17. Hukuk Dairesi 2016/3451 E. , 2016/6925 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalının kusuru sonucu müvekkillerinin kızı ve torunu olan muteveffa ..."ın vefat ettiğini belirterek, müteveffanın davacı dedesi ... için 2.000 TL manevi, davacı ninesi ... için 2.000 TL manevi, davacılar babası ... ve annesi ... için ayrı ayrı 3.000"er TL manevi ve fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydı ile davacı anne ... için 2.000 TL maddi, davacı babası ... için 2.000 TL maddi tazminat talep ettiklerini beyan etmiştir. Davacılar vekili ıslah dilekçesi ile talebini maddi tazminat yönünden toplamda 41.907,73 TL"ye çıkarmıştır.
Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 8.381,46 TL, davacı ... için 8.381,46 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 11/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılar ... ve ..."a ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, davacı ... için 1.000.00 TL, davacı ... için 1.000.00 TL, davacı ... için 600.00 TL, davacı ... için 600.00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 11/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranlarının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacılar vekili aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar olması gerekir. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Somut olayda, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihine göre paranın alım gücü gibi nedenler dikkate alındığında, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı az olup, daha fazla manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) ve nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 06/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.