Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2220
Karar No: 2019/1081
Karar Tarihi: 16.01.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/2220 Esas 2019/1081 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/2220 E.  ,  2019/1081 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde davacının derinkuyu köyü içme suyu birliğinde 04/05/2009 ile 30/04/2014 tarihleri arasında su arızaları bakımı işi, su sayaçlarının okunması gibi işlerde çalıştığını ilk girdiğinde ücretinin 2 yıl 600,00 TL olarak ödendiğini daha sonra 800,00 TL olarak ödenmeye başladığını, 6360 sayılı Yasadan sonra birliğin ... ye bağlandığını ve işine son verildiğini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin alacağı, ulusal bayram ve genel tatil alacağı, hafta tatili alacağı, asgari ücretin altında ödenen ücret farkı alacağı,fazla çalışma alacağı ve komisyona yansıyan ücret alacağı talebinde bulunmuştur.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar, davacı vekili temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında davacının ücretinin eksik ödenmesi iddiası ile ücret farkı alacağı talep edip edemeyeceği uyuşmazlık konusudur.
    Somut olayda; davacı ücretinin 2 yıl 600,00 TL devam eden yıllarda ise 800,00 TL olarak ödendiğini belirterek asgari ücretin altında ödenen ücret farkı alacağı talebinde bulunmuştur. Davacının işe başlama tarihi 04.05.2009 tarihidir taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının ilk iki yıl 600,00 TL ücretle çalıştığı kabul edildiği taktirde davacının 04.05.2011 tarihine kadar 600,00 TL ücretle çalıştığı bu tarihten sonra iş aktinin bitimine kadar ise 800,00 TL ücretle çalıştığının kabulü gereklidir. Bu durumun aksini kanıtlar her hangi bir delil de dosya kapsamında bulunmamaktadır. Karara esas alınan bilir kişi raporunda ise davacının 01.01.2012 tarihine kadar 600,00 TL ücretle çalıştığının kabulü ile hesaplama yapılarak fark ücretin fazla hesaplandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda yapılması gereken davacının talebi ile bağlı olarak 04/05/2011 tarihinden sonra 800,00TL ücretle çalıştığının kabulü ile davacının talep ettiği fark ücretin hesaplanmasıdır. Bu husus gözetilmeden karar verilmesi bozma sebebidir.
    3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
    Somut olayda; davacı fazla mesai yaptığını iddia ederek ücret talebinde bulunmuş bu iddiasının ispatı içinde tanık deliline baş vurmuştur. Davacı tarafın göstermiş olduğu tanıkların beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının yaz aylarında yoğun olarak çalıştığı erken saatlerde saat 06:00 veya 06:30 gibi depoya giderek kontrol yaptığı , kış aylarında ise ise genelde ofiste 08:00 – 17:00 saatleri arasında çalıştığını beyan ettileri anlaşılmıştır. Bu durum da davacının yılın 3 ayı 06:30 – 17:00 arasında 9 ayı ise 08:00 – 17:00 arasında çalıştığının kabulü gerekmektedir. Bu şekildeki hesaplama davacının yaptığı iş göz önüne alındığında dosya kapsamına da uygun olacaktır. Bu husus gözetilmeden davacının 9 ay 06:30 – 17:00 3 ay 08:00 – 17:00 saatleri arasında çalıştığının kabulü ile fazla masai saat ve alacağının hesaplanması hatalıdır ve bozmayı gerektirmiştir.
    4- Taraflar arasındaki bir diger uyuşmazlık konusu da davacının yıllık izin alacağı talebinin uygun olup olmadığı hususudur.
    4857 sayılı İş Kanununun 59.maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
    Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
    Akdin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
    Somut olayda, davacı dava dilekçesinde tüm çalışması boyunca hiç yıllık ücretli izin kullanmadığını iddia etmiştir. Mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının dört yıldan fazla olan hizmet süresi boyunca yıllık ücretli izin kullanmadığı varsayılarak, yıllık ücretli izin hesabı yapılmıştır.
    Davacının, işyerinde çalıştığı dört yıl üzeri dönemde hiç yıllık izin kullanmadığı iddiası hayatın olağan akışına aykırıdır. Mahkemece davanın aydınlatılması ödevi çerçevesinde davacının bu konudaki beyanları alınarak sonucuna göre yıllık ücretli izin alacağı hesaplanması gerekirken, belirtilen hususlar yerine getirilmeden yazılı şekilde eksik inceleme ile verilmiş olan karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi