Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/16497
Karar No: 2013/28
Karar Tarihi: 14.01.2013

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2012/16497 Esas 2013/28 Karar Sayılı İlamı

6. Hukuk Dairesi         2012/16497 E.  ,  2013/28 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalılardan Nusrettin Keleş tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, dokuz adet taşınmazda ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece yedi adet taşınmaz ortaklığının satılarak giderilmesine iki adet taşınmaz hakkındaki davanın reddine karar verilmiş hüküm davalı tarafından satışına karar verilen taşınmazlara yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    1-Davaya konu edilen ve satışına karar verilen taşınmazlar muris ... adına tapuda kayıtlı olup mirasçıları arasındaki Sedanur Keleş’in doğum tarihi 24/02/2004 tarihidir. Dava dilekçesi yasal temsilcisi yerine reşit olmayan davalı adına tebliğe çıkarılarak yargılama sürdürülmüş ve hüküm yine kanuni temsilci yerine adı geçen davalı adına tebliğe çıkarılmıştır.
    6100 sayılı HMK.nun 50.maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir. Aynı kanunun 51.maddesine göre de, dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. 4721 sayılı TMK.nun 9.maddesine göre, fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir. Aynı kanunun 10. maddesine göre de, ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. 11. maddeye göre ise, erginlik 18 yaşının doldurulmasıyla başlar.
    Yukarıda açıklanan kanun maddelerine ve Yargıtay HGK.nun 14.01.1976 gün ve 477/12 sayılı içtihadına göre, davada taraf olma ehliyeti, medeni haklardan yararlanma hakkının bir sonucudur. Reşit olmayan kimse; medeni hakları kullanma ehliyetinden yoksun bulunması nedeniyle her ne kadar kendisi dava açamaz ise de, sözü edilen haklardan yararlanma ehliyetine haiz bulunduğundan aleyhine dava açılabilir. Ancak, davalının reşit olmadığının mahkemece her ne suretle olursa olsun öğrenilmesi halinde, re"sen kanuni mümessile, davanın devamı sırasında davalının reşit olması halinde ise, bizzat kendisine tebligat yapılarak sonucuna göre davanın yürütülmesi gerekir.
    Mirasçı ... dava tarihinde onsekiz yaşından küçük olduğundan dava dilekçesinin yasal temsilcisine tebliğ edilmesi gerekirken, adı geçene bizzat tebligat yapılması doğru değildir. Bu itibarla, davalı ..."in yasal temsilcisine tebligat yapılarak, yasaya uygun taraf teşkili sağlandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    2-Davalılardan ...’in yurtdışında yaşadığı anlaşılmasına rağmen bu davalıya yurtiçindeki adreste TK 16. Maddesi gereğince tebligat yapılarak işin esası hakkında hüküm kurulmuştur.
    Tebligat Kanunun 11.maddesine göre, Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. Tebligat yasasının 16.maddesine göre ise kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır. Buna göre kişinin geçici olarak tatil, misafirlik gibi sebeplerle bulunduğu yerde ancak kabulü halinde bizzat kendisine tebligat yapılabilir. Bu gibi durumda TK."nun 16 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesi gereğince aynı konutta oturduğundan bahisle orada bulunan şahıslara yapılacak olan tebligat geçersizdir.
    Somut olayda, davalılardan ... adına ... adresine çıkarılan tebligat yurtdışında ikamet ettiği belirtilerek bila tebliğ iade edilmiştir. Nüfus müdürlüğünce davalının adresi ... den ... olarak bildirilmiş, davacı vekilinin adı geçen davalının zaman zaman Türkiye’ye döndüğünde abisi ...’in adresine geldiğini belirterek ... adresine tebligat çıkarılmasını talep etmesi üzerine belirtilen adrese tebligat çıkarılmış, tebligat, alıcı adreste bulunmadığından sürekli aynı konutta birlikte oturan gelini ... imzasına 16/03/2011 tarihinde tebliğ edilmiştir. Dosyaya sunulan ... adına imzalı 18/03/2011 tarihli dilekçe ile ...’in amcası olduğu, şu anda yurtdışında bulunduğu, bu nedenle aldığı tebligatın iade edildiği belirtilerek ekli tebligat parçası dosyaya sunulmuş ve davalı ... in yurtdışındaki açık adresi ... olarak bildirilmiştir. Mahkemece davalı ...’in bildirilen adresine dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat çıkarılmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmuştur.
    Dosya içerisinde davalının Türkiye"ye dönüş yaptığına dair kayıt da bulunmamaktadır.
    Mahkemece davalı ...’in bildirilen yurt dışı adresine dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir tebligatın yöntemine uygun olarak tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
    Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 14.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi