararı ------- TL olup kaza yılı olan --------- dönemi için ----------- belirlediği poliçe limitleri sakatlanma ve ölüm için kişi başına -------- TL olarak belirlendiğinden poliçe limitini aştığı anlaşılmaktadır. Davalı sigorta şirketi teminat limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğundan davacının maddi zararının poliçe limiti dahilinde kalan ---------- TL’lik kısmından temerrüt tarihi olan ---------- tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olup, aşan kısmına ilişkin zarardan sorumluluğu bulunmadığı, diğer davalılar --------------- zararın tamamından kaza tarihi olan ----------------- tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olduğu kanaatine varıldığından, maddi tazminat talebine ilişkin davanın kısmen kabulü ile, ------------TL maddi tazminatın, davalı --------- TL'lik kısmı ile sınırlı olmak kaydıyla ------- tarihinden, diğer davalılar ------------ yönünden tamamından sorumlu olmak kaydıyla -------------- tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, tedavi giderlerine ilişkin -------------- TL'lik maddi tazminat isteminin HMK'nin 307. maddesi uyarınca "feragat" nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
9-Manevi tazminat miktarının hesaplanması ile ilgili inceleme, değerlendirme ve sonuç: 6098 sayılı TBK m. 56. Maddesine göre hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Bu para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. --------günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davacının ekonomik sosyal durumu 4. bentte açıklanan şekilde tespit edilmiştir.
Davacı ------- ile ilgili ekonomik sosyal araştırma sonucuna göre, aylık asgari ücret aldığı, eşi ve 3 çocuğu ile birlikte yaşadığı, aylık 650 TL kira ödemesi yaptığı anlaşılmıştır. Davacı ile ilgili ------- yapılan sorgulamada üzerine kayıtlı araç ve taşınmaz bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davalı -----------ile ilgili ekonomik sosyal araştırma sonucuna göre, davalının sigortadan emekli olduğu, emekli maaşı dışında başkaca bir gelirinin olmadığı, eşi ile birlikte yaşadığı, kendisine ait evinin bulunduduğu tespit edilmiştir. Davalı ile ilgili -------- yapılan sorgulamada üzerine kayıtlı araç ve taşınmaz bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davalı ----- ilgili düzenlenen ------------ tarihli ekonomik sosyal durum araştırma tutanağına göre, davalının --- yaşında ve lise mezunu olduğu, aylık ----TL geliri bulunduğu, kendine ait evde oturduğu, evli olup üç çocuğu bulunduğu tespit olunmuştur. ---- yapılan sorgulamada ise, --- model ------------- model --------------marka ---------- ayrıca --------- adet taşınmazı olduğu tespit olunmuştur.
Yukarıda anlatılan ölçütler göz önüne alınarak davacının duyduğu acı ve elem, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalı sürücünün %100 kusurlu olması, davalıların sorumluluğunun niteliği gözönünde tutularak olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun olarak, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde manevi tazminat davasının tam kabulü ile ----- TL manevi tazminatın ------- tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar -------------müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Maddi tazminat talebine ilişkin davanın KISMEN KABULÜ ile,
a------ TL maddi tazminatın, davalı------------ TL'lik kısmı ile sınırlı olmak kaydıyla ----- tarihinden, diğer davalılar ----------- yönünden tamamından sorumlu olmak kaydıyla ------tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b------------ TL'lik maddi tazminat isteminin HMK'nin 307. maddesi uyarınca "feragat" nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KABULÜ ile;
----- TL manevi tazminatın ------- tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ----------- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının reeskont faizi uygulanması isteminin reddine,
Maddi tazminat davası yönünden;
4-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 32.478,16 TL harcın davacı tarafından yatırılan 8.147,00 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 24.331,16 TL'nin 12.793,68 TL'lik kısmının davalı ----------------11.537,48 TL'lik kısmının ise davalılar ---------------- müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 8.147,00 TL ıslah harcının 4.283,81 TL'lik kısmının davalı--------- alınarak davacıya verilmesine, kalan 3.863,19 TL'lik kısmının davalılar--------------- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen 5.330,60 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 5.301,77 TL'nin 2.787,75 TL'lik kısmının davalı ---------- alınarak davacıya verilmesine, 2.514,02 TL'lik kısmın ise davalılar ---------------müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan 28,83 TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı ----------.tarafından sarf edilen 30 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 29,83 TL'nin davalı -----------.üzerinde bırakılmasına, geriye kalan 0,17 TL'nin davacıdan alınarak davalı--------verilmesine,
8-Davalı ----------- Tarafından sarf edilen 50 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 49,73 TL'nin davalı ------------ Üzerinde bırakılmasına, geriye kalan ----- TL'nin davacıdan alınarak davalı----------verilmesine,
9-Maddi tazminat davası yönünden, davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 13/1.maddesi uyarınca 32.968,10 TL vekalet ücretinin davalı --------- yönünden 17.335,12 TL'lik kısmınından sınırlı sorumlu olmak üzere davalılar -------------- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Maddi tazminat davası yönünden, ret olunan dava yönünden dahili davalı ------------kendisini vekille temsil ettirdiğniden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 13/2.maddesi uyarınca 2.585,03 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak dahili davalı ------------- verilmesine,
Manevi tazminat davası yönünden;
11-Manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 1.707,75 TL harcın davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.671,85 TL harcın davalılar ------------- müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
12-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın davalılar ---------------- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
13-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 13/1.maddesi uyarınca 3.400 TL vekalet ücretinin davalılar -------------- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
14-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı ------- vekili, davalı -----vekilinin yüzlerine karşı, davalı------------ yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde---------- Adliye Mahkemesi'nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/12/2019
