Esas No: 2021/18881
Karar No: 2022/2452
Karar Tarihi: 16.02.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/18881 Esas 2022/2452 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Medyada yer alan habere göre, bir hırsızlık suçundan mahkum olan sanığın temyiz itirazları kabul edildi ve karar bozuldu. Sanığa ilk yargılamada zorunlu müdafi atanmaması ve savunma hakkının kısıtlanması nedeniyle kararın bozulduğu belirtildi. Kararda, 5271 sayılı CMK'nın 150/3. maddesi gereği sanığa zorunlu müdafii atanması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, 289/1-e. maddesi uyarınca sanığın yokluğunda verilen kararın geçersiz olduğu ifade edildi. Kanun maddelerine göre temyiz sebebi hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir ve savunma hakkının kısıtlanması hukuka aykırıdır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın yokluğunda verilen 19/02/2018 tarihli karar, ilk önce sanığın ifadesinde bildirdiği son bilinen adresinden kısmen farklı (kapı numarası farklı) adrese tebliğe çıkarılıp, adreste sanığın yakınına 28/03/2018 tarihinde tebliğ edilmişse de tebliğ yapılan adresin sanığın ifadesinde bildirdiği son bilinen adresinden farklı olması ve tebliğ sırasında sanığın nerede bulunduğunun belirtilmemesi nedenleriyle tebliğ işleminin geçersiz olduğu, mahallince daha sonra sanığın ifadesinde bildirdiği son bilinen adresine yeniden tebligat çıkarıldığı, adreste bulunan sanığın yakınına gerekçeli kararın 07/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği ve sanığın 14/05/2018 tarihinde sunduğu temyiz isteminin süresinde olduğu ve sanığın temyiz isteminin hırsızlık suçundan kurulan hükme ilişkin olduğu belirlenmekle;
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'' ve aynı Kanun'un 294. maddesinin ise; ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, sanığın temyiz isteminin, aleyhine kesin delilin bulunmadığı, katılanın zararını ekonomik durumunun müsait olmaması nedeniyle gideremediğinden etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanamamasının doğru olmadığı, verilen cezanın ağır ve hakkaniyetten uzak olduğuna ilişkin olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
CMK'nın 289/1-e. maddesinde, Cumhuriyet savcısı veya duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken kişilerin yokluğunda duruşma yapılmasının “hukuka kesin aykırılık halleri” arasında düzenlendiği; somut olaya bakıldığında; 5237 sayılı TCK'nın 142. maddesinde 6545 sayılı Kanun'un 62. maddesi ile yapılan ve 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca, sanığa yüklenen TCK'nın 142/2-h, 143. maddelerinde öngörülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırının 5 yıldan fazla olması ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/10/2021 tarihli, 2021/35 E., 2021/473 K. sayılı kararı dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK'nın 150/3. maddesi uyarınca sanığa zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devam edilerek aynı Kanun’un 188/1. ve 289/1-e. maddelerine aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere 5271 sayılı CMK'nın 304/2-a. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 16/02/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.