Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/21093
Karar No: 2014/2524
Karar Tarihi: 18.02.2014

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2013/21093 Esas 2014/2524 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2013/21093 E.  ,  2014/2524 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Silopi Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    TARİHİ : 11/09/2013
    NUMARASI : 2011/255-2013/360

    Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R
    Dava 27.09.2009 günü meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece dava konusu olay nedeniyle işverene bir kusur verilmesinin mümkün bulunmadığına ilişkin kusur bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle ve ölüm olayının terör saldırısı sonucu meydana geldiği, terör saldırılarının, işverenin işçiyi koruma ve gözetme borcu kapsamında bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ve bu karar süresinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Somut olayda davacının davalı şirketin taahhüdündeki H. Barajı güvenlik yolu inşaatında çalıştığı, olay günü işverene ait olup şantiyedeki araçlara akaryakıt götüren tankerle konaklama alanından, şantiyeye giderken henüz günlük güvenlik taraması yapılmamış yolda uzaktan kumandalı el yapımı patlayıcının patlatılması ile arcın sürücüsünün yaralandığı, yolcu olarak bulunan davacı murisinin ise öldüğü dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
    İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren işyerindeki işçilerinin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu konudaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunun 77. maddesinin açık buyruğudur.
    19.04.2013 günlü bilirkişi raporunda olayda gerek işverenin ve gerekse sigortalının kusurun bulunmadığı, belirtilmiştir.
    Oysa hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda, bilirkişiler olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle olayın oluş biçimine ve aracın konaklama alanı ile şantiye arasındaki güzergâhının bölücü terör eylemlerinin yoğun şekilde bulunduğu bölgede bulunmasını nazara alarak, yörenin seyahat koşulları, güvenli seyahat için uygulamanın ne olduğu, aracın akaryakıt taşıdığı göz önüne alınarak güvenlik güçleri ile koordineli biçimde ulaşım yapılmasının mümkün bulunup bulunmadığı, araştırılmak suretiyle işverenin alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere uyulup uyulmadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenerek kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmamıştır. Hal böyle olunca kusur raporunun olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunun 77. maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez. Öte yandan, olayın oluş biçimine ve niteliğine göre de raporu hükme esas alınan kusur bilirkişisinin sıfatı itibariyle konuda uzman olmadığı da ortadadır.
    Yapılacak iş, terör ile işçi sağlığı ve iş güvenliği dalında uzman bilirkişilere konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek ve özellikle iş kazasının terörün yoğun bulunduğu bölgede gerçekleştirilen faaliyet sırasında meydana geldiği gözetilerek kusurun aidiyeti ve oranlarını saptamaktan ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile ve özellikle ehil bilirkişi tarafından hazırlanmadığı anlaşılan, inandırıcı güç ve nitelikte olmayan kusur bilirkişi raporunun hükme dayanak alınması suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 18/02/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi