9. Hukuk Dairesi 2021/5221 E. , 2021/9260 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 15.10.2010 tarihinde davalı ... bünyesinde hizmetli olarak çalışmaya başladığını, 30.03.2014 tarihinde gerekli ihbar yapılmadan kötüniyetli olarak işten çıkartıldığını, davacının sabah saat 08.00"de işe başlayıp akşam saat 19.00 ve bazı günler daha geç saatlere kadar günlük dokuz saatin üzerinde çalıştığını, son yıllık iznini kullanamadığını ve fazla mesai ücreti de almadığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, davacının Belediyenin sigortalı ve kadrolu işçisi olmayıp, diğer davalı şirketin çalışanı olduğunu, müvekkili Belediyenin davalı sıfatının bulunmadığını, şirketin Belediyenin ihale ile verilen bir kısım işlerini yaptığını, davacının seçimlerden önce davalı şirketin işçisiyken, ilgili şirketin yüklendiği işleri yapması gerekirken, uzun süre Belediyeye gelmeyerek siyasi bir partinin seçim aracını kullandığını, katıldığı bu siyasi faaliyetler nedeniyle seçimlerden hemen sonra duyduğu utanç sonucunda yeni seçilen Belediye Başkanı göreve başlamadan, üst üste üç gün işe gelmediğini, buna dair hakkında resmi tutanaklar tutulduğunu, diğer davalı şirket tarafından davacının üst üste üç gün ve daha fazla işe gelmemesi gerekçesiyle haklı nedenlerle iş sözleşmesinin feshedildiğini, fazla çalışma yapılan durumlarda fazla çalışma ücretinin tamamının ödendiğini, davacının hafta sonu izinlerini ve hak ettiği yıllık izinlerinin tamamını kullandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacının asıl işveren olarak ... Belediyesinde, ... Danışman Sos. Hiz. İnş. San. Tic. Ltd. Şti."de taşeron işçi olarak çalışmakta iken, 31.03.2014 tarihinde verilen görevleri yapmaması ve işe itaatsizliği nedeniyle yazılı savunmasının istendiğini, davacının yazılı talebi imzalamaktan, savunma talebini veremeyeceğini beyan ederek imtina ettiğini, görev yerini mesai saati içerisinde mazeretsiz ve izinsiz olarak terk etmesinden dolayı hakkında tutanaklar düzenlendiğini, davacının amirleri ve iş arkadaşlarına karşı davranış ve tutumlarını düzeltmemesi, idareden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına işine devam etmemesinden dolayı, asıl işverence yazılı fesih bildirimine gerek görülmediğini, şirketlerine işçinin iş sözleşmesinin bildirimsiz feshedilmesi gerektiğinin bildirildiğini, bunun sonucunda davacının iş sözleşmesinin haklı ve geçerli nedenlerle 02.04.2014 tarihinde feshedildiğini, Belediye İdaresinin davacının fazla çalışma sürelerini şirketlerine bildirdiğini ve davacının hak ettiği fazla çalışma ücretlerinin ödendiğini, geçmişe yönelik yıllık izinlerinin idarece hizmet yılı içerisinde kullandırıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 27.06.2019 tarih, 2016/17299 esas, 2019/14538 karar sayılı ilamıyla “gerekçe ile hüküm arasında çelişki bulunduğu” gerekçesiyle bozulmuş, bozma sonrası, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ..."nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dâhilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. Bunun gibi tanıkların soyut beyanları da ispat açısından yeterli değildir. Tanık beyanlarının soyutluktan uzak, günlük çalışma süresinin başlangıç ve bitiş saatleri ile ara dinlenmesi konusunda net ve kesin olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı dava dilekçesinde fazla çalışma yaptığını ve karşılığının ödenmediğini iddia etmiş, davalılar, işyerinde kural olarak fazla çalışma yapılmadığını, fazla çalışma yapıldığı zaman ise karşılığının ödendiğini savunmuştur.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; günde 3 saat fazla çalışma yapıldığı kabul edilerek haftalık 18 saat fazla çalışma karşılığı alacağın hesaplandığı görülmüştür.
Dosya kapsamına göre, husumetli tanık konumunda olan davacı tanığı ... davacının saat 07.30’da işbaşı yaptığını belirtip, “başkan ne zaman iş yerinden ayrılırsa o zaman işten çıkardı, bazı günlerde saat 10:00 a kadar işyerinde olduğu ve çalıştığı olurdu” şeklinde beyanda bulunmuş, diğer davacı tanığı ... aynen; "fazla mesai yapıp yapmadığını bilmiyorum" şeklinde beyanda bulunmuş, bir diğer davacı tanığı ... ise “başkan geç saatlere kadar çalıştığında davacı da onunla birlikte kalırdı” şeklinde beyan vermiştir. Bu beyanlar değerlendirildiğinde günlük 3, haftalık 18 saat fazla çalışma yapıldığının kabulü mümkün değildir.
Bu itibarla; davacının fazla çalışma ücreti alacağının ispatlanamadığından reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.05.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.