Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/2005
Karar No: 2021/478
Karar Tarihi: 13.04.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2005 Esas 2021/478 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/2005 E.  ,  2021/478 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “ipoteğin terkini, borçlu olmadığının tespiti, maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulü ile ipoteğin kaldırılmasına ve davacının ipotek dayanağı borcu olmadığının tespitine, %20 tazminat ve manevi tazminat talebinin reddine ilişkin karar davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun"la değişikliği öncesi hâliyle 438. maddesinin ikinci fıkrası gereğince direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılamayacağından davalı ... vekilinin duruşma isteminin reddine karar verilip dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin babası müteveffa..."nun ... Tekstil Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti."nin ortağı ve müdürü iken vefat ettiğini, müvekkili tarafından babasının isteği üzerine ... 22. Noterliğinin 19.02.2014 tarihli ve 03737 yevmiye numaralı vekâletnamesi ile davalı ... ile dava dışı ..., ..."in vekil tayin edildiğini ve vekâletnamede dilediği kişi ve kurumlara ipotek verilmesinin öngörüldüğünü, vekâletnamenin verilmesinden bir gün sonra 21.02.2014 tarihinde davalı ... tarafından vekâleten müvekkili adına kayıtlı 38 ada 27 parselde kayıtlı 5 nolu bağımsız bölüme davalı ... lehine 700.000TL bedelli ipotek tesis edildiğini, ipoteğin hangi temel ilişkiden kaynaklandığı izah edilmediği gibi, ortada böyle bir ödemenin de mevcut olmadığını, müvekkilinin ... 17. Noterliğinin 25.02.2014 tarihli ve 02037 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde azilnamesi ile vekil tayin ettiği kişileri azlettiğini, ipotek bedelinin hangi borç ilişkisine dayandığı, bedelin ne şekilde müvekkile ödendiği hususunda ispat külfetinin davalılarda olduğunu ileri sürerek dava konusu 5 nolu bağımsız bölüme ... lehine konulan haksız, hukuka aykırı, dayanaksız ve temel ilişki yokluğu nedeniyle yolsuz olan ipoteğin terkinine, müvekkilinin ipotek borçlusu olmadığının ve borcu olmadığının tespitine, davalıların %20"den aşağı olmamak üzere tazminat ödemelerine, oluşan zararlara yönelik 50.000TL manevi, fazlaya dair ıslah ve tüm hakları saklı kalmak kaydıyla bilirkişi incelemesi ve raporuyla tespit edilecek maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tazminine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... cevap dilekçesinde; ipoteğin terkini davalarında, tarafların ipotek alan ve veren olduğu, bu davada davalı sıfatının bulunmadığını, davacı tarafından verilen 19.02.2014 tarihli ve 3737 yevmiye numaralı vekâletnamenin özel vekâletname niteliğinde olduğunu, verilen geçerli vekâletname ile işlem yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
6. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından davaya dayanak olarak ileri sürülen vakıalara ilişkin delil ibraz edilmediğini, davacının bilerek ve isteyerek, iradesi fesada uğratılmadan verdiği vekâletnamenin geçerli olduğunu, davaya konu ipoteğin de usulüne uygun olarak resmî şekilde tesis edildiğinden geçerli olup terkin nedeninin bulunmadığını, davacının ipoteğin tesisini gerektiren alacak yoktur iddiasını kabul etmediklerini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)"nun 6 ve 7. ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)"nun 200, 201 ve 204. maddeleri gereğince senetle ispat edilmesi gerektiğini, ipoteğin terkini için öncelikle davacının borcu ödeyip ödemediğinin tespitinin gerekli olduğunu belirterek davacının miktar gösterilmeden talep edilen maddi tazminat talebinin ve diğer istemlerinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararı:
7. ... Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.04.2015 tarihli ve 2014/119 E., 2015/115 K. sayılı kararı ile; 19.02.2014 tarihinde ... 22. Noterliğinin 3737 yevmiye nolu vekâletnamesi ile davacı ... tarafından, ... ... Mahallesi 2 pafta, 38 ada, 27 parsel sayılı taşınmazda dilediği bedel ve sıralamada ipotek konulması için davalı ..., ... ve ..."nin vekil tayin edildiği, davalı ..."in bu vekâletnameye istinaden 24.02.2014 tarihinde davacı adına kayıtlı 5 nolu bağımsız bölümün tapu kaydına 700.000TL bedelli ... lehine ipotek koydurduğu, ipotek akit tablosunda ipotek dayanağı olarak gösterilen "..."den alınan 700.000,00TL için" beyanına istinaden 05.11.2014 tarihli ara kararda bu bedelin davacıya ödendiğine dair yazılı belgelerin ibrazı için davalı tarafa iki hafta kesin mehil verildiği, davalı ... vekilinin 19.11.2014 tarihli dilekçesinde ipoteğin, davacının babası ..."nun şirket borçlarından kaynaklandığının bildirildiği, davacıya ait 5 nolu bağımsız bölümün tapu kaydına konulan ipoteğin, davacının borcundan doğmadığı, akit tablosunda belirtilen 700.000TL"nin kendisine verilmediği anlaşıldığından ipoteğin kaldırılmasına ve davacının ipoteğe dayanak borcunun olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği, davacının 50.000TL manevi tazminat talebi yönünden, davalı ..."e dilediği bedel ile dilediği kişi lehine ipotek tesis etmesi için vekâletname vermesi ile tamamen kusurlu davrandığı, dolayısıyla ipotek konulmasına kendisinin sebebiyet verdiği ve manevi tazminat talep edemeyeceği, %20 tazminat istemi yönünden davalı ..."ün takip yapmada açıkça kötü niyeti ve ağır kusuru saptanmadığından davacı lehine tazminat takdirine yer olmadığı gerekçeleriyle ipoteğin kaldırılmasına, davacının ipotek dayanağı borcu olmadığının tespitine, %20 tazminat talebi ile manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
8. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
9. Yargıtay 14. Hukuk Dairesince 13.10.2015 tarihli ve 2015/9925 E., 2015/8870 K. sayılı kararı ile;
"… 1-Davalı ... temyizi yönünden;
Davalı ..., Tapu Müdürlüğünün 24.02.2014 tarihli 4702 yevmiye no"lu ipotek aktinde davacı ..."na vekaleten hareket ettiğinden bu davada davalı sıfatı bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı ... hakkında açılan davanın husumet yönünden reddi gerekmektedir.
2-Davalı ... vekilinin temyizi yönünden;
Tapu Müdürlüğünün 24.02.2014 tarihli 4702 yevmiye no"lu ipotek akti ile ... Mahallesi 38 ada 27 parselde 5 no"lu meskenin tamamı ... adına kayıtlı iken ... adına vekaleten ..., ..."den aldığı 700.000,00TL bedel mukabilinde diğer kredi için ... lehine 2. derecede FBK, serbest dereceden istifade etmek üzere ipotek tesis ettiğini belirtmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının babası... tarafından düzenlenen 14.02.2014 tarihli protokol başlıklı belge ile "..."den şirketi adına aldığı para karşılığında ... sıralı çekleri, şahsına ait ancak kızı ..."nun üstüne kayıtlı olan ... İlçesi, ... Mahallesi 38 ada 27 parsel 5 no"lu bağımsız bölümdeki evin borcuna istinaden ipotek verileceği" taahhüt edilmiştir. Davacı ... ... Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2014/41927 soruşturma sayılı dosyasında alınan 25.03.2014 tarihli beyanında; "vekaletin düzenlendiği 19.02.2014 tarihinde babasının kendisini aradığını, TC numaralarını bildireceği kişilere vekalet düzenlemesini, bankadan kredi alacağını bu nedenle vekaletname istediğini, kendisine ait olan gayrimenkulü de teminat göstereceğini söylediğini" belirtmiştir.
Somut olayda; incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, 700.000,00TL için tesis edildiği görülmektedir. Açıklanan bu niteliğe göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 875. maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır. Alacaklı, ipoteğin fekki için anaparanın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebileceğinden ancak anaparanın, gecikme faizinin, icra takibi yapılmışsa takip giderlerinin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilebilir. Taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur.
Dava konusu olayda ipotek lehtarı ..."ün ipotek aktinden kaynaklanan alacağının ödenmediği, ipoteğin kaldırılması için gerekli koşulların gerçekleşmediği anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken davalı ipotek lehdarı ... vekili tarafından dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin davacının babasının şirket borçlarından kaynaklandığının bildirildiği ve ipoteğin davacının borcundan doğmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir…" gerekçeleriyle karar oy çokluğu ile bozulmuştur.
Direnme Kararı:
10. ... Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.09.2016 tarihli ve 2016/185 E., 2016/275 K. sayılı kararı ile; dava konusu edilen ipotek akit tablosunda "..."den aldığı 700.000TL bedel mukabilinde" yazılı olup karz ipoteğinin tesis edildiği, TMK"nın 875. maddesine göre ödeme yapılması hâlinde terkinine karar verilebileceği, ancak ipoteğin, davacının babasının sahibi olduğu ... Tekstil Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti"nin borçları için konulmasına elverişli olmadığı, davacı ..."nun babası..."nun borçları için davalı ... lehine taşınmazı ipotek ettiği yolundaki iradesinin Tapu Kanunu"nun 26. maddesi uyarınca tapuda resmî şekilde işlem yapılarak yerine getirilmediği, vekil ..."in eyleminden dolayı davacının sorumlu tutulamayacağı, davacı ile davalı ... arasında ticari ilişki olmadığı, davalı ..."in davacıya 700.000TL ödeme yapmadığı, ipotek akit tablosunun hukukî dayanaktan yoksun ve haksız olduğu, ipoteğin kaldırılmasının gerektiği, 5 nolu taşınmazın muvaazalı devir iddiasının ise bu davada ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, şartları varsa tasarrufun iptali davası açılması gerektiği, davalı ..."in davacının borcu olmadığını bildiği hâlde diğer davalı ile işbirliği içinde ipoteğin tesisini sağladığı bu nedenle diğer davalı ile birlikte sorumlu olduğu, husumet itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
11. Direnme kararı süresi içinde davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK
12. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık;
a- Somut olayda, noterde düzenlenen yukarıda yazılı vekâletname ile vekil tayin edilen davalı ... tarafından davacı adına kayıtlı bağımsız bölüm üzerine 24.02.2014 tarihli ve 4702 yevmiye numaralı ipotek akdi ile diğer davalı ... lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına ilişkin gerekli koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği,
b- Eldeki davada davalı ..."in taraf sıfatının bulunup bulunmadığı ve bu davalı yönünden davanın husumet nedeniyle reddinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE
13. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle, menfi tespit davası ve ipotek kavramı ile ilgili genel bir açıklama yapılmasında ve ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
14. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukukî ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
15. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir.
16. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığının ispatı için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesini isteyebilir.
17. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukukî ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir.
18. Başka bir deyişle hukukî yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukukî ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir.
19. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukukî yararının bulunması şarttır. Buna rağmen borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması hâlinde de borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir.
20. Bunun dışında icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur.
21. Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 24.11.2020 tarihli ve 2017/(19)11-948 E., 2020/933 K. sayılı kararında da benimsenmiştir.
22. İpotek kavramının açıklanmasına gelince; alacakların güvence altına alınması özel hukukun temel amaçları arasında yer alır. Bu amaç doğrultusunda ortaya çıkan güvence araçları özel hukukta şahsi ve ayni güvence olmak üzere ikiye ayrılır. Ayni güvencede şahsi güvenceden farklı olarak güvencenin içeriğini kişiler değil malvarlığı oluşturmaktadır. Hukukumuzda alacağa bu tür bir güvenceyi sağlayan ayni güvence rehin hakkıdır. Rehin hakkı, taşınır ve taşınmaz rehni şeklinde gerçekleşebilir. Taşınmaz rehni kendi içerisinde ipotek, ipotekli borç senedi ve irat senedi olmak üzere üçe ayrılır (Şener, Y.S.: Türk Hukukunda İpotek ve Uygulaması, ... 2010, Genişletilmiş 3. Baskı, Önsöz).
23. Taşınmaz rehninin bir çeşidi olan ipotek, TMK"nın 881 ilâ 897. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Söz konusu maddelerde ipoteğin tanımı yapılmaksızın, ipoteğin amacı ve niteliği (m. 881), kurulması ve sona ermesi (m. 882- 887), hükümleri (m. 888- 891) ve kanuni ipotek hakları (m. 892- 897) ile ilgili hususlar ele alınmıştır.
24. Doktrinde ipotek kavramı, kişisel bir alacağı güvence altına alma amacını güden, kıymetli evraka bağlı olmayan ve bir taşınmazın değerinden alacaklının alacağını elde etmesi olanağını sağlayan sınırlı ayni ... olarak tanımlanmaktadır (Akipek, J.G./Akıntürk,T.: Eşya Hukuku, ... 2009, s. 786; Gürsoy, K./Eren, F./Cansel, E.: Türk Eşya Hukuku, 1984, s. 1032). Bu şekilde, ayni teminat sağlayan sınırlı bir ayni ... niteliğindeki ipotek; belirli bir borcun ifasının teminat altına alınması amacını güder ve alacaklıya, teminatın konusunu oluşturan taşınmazın paraya çevrilmesi suretiyle alacağını elde etme yetkisi sunar (Köprülü, B./Kaneti, S.: Sınırlı Ayni Haklar, ... 1983, s. 252).
25. Taşınmaz rehninin temel ilkelerinden biri belirlilik ilkesi olup, bu ilke ipoteğin kurulmasında alacak ve taşınmaz bakımından kendisini göstermektedir. İpoteğin alacak bakımından belirli olması, taşınmazın ne miktar alacak için güvence teşkil edeceğinin tapu kütüğünde açıkça gösterilmesidir. Bu husus, TMK’nın 851. maddesinde "Taşınmaz rehni, miktarı Türk parası ile gösterilen belli bir alacak için kurulabilir. Alacağın miktarının belli olmaması hâlinde, alacaklının bütün istemlerini karşılayacak şekilde taşınmazın güvence altına alacağı üst sınır taraflarca belirtilir" şeklinde ifade edilmiştir. Çeşitli borçların teminat altına alınması için ipotek tesis edilmesi mümkünse de kural olarak, söz konusu hüküm gereği, alacağın belirli miktar üzerinden Türk Lirası ile gösterilmesi gerekir.
26. İpotek, hâlen mevcut veya ilerde doğması olası bir alacağı teminat altına alır (TMK m. 881). Miktarı ipoteğin tesisi anında belli olan alacaklar için ana para ipoteği (sabit ipotek, adi ipotek, karz ipoteği, kesin borç ipoteği), miktarı ipoteğin tesisi anında belli (muayyen) olmayan fakat ilerde gerçekleşecek alacaklar için ise üst sınır ipoteği (limit ipoteği, azami meblağ ipoteği, maksimal ipotek) kurulur (TMK m. 851). Ana para ipoteğinde taşınmazın teminat altına aldığı miktar rehin sözleşmesinde yazılı olan meblağ, üst sınır ipoteğinde ise ilerde tahakkuku muhtemel alacağın tahakkuk eden ve fakat üst sınır olarak belirlenen meblağı geçemeyecek olan kısmıdır.
27. İpoteğin taşınmaz bakımından belirli olması ise, ipotekle yüklenecek taşınmazın belirli, tapuya kayıtlı bir taşınmaz olması gerektiğidir (TMK m. 853). Tapuya kayıtlı olmayan taşınmazlar üzerinde taşınmaz rehni kurulamaz. TMK"nın 704. maddesine göre, arazi, tapu kütüğünde bağımsız ve sürekli olmak üzere kaydedilen haklar ve kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler taşınmaz olarak kabul edilmiş, TMK"nın 998. maddesinde de bu üç kategoride belirtilen taşınmazların tapu siciline kaydedileceği ifade edilmiştir. Kat mülkiyeti tesis edilmiş binalarda kat mülkiyeti maliki, bağımsız bölümü üzerine taşınmaz rehni kurabilir (Kat Mülkiyeti Kanunu m. 15).

28. Tapu siciline egemen ilkelerden olan ve taşınmaz rehnine de uygulanan bir diğer ilke açıklık ilkesidir. Açıklık ilkesinin bir gereği olarak taşınmaz rehni tapu siciline tescille doğar (TMK m. 856), tapu kütüğünde kayıt bulundukça devam eder ve kaydın terkini ile sona erer (TMK m. 858). İpoteğin doğması için, tapu kütüğüne geçerli bir tescilin yapılması gerekir. Geçerli bir tescil için, kural olarak, taşınmaz malikinin tescil istemi ve geçerli bir iktisap sebebinin varlığı şarttır. İktisap sebebi bir rehin sözleşmesi, ölüme bağlı tasarruf, kanun hükmü veya bir mahkeme kararı olabilir.
29. Taşınmaz rehni sözleşmesi resmî şekilde yapılır (TMK m. 856/2). Taşınmaz rehni sözleşmesinin yer aldığı resmî senedin tapu memuru tarafından düzenlenmesi zorunludur (Tapu Kanunu m. 26). Resmî şekil bir geçerlilik şartı olduğundan, bu şarta uyulmadan yapılan sözleşmeler geçersiz sayılır. Taşınmaz rehni sözleşmesinin asli ve zorunlu içeriğini, rehin veren, rehin konusu taşınmaz/taşınmazlar, rehinli alacaklı ve rehinli alacak ile rehin türü olarak saymak mümkündür (Oğuzman, M.K/ Seliçi, Ö./Oktay-Özdemir, S.: Eşya Hukuku, ... 2020, s. 1039-1041). İpotek tesisinin nedenini de ipotek akit tablosunda yazılanlar belirler.
30. İpotekte, iktisap sebebinin dışında, ondan bağımsız olan bir temel ilişkinin (borç ilişkisinin) varlığı gerekir. Ana para ipoteğinde, bu temel ilişkiden doğmuş bulunan bir alacak teminat altına alınmaktadır. Temel borç ilişkisinin geçersiz olması dolayısıyla alacak doğmamışsa, yapılan tescil görünürdeki alacaklı lehine bir rehin hakkı doğurmaz. Bir başka anlatımla, ipoteğin doğumu için yapılması gerekli tescilin alacaklı ile borçlu arasındaki temel borç ilişkisine bir etkisi yoktur. Tescil, alacağı doğurmaz ve alacağın varlığı için bir delil olmaz. Tescil ancak rehinli alacaklının ayni hakkının varlığına bir delil teşkil eder ve bu hususta bir karine yaratır. Rehinli alacaklı, rehin hakkını kullanmak için kişisel alacağını ispat etmelidir. İpoteğin amacı alacağı teminat altına almaktır. Bu yüzden de ipotek, teminat altına aldığı alacağa bağlıdır. Teminat altına alınacak bir alacak kesin olarak mevcut değil ise ipotek hakkı da alacağa bağlılığı dolayısıyla mevcut değildir. Diğer taraftan teminat altına alınan alacağın borçlusu, ipoteğe temel teşkil eden borç ilişkisine göre belirlenir. İpotek eşyaya bağlı bir borç doğurmadığından, ipotekli taşınmaz maliki, taşınmazın maliki olduğu için borçlu değildir, borcu ancak kendisi ile alacaklı arasındaki bir temel borç ilişkisinden doğabilir (Oğuzman, M.K./Seliçi, Ö.: Eşya Hukuku, 1982, s. 906 vd, Oğuzman/ Seliçi/Oktay-Özdemir, s. 1025-1026).
31. Taşınmaz üzerinde temsil yoluyla ipotek tesisi mümkündür. Bu durumda, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)"nun 504. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu m. 388) ile Noterlik Kanunu"nun 89. maddesinin göz önünde tutulmalıdır. TBK"nın 504. maddesi gereğince vekil özel olarak yetkili kılınmadıkça taşınmazı devredemeyeceği ve bir ... ile sınırlandıramayacağı hüküm altına alınmış olup, vekâletnamenin ipotek tesisi yetkisini içermesi, yine Noterlik Kanunu"nun 89. maddesi uyarınca noterde resmî şekilde düzenlenmesi gereklidir. Burada vekil, Borçlar Kanununda yer alan sadakat ve özen borcu gereğince vekil edenin yararına ve onun gerçek iradesine uygun hareket etmek, onu zararlandırıcı her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.
32. Yapılan açıklamalar ışığı altında somut olayın incelenmesine gelince, davacı tarafından ... 22. Noterliğinin 19.02.2014 tarihli ve 03737 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile maliki olduğu ... ili, ... ilçesi, ... Mah. 2 pafta, 38 ada, 27 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde dilediği kişi veya kurumların doğmuş ve doğacak borçlarının veya bankaların… lehine dilediği bedel, vade, sıra ve derecede ipotekler tesis etmeye… davalı ... ve dava dışı ... ve ..."in vekil tayin edildiği, ... Tapu Müdürlüğüne hitaben yazılan ve davalı ... ve davalı ... tarafından imzalı talep dilekçesi ile, ... ili, ... ilçesi, ... Mah., 2 pafta 38 ada 27 parsel 5 numarada kayıtlı gayrimenkul üzerinde ... lehine 700.000TL"lik 2. dereceden FBK süreyle kesin ipotek koyulmasının talep edildiği, ... Tapu Müdürlüğünün 24.02.2014 tarihli ve 4702 sayılı resmî senet ile davacı adına kayıtlı mesken niteliğindeki bağımsız bölüme talep doğrultusunda ipotek tesis edildiği görülmüştür.
33. Dosya içerisinde yer alan 24.02.2014 tarihli ve 4702 sayılı ipotek akdinin çerçevesini tayin eden resmî akit tablosu incelendiğinde, davacı adına vekaleten davalı ... tarafından davacı adına kayıtlı bağımsız bölüme ..."den aldığı 700.000TL bedel mukabilinde davalı ... lehine 2. derecede, FBK süre ile ve serbest dereceden istifade edilmek üzere olarak ipotek tesis edildiği, buna göre ipoteğin ana para [kesin borç (karz) ipoteği] olduğu anlaşılmaktadır. İpotek senedinin içeriğinde de “…adı geçen ... adına ... vekaleten, ..."den aldığı 700.000.00TL(yediyüzbin) bedel mukabilinde diğer kredi için ... lehine 2. derecede… " ifadelerine yer verildiği görülmektedir.
34. Somut olayda davacı, babasının isteği üzerine ... 22. Noterliğinin 19.02.2014 tarihli ve 03737 yevmiye numaralı vekâletnameyi verdiğini, davalı ... ve davalı ..."ü tanımadığını, davalı ... ile aralarında borç ilişkisi bulunmadığını belirterek haksız olarak adına kayıtlı taşınmaza tesis edilen ipoteğin kaldırılması ve borçlu olmadığının tespiti ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir.
35. Yukarıda ayrıntısıyla bahsedildiği üzere, anapara ipoteğinde, temel ilişkiden doğmuş bulunan bir alacağın teminat altına alındığı, temel borç ilişkisinin geçersiz olması dolayısıyla alacağın bulunmadığı hâlde görünürde yapılan tescilin alacaklı lehine bir rehin hakkı doğurmayacağı hususu dikkate alındığında alacaklının kişisel alacağını ispat etmesi gereklidir. Bu doğrultuda, mahkemece 05.11.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında, davalı tarafa dava konusu 38 ada 27 parselde 5 nolu bağımsız bölümün tapu kaydına konulan 700.000TL bedelli ipotek alacağı için alacağın ne şekilde doğduğu, davacıya hangi tarihte, ne şekilde ödendiğine dair yazılı belgeleri ibraz etmesi için iki haftalık süre verilmesine ilişkin ara karar tesis edilmiş, davalı vekili tarafından sunulan 19.11.2014 tarihli dilekçede; müvekkilinin kurucusu olduğu ... Otomotiv Gıda ve İnşaat Tah. Tic. Ltd. Şti. ile davacının babasının kurucu ortağı olduğu ... Tekstil San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ticari faaliyet kapsamında çeşitli tarihlerde ödemeler yapıldığı, 15.03.2014, 16.03.2014, 31.03.2014, 13.04.2014… tarihli çeklerin verildiği, davaya konu taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin bu çekler ile davacının babasının şirket borçlarından kaynaklandığı ifade edilmiştir.
36. İpotek senedinin içeriği taraflarca belirlenecek olup, ipotek sözleşmesinde hukukî ilişkiye işaret edilmesi ipoteğin tesisi için yeterli olacaktır. Davaya konu ipotek akit tablosunda davacı ... adına ..."in vekâleten ..."den aldığı 700.000TL bedel mukabilinde diğer kredi için ipotek vermeyi kabul ettikleri anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı adına vekâleten davalı lehine tesis edilen dava konusu ipoteğin, davacının babasının kurucu ortağı olduğu ... Tekstil San. ve Dış Tic. Ltd. Şti."nin davalı ..."e olan borcuna ilişkin olduğuna kabule olanak bulunmamaktadır. İpotek alacağa bağlı bir ... olduğundan, tarafların alacağı ipotekle teminat altına alma konusunda anlaşmaları ve bu yöndeki iradelerini Tapu Kanunu"nun 26. maddesi uyarınca resmî şekilde işlem yaparak yerine getirmeleri gerekmektedir. Başka bir deyişle, ortada davacının dava dışı babasının veya babasının kurucu ortağı olduğu şirketin borçlarının teminatını teşkil etmek üzere davalı lehine dava konusu taşınmaza ipotek tesis edildiğine dair resmî şekilde düzenlenmiş ipotek akdi bulunmayıp aksine, davacının davalıdan aldığı borcun teminatı olarak ipotek tesis edilmiştir. Davalının da davacıdan alacaklı olmadığı kendi beyanı ile sabittir.
37. O hâlde, davacı ile davalı ... arasında davaya konu ipoteğe temel teşkil eden borç ilişkisinin mevcut olmadığı ve davacının davalıya borcu bulunmadığı anlaşıldığından davacının ipoteğin kaldırılması ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi yönündeki talebi yerindedir.
38. Diğer taraftan, davacı vekilinin, davalı ..."in davacının iradesine aykırı olarak ve davalı ile birlikte hareket ederek davacıya ait taşınmazda davaya konu ipoteği davacı adına vekâleten tesis ettiğini, tesis edilen bu ipoteğin dayanaksız ve temel ilişki yokluğu nedeniyle yolsuz olduğunu ileri sürerek ipoteğin terkini, borçlu olmadığının tespiti taleplerinin yanında tazminat isteği de bulunduğu gözetildiğinde, eldeki davada davalı ..."e husumet yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
39. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, davacı tarafından ... 22. Noterliğinin 19.02.2014 tarihli ve 03737 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vekaletnamesi ile adına kayıtlı taşınmaz üzerinde dilediği kişi veya kurumların doğmuş ve doğacak borçlarının veya bankaların….kullandığı, kullanacağı krediler ve teminat karşılığı olmak üzere gerçek ve tüzel kişiler, …lehine dilediği bedel, vade, sıra ve derecede ipotekler tesis etmeye davalı ..."in vekil tayin edildiği, anılan vekaletnameye istinaden davacı adına kayıtlı taşınmaz üzerinde 24.02.2014 tarihli ve 4702 sayılı ipotek akdi ile davalı ... lehine 700.000TL bedel mukabilinde ipotek tesis edildiği, ipotek resmî sözleşmesinden ipoteğin kesin borç (karz) ipoteği niteliğinde bulunduğu, davacı tarafından verilen vekaletname gereğince vekil tarafından gerçekleştirilen ipotek işlemi usulüne uygun olarak resmî şekilde yapılmış olduğundan geçerli olduğu, bu durumda ancak ana paranın, icra takibi yapılmışsa takip giderlerinin ödenmesi hâlinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilebileceği, somut olayda davacı tarafından ipotek akdinden kaynaklanan alacağın ödenmediği, her ne kadar ipoteğe temel teşkil eden borcun davacının babasına ait şirketin davalı ..."e olan borcundan kaynaklandığı belirtilmiş ise de, bunun sadece borcun açıklamasına ilişkin olduğu ve ipoteğin geçerli olarak kurulmuş olmasına etkili olmadığı, kaldı ki davacının babası vefat etmiş olup mirasçı olarak davacının babasının borcundan da sorumlu olduğu, davacının ipotek akdinin aksini ispatlayamadığı gözetilerek direnme kararının bozma kararında belirtilen nedenlerle bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş, Kurul çoğunluğunca kabul edilmemiştir.
40. Hâl böyle olunca mahkemenin direnme kararı yerindedir.
41. Ne var ki, davalı ..."ün yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazları ile davalı ..."in işin esasına yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden, bu yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmesi gerekmektedir.

IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Direnme uygun bulunduğundan davalı ..."ün yargılama gideri ve vekalet ücretine, davalı ..."in işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE
Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle Hukuk Genel Kurulunun kararının mahkemesince taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise doğrudan Yargıtay 14. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.04.2021 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi