Esas No: 2021/10744
Karar No: 2022/2049
Karar Tarihi: 09.02.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/10744 Esas 2022/2049 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/10744 E. , 2022/2049 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne dair karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 27.03.2019 tarih 2019/İHK-3166 sayılı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalıya sigortalı aracın karıştığı kaza nedeniyle müvekkilinin maluliyeti bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL tazminatın tahsilini talep ve dava etmiş; 04/12/2018 tarihli dilekçesi ile talebini 64.235,60 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından, başvurunun kabulü ile 64.235,60 TL’nin 15/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak başvuru sahibine verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili tarafından itiraz yoluna başvurulmuştur. İtiraz Hakem Heyetince davalının itirazının reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili temyiz yoluna başvurmuştur.
1.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2.Diğer temyiz itirazlarına gelince:
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda, davacının maluliyet oranının belirlenmesi açısından düzenlenen ve Hakem Heyetince hükme esas alınan 24/11/2017 tarihli Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Adli Bilirkişi Kurulu raporunda davacının anksiyete bozukluğu tanısı ile % 15 oranında meslekte kazanma gücü kaybı olduğu rapor edilmiştir. Maluliyet raporunda anksiyete bozukluğunun tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği, belirlenen oranın davacının bakiye ömrü boyunca ve aynı oranda devam edip etmeyeceği hususlarına yer verilmemiştir. Rapor bu hali ile eksik inceleme ile oluşturulmuş olup karar vermeye elverişli değildir.
Buna göre davacının 15/02/2015 tarihli trafik kazası sonucu yaralanmasından kaynaklı maluliyetinin tespiti için tüm tedavi evraklarının getirtilip değerlendirmek üzere içinde psikiyatri uzmanının da bulunduğu yeni bir heyetten rapor alınarak kaza tarihinde yürürlükte bulunan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre temyiz eden davalının usuli kazanılmış hakları da gözetilerek "anksiyete bozukluğu" nedeniyle davacıda ömür boyu sürecek kalıcı maluliyet bulunup bulunmadığı ve varsa oranının ne olduğu, davacının bakiye ömrü boyunca aynı oranda devam edip etmeyeceği hususlarında bilirkişi heyetince gerekli görülmesi halinde bizzat muayenesi yapılarak ayrıntılı, gerekçeli, tıbbi tespitleri içeren, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. İtiraz Hakem Heyeti kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 09/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.