3. Hukuk Dairesi 2013/4024 E. , 2013/5999 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE ... (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nişan bozulması nedeni ile ziynet eşyalarının aynen ya da bedelinin tahsili davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacı ile davalının nişanlı olup, nişanın bozulduğunu beyan ederek, 3475 TL. Tutarındaki nişan hediyelerinin aynen, olmadığı takdirde bedelinin tahsili, 5166 TL. nişan masrafları ve 3000 TL. manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ise karşı davasında, 581 TL. tutarındaki nişan masraflarının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, asıl davaya karşı yaptığı savunmasında ise, dava konusu edilen nişan takılarının davacı tarafa iade edildiğini, kendilerinde bulunmadığını ifade etmiştir.
Mahkemece, asıl davada, eşyalar yönünden feragat nedeni ile davanın reddi, manevi tazminat yönünden davanın reddi, ziynet eşyaları yönünden ise, aynen olmadığı takdirde bedelleri olan 4667 TL.nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karşılık davanın ise kabulüne karar verilmiş, verilen bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanunun 122.maddesine göre, nişanlılık evlenme dışındaki bir nedenden dolayı sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları, alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir. ..."ın yerleşmiş uygulamasına göre, ziynet eşyaları mutad dışı hediyelerdendir. Nişan hediyelerinin iadesine karar verilebilmesi için kusur şartı aranmaz.
Davaya konu edilen hediyelerin, davacı tarafça davalıya verildiği ve iade edilmemiş olduğu hususu her türlü delil ile ispat edilebilir. Hediye aynen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre bedelinin ödenmesine karar verilir.
Ancak, somut olayda, davalı dava konusu edilen ziynetlerin davacı tarafa iade edildiği savunmasında bulunmuş, yargılama sırasında beyanlarına başvurulan davalı tanıkları da açık olarak ziynetlerin niteliklerini tek tek sayılmak suretiyle, davalı tarafından davacı tarafa iade edildiğini beyan etmişlerdir. Ne var ki mahkemece, hiçbir gerekçe gösterilmeden ve bu tanık beyanlarına neden itibar edildiği de açıklanmadan, ziynetlerin iade edilmediği kanaatine varıldığı gerekçede belirtilmiştir. İade iddiası, maddi olguya ilişkin olduğu için, tanık ile de ispat edilebilir. Davalı da, ziynetlerin iade edildiğini, dinlettiği tanık beyanları ile ispat etmiştir.
Kabule göre ise; HUMK."nun 74.maddesi (HMK.m. 26 ) "Kanunu Medeni ile muayyen hükümler mahfuz olmak hakim her iki tarafın iddia ve müdafaalariyle mukayyet olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez." hükmünü getirmiştir.
Davada, davacı tarafça dilekçesinde ziynet bedelleri olarak, 3475 TL. gösterildiği ve talep ıslah da edilmediği halde, mahkemece bilirkişinin raporunda belirttiği, 4667 TL. üzerinden ziynet eşyalarının iadesine karar vermesi de HMK.’nun 26. maddesine aykırı olup, talebin aşılması nedeni ile doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.