Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2874
Karar No: 2020/1714
Karar Tarihi: 08.06.2020

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/2874 Esas 2020/1714 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2019/2874 E.  ,  2020/1714 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki haksız eylem nedeniyle maddi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 25/06/2019 gün ve 2017/307-12019/3554 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; Dairemizin 25/06/2019 gün ve 2017/307 esas, 2019/3554 karar sayılı ilamı ile davacının temyiz masrafı ve vekil ataması yönünden adli yardım istemi hakkında sehven bir karar verilmemiş ve mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. Davacı, temyiz incelemesinde adli yardım isteminin değerlendirilmediğini belirterek, kararın düzeltilmesini talep etmiştir.
    Davacının adli yardım talebi hakkında temyiz incelemesi sırasında sehven inceleme yapılmadığı anlaşılmakla; Dairemizin onama ilamının kaldırılmasına karar verilerek, davacının adli yardım talebinin incelenmesine geçilmiştir.
    1-Davacı temyiz isteminde temyiz harç ve masrafı yönünden adli yardım talebinde bulunmasına karşın bu giderleri yatırdığı anlaşılmakla, davacının temyiz harç ve masrafına ilişkin adli yardım istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
    2-Davacının vekil ataması yönünden adli yardım talebinin incelenmesine gelince;
    “Adli yardımın kapsamı” başlıklı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 335. maddesinde adli yardım kararının ilgiliye sağlayacağı hususlardan birisi de ( ç ) bendinde davanın avukat ile takibi gerekiyorsa, ücreti sonradan ödenmek üzere bir avukat temini olup, bu konuda mahkemenin ayrıca ve açıkça karar vermesi gereklidir. Adli yardım isteminin daha sonradan kabulünün, daha önce yapılan yargılama giderlerini kapsamayacağı 6100 sayılı Kanun’un 337. maddesinin 3. fıkrasında düzenlemiştir. Aynı Kanun’un 340. maddesinde ise adli yardımdan yararlanan kişi için, mahkemenin talebi üzerine Baro tarafından görevlendirilen avukatın ücretinin, yargılama gideri olarak Hazineden ödeneceği düzenlenmiştir. Ayrıca 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 178. maddesi uyarınca, mahkemeden 6100 sayılı Kanun’un 335. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi uyarınca bir karar alınmasına gerek olmaksızın, kendisine bir avukat tutabilecek maddi imkanı olmayan kimselerin doğrudan Baroya başvurarak adli yardım talep etmesi de mümkündür. Buradaki adli yardım ise kişiye mahkemelerde yardımcı olmak üzere bir vekil tayin edilmesi ile sınırlıdır.
    Dosya kapsamında; davacının yerel mahkemedeki yargılamanın başında adli yardım isteminde bulunmadığı, davacı vekilinin 23/01/2016 tarihli dilekçesiyle vekillik görevinden çekildiği, vekillikten çekilme dilekçesi ve 12/04/2016 tarihli duruşma gününün davacıya 01/03/2016 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, davacının 28/03/2016 tarihli dilekçesi ile vekilinin mazeret göstermeden bilgisi dışında vekillik görevinden çekildiğini, savunma hakkının korunması amacıyla gereğini mahkemeden talep ettiğini bildirdiği, 12/04/2016 tarihli duruşmaya katılarak aynı yöndeki talebini tekrarlayan davacının baroya başvurup hukuki
    yardım almak istemesi nedeniyle duruşmanın ertelenmesini talep ettiği, mahkemece yargılamanın geldiği aşama, çekilme dilekçesinin davacıya tebliğ tarihi dikkate alınarak dosyanın tekemmül etmiş olduğu gerekçesiyle davacının bu talebinin reddine karar verilerek hüküm kurulduğu, gerekçeli kararın davacıya 31/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 27/05/2016 tarihinde temyiz isteminde bulunduğu ve aynı tarihte temyiz harç ve masraflarını mahkeme veznesine yatırdığı, dosyanın Yargıtaya gönderilmesinden sonra sunduğu 09/11/2017 tarihli dilekçesinde harç, masraf ve kendisine vekil atanması yönünden adli yardım isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, 6100 sayılı Kanun’un 77. maddesinin 3. fıkrası uyarınca bir tarafın avukat tutmak istemesi sebebiyle yargılamanın hiçbir şekilde başka bir güne bırakılamayacağı, yerel mahkemedeki yargılamada da kendisini temsil etmek üzere yargılamanın başından itibaren vekili bulunan davacının, vekilinin istifa dilekçesinin kendisine tebliğinden sonra adli yardım kapsamında vekil tayini istemiyle doğrudan Baroya talepte bulunabileceği, ancak davacının yasal prosodürü tamamladığı ve temyiz harç ve masrafları yatırarak temyiz talebinde bulunduğu, gelinen aşamadaki talebin yargılamayı uzatmaya matuf olduğu dikkate alındığında, dosyanın geldiği aşamada istemin 6100 sayılı Kanun’un 335. maddesinin 1. fıkrasının ( ç ) bendi hükmü kapsamında öngörülen şartları taşımadığı anlaşıldığından, davacının vekil atanması yönündeki adli yardım isteminin kabulü mümkün olmayıp, reddi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1-Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440-442. maddeleri gereği yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteğinin KABULÜNE, Dairemizin 25/06/2019 gün ve 2017/307 esas, 2019/3554 karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA,
    2-Yapılan incelemede davacının temyiz harç ve masrafları yönünden adli yardım istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, vekil atanmasına ilişkin adli yardım talebinin reddine,
    3-Kararın davacıya tebliğine,
    4-HMK’nın 6459 sayılı Kanunla değişik 337/2. maddesi uyarınca bir hafta içinde mahkemeye dilekçe vermek suretiyle karara itiraz edebileceğine,
    5- Davacı tarafından vekil ataması yönünden adli yardım talebinin reddi kararına karşı itiraz dilekçesi verilmesi halinde, dosyanın HMK’nın 11/04/2013 tarih ve 6459 sayılı Kanun’un 23. maddesi ile değişik 337/2. maddesi uyarınca itirazı incelemekle görevli Yargıtay 5. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmek üzere Başkanlığımıza gönderilmesine,
    6- Vekil tayini yönünden adli yardım talebinin reddi kararımızın itiraz edilmeyerek kesinleşmesi halinde ise Dairemize gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemeye GERİ ÇEVRİLMESİNE 08/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi