Esas No: 2021/9178
Karar No: 2022/2031
Karar Tarihi: 09.02.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/9178 Esas 2022/2031 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/9178 E. , 2022/2031 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen karara davalı vekili tarafından yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalı tarafın itirazının reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili; 25/06/2013 tarihinde müvekkilinin içinde yolcu olarak bulunduğu araç ile bir başka aracın karıştığı trafik kazası neticesi müvekkilinin yaralandığını malul kaldığını, sigorta şirketinin bir miktar ödeme yaptığını ancak bu ödemenin müvekkilinde oluşan maluliyet göz önüne alındığında az olduğunu, aktüer hesap yapılarak gerçek zarar miktarının ödenmesinin sigorta şirketinden istendiğini ancak bu başvuruya olumlu cevap vermediğini, maluliyet nedeniyle oluşan zararlarının tazmini için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak sürekli iş göremezlik tazminatının davalı ... şirketinden tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Uyuşmalık Hakem Heyeti tarafından, talebin kabulü ile 91.178,00 TL bakiye sürekli işgörmezlik tazminatının 15/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte, sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine verilmesine karar verilmiş; karara davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından, itirazın reddine dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyet kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK'nun 52.maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir defi olmadığından mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 78. maddesinde "belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur... kullanma ve yolların özelliği gözetilerek hangi tip araçlarda sürücülerinin ve yolcularının şehiriçi ve şehirlerarası yollarda hangi şartlarda hangi koruyucu tertibatı kullanacakları ve koruyucuların nitelikleri ve nicelikleri ile emniyet kemerlerinin hangi araçlarda hangi tarihten itibaren kullanılacağı yönetmelikte belirtilir" düzenlemesi yapılmıştır.
Somut olayda; davacının, ön koltukta ve kucakta yolculuk yaptığı ceza soruşturma dosyasında bulunan beyanlardan tespit edilmiştir. Karayollari Trafik Yönetmeliği'nin 150. maddesine göre olay tarihinde 5 yaşında olan davacının yaşı gereği seyahati sırasında çocuk bağlama sistemi kullanılması; yönetmelikte belirtilen özel şartları taşımamasına göre emniyet kemeri takılı şekilde arka koltukta yolculuk yapması gerektiği anlaşılmıştır. Buna göre, davacının seyahati sırasında çocuk bağlama sisteminin kullanılmadığı anlaşılmakta olup, İtiraz Hakem Heyetince müterafik kusurunun varlığı kabul edilerek TBK'nun 52. maddesi uyarınca hesaplanan tazminattan %20 oranında indirim yapılması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Kabule göre, Sigortacılık Kanunu 30/17 maddesi ile 19/01/2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinde "Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretinin altında kalması halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 09/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.