21. Hukuk Dairesi 2013/21093 E. , 2014/2524 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Silopi Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 11/09/2013
NUMARASI : 2011/255-2013/360
Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava 27.09.2009 günü meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece dava konusu olay nedeniyle işverene bir kusur verilmesinin mümkün bulunmadığına ilişkin kusur bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle ve ölüm olayının terör saldırısı sonucu meydana geldiği, terör saldırılarının, işverenin işçiyi koruma ve gözetme borcu kapsamında bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ve bu karar süresinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda davacının davalı şirketin taahhüdündeki H. Barajı güvenlik yolu inşaatında çalıştığı, olay günü işverene ait olup şantiyedeki araçlara akaryakıt götüren tankerle konaklama alanından, şantiyeye giderken henüz günlük güvenlik taraması yapılmamış yolda uzaktan kumandalı el yapımı patlayıcının patlatılması ile arcın sürücüsünün yaralandığı, yolcu olarak bulunan davacı murisinin ise öldüğü dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren işyerindeki işçilerinin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu konudaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunun 77. maddesinin açık buyruğudur.
19.04.2013 günlü bilirkişi raporunda olayda gerek işverenin ve gerekse sigortalının kusurun bulunmadığı, belirtilmiştir.
Oysa hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda, bilirkişiler olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle olayın oluş biçimine ve aracın konaklama alanı ile şantiye arasındaki güzergâhının bölücü terör eylemlerinin yoğun şekilde bulunduğu bölgede bulunmasını nazara alarak, yörenin seyahat koşulları, güvenli seyahat için uygulamanın ne olduğu, aracın akaryakıt taşıdığı göz önüne alınarak güvenlik güçleri ile koordineli biçimde ulaşım yapılmasının mümkün bulunup bulunmadığı, araştırılmak suretiyle işverenin alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere uyulup uyulmadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenerek kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmamıştır. Hal böyle olunca kusur raporunun olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunun 77. maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez. Öte yandan, olayın oluş biçimine ve niteliğine göre de raporu hükme esas alınan kusur bilirkişisinin sıfatı itibariyle konuda uzman olmadığı da ortadadır.
Yapılacak iş, terör ile işçi sağlığı ve iş güvenliği dalında uzman bilirkişilere konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek ve özellikle iş kazasının terörün yoğun bulunduğu bölgede gerçekleştirilen faaliyet sırasında meydana geldiği gözetilerek kusurun aidiyeti ve oranlarını saptamaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile ve özellikle ehil bilirkişi tarafından hazırlanmadığı anlaşılan, inandırıcı güç ve nitelikte olmayan kusur bilirkişi raporunun hükme dayanak alınması suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 18/02/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.